Ana içeriğe atla

Serpil Gül "Cilalı İbo"yu Terketti


HER ŞEY Serpil Gül’ün, önce «Cilalı İbo» filimlerini tekelinde tutan prodüktör-rejisör Osman F. Seden’e, daha sonra da yıllardan beri partörreri olan, beyazperdedeki sevgilisi Cilalı İbo Feridun Karakaya’ya rest çekmesi ile başladı. Serpil Gül bu resti çekmeye niçin lüzum görmüştü? Kimine göre bunun sebebi maddiyata dayanıyordu. Serpil Gül Osman Seden’den filim başına ücret almıyordu. Onun aylıklı artistiydi. Ve Osman Seden son zamanlarda Serpil Gül’ün haftalığını bir hayli aksatır olmuştu. Kimine göre ise sebep. Serpil Gülün son «Cilalı ibo» filminde Almanya'ya götürülmemesiydi. Bazıları ise meseleyi daha başka koyuyorlardı ortaya: «Serpil Gül, 'Cilalı İbo Almanya'da' filminin afişlerinde, jeneriğinde, lobilerinde (Bak: Haftanın Ansiklopedisi), gazete ilanlarında adı küçük yazıldığı için Cilalı'yı terk etti,» diyorlardı. Her ne hal ise, sonunda olan oldu, Türk beyazperdesinin en ideal sinema çiftinin arasına kara kedi girdi ve Cilalı ile Serpil Güi ayrıldılar. Ve ayrılır ayrılmaz da hemen kendilerine beyazperdede birer yeni sevgili buldular.
Serpil Gül'ün sevgilisi Cafer Bey. «Cilalı ibo» nun perdedeki en tehlikeli rakibi «Cafer Bey»... Bundan böyle tiyatromuzun sevimli komedyeni Nejat Uygur’un filimlerinde Ülkü Özen’in yerini alıp rol icabı «Cafer Bey» in sevgilisi olacak.
Cilalı İbo’nun yeni sevgilisi ise Sezer Güvenirgil. Aslında bu sevgili Sezer olmayacaktı. Serpil Gül araya konan bütün ricacılara rağmen «Cilalı İbo» filimlerinde oynamayı ret ettikten ve «Cafer Bey» e transfer olduktan sonra, Cilalı da perdedeki rakibi Cafer Bey'den intikam almak için, onun sevgilisine el atmak istedi. Fakat olmadı. Zira, Ülkü Özen'in «Cafer Bey» filmini yapan Erman Filmle mukavelesi vardı ve Erman filim de Ülkü Özen’e bu filimde oynaması için izin vermemişti. Bunun üzerine Yeşilçam kazan, Cilalı kepçe, günlerce arandı tarandı ve sonunda Sezer Güvenirgil'de karar kılındı.
Serpil Gül'süz «Cilalı İbo» filminin çekimine geçtiğimiz hafta başlandı. Ülkü Özen'siz yeni bir «Cafer Bey» filmi ise henüz tasan halinde. Bakalım bu değişiklik «Cilalı İbo» ya, «Cafer Bey» e ne kazandıracak, yahut onlardan neleri alıp götürecek? Hele biraz sabredin, filimler vizyona girsin, hep beraber öğreniriz bu sorunun cevabını...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şakir Öner Günhan Ve Ailesinin Bisiklet Keyfi

SPORUN her dalına büyük saygı duyduğunu söyleyen Şakir Öner Günhan ve ailesi, tam bir bisiklet hastası... Sanatçı, eşi Gülbin ve oğlu Ozan'la birlikte her gün bisiklet turları düzenliyor. Bir süre önce Ankara’da sahne çalışması yapan Şakir Öner Günhan şöyle konuşuyor: «Önümüzdeki günlerde de İzmir'e gideceğim. Sahne çalışmalarımın yoğun atmosferinden kurtulmamın tek yolu, karım ve oğlumun yanında dinlenmek. Hepimizin ortak bir tutkusu bulunuyor. O da bisiklet... Boş zamanlarımızda atlıyoruz bisikletlerimize ve cadde cadde, sokak sokak dolaşıyoruz İstanbul'u..» Şakir Öner Günhan, «Biz bisikletliler çetesini kurduk» diyor ve sürdürüyor konuşmasını: «Bu işten en çok mutlu olan ise Ozan. Eskiden ona pek zaman ayıramıyordum... Ancak şimdi ortak tutkumuz olan bisiklet, ikimize de bu zamanı bol bol veriyor.. En güzeli de, lastik patladığı zaman oturup onu değiştirmek, zincir çıktığı zaman büyük bir dikkatle zinciri takmak oluyor. Yakında ben İzmir'e gideceğim. O za

Ceyhan Cem'den Büyük İddia

Selçuk Ural'la beraberliğimiz 1966 Aralık ayında başladı. Daha önce de arkadaştık ama, sadece gezip tozuyorduk. Ne o bana, ne ben ona karışırdık. Bir gün bana Bütün erkek arkadaşlarla ilgini keseceksin. Filmleri bırakacaksın... Gazetecilere, artistlere selam vermiyeceksin dedi. Beni apayrı bir insan yapmak istiyordu. "Bunu zaman gösterir" diye teklifini kabul ettim. Bir arkadaşın evinde kalıyorduk. O Batı Kulüp'te çalışıyordu. Maddi vaziyetimiz iyi değildi. Arabasını satması o sıraya rastlar. Sonradan benim yüzümden sattığını söylemiştir ki, bu doğru değildir. Borcunu ödiyemediği ve şıklığa fazla düşkün olduğu için satmıştır. Bir süre sonra çalışmağa Ankara'ya gitti. Para yollıyacağını söylediği halde sözünü tutmadı... Kavgalarımız bir türlü bitmedi. Günün birinde bana evlenme teklif etti. "Birbirimizi tanımıyoruz... Daha ileride" dedim. Kurtuluş’ta bir ev tuttuk.Bütün istediklerimi almağa başladı. Israrla benden çocuk istiyordu."Gözü, duda

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Sema Özcan'ın Eşi Resti Çekti

Bir günlük gazetenin ilavesinde çıkan «Sema Özcan, saadet defterinin üzerine yeniden afiş yapıştırmak istiyor» başlıklı haber, Sema Özcan - Mehmet Sarper çiftinin mutlu yuvalarının üzerinde kara kara bulutların dolaşmasına sebep oldu. Habere göre Sema Özcan, Kenterler Tiyatrosu’nun kulisinde tesadüfen rastladığı gazetecilere, «Artistliğe dönmek istiyorum. Kocamdan izin alacağım. Önce izin vermek istemeyebilir. Fakat yumuşatıp yasağı kaldıracağıma inanıyorum. Sinemayı para için yaptığımı zannediyordum. Evlendikten sonra unutmak bir yana sinemayı çok sevdiğimi anladım. Beyaz perde adeta benim bir parçammış. Perdeyi kesin olarak bırakmış olmak beni çok üzüyor,» diye beyanat vermiş, daha evliliğinin birinci ayı dolmadan Yeşilçam’a karşı olan özlemini açıkça belli etmişti. Haberin gazetede yayınlandığı gün Sarperler'in kapılarını çaldık. İşte fotoğraf çekmemize müsaade etmeyen, fakat Sema Özcan susarken bizimle açık açık konuşan Mehmet Sarper'in bu konuda SES'e söyledikleri

Türkan Şoray'ın Babası Kızgın

Hatılmayacağınız gibi evvelki hafta çıkan mecmuamızda Türkan Şoray 'ın «Allah annemi ıslah etsin» başlıklı bir röportajını yayınlamıştık. Türk sinemasının bir numaralı kadını o röportajında annesinden acı bir dille şikayet ediyor, babası için ise 'asil adam' tabirini kullanıyordu. Eğer şöyle bir düşünülecek olursa, aşağı yukarı tam sekiz yıldan beri Meliha Şoray 'ın Türkan Şoray ile karşılıklı olarak sahnede olduğu, fakat baba Şoray'ın hiç sesinin çıkmadığı görülür. Acaba baba Şoray neden böylesine kalın bir perde arkasında, derin bir sessizlik içindedir? Bu soru bizim aklımıza haftalardır takılıp kalmıştı. Baba Şoray'ı konuşturmak istiyorduk. Önce çalıştığı yer ile oturduğu evi tesbit ettik. Ancak geçen hafta içinde bir gün baba Şoray kendi ayağı ile SES'in idarehanesine gelmesin mi? Gökte aradığımızı yerde bulmuştuk... Halit Şoray, tıpkı Türkan Şoray, tıpkı Nazan Şoray. İki kız kardeşin ikisi de «hık» demişler, babalarının burnundan düşmüşler sa