Cihangir’deki modern apartmanın zilini çaldığımız zaman, kapı açılmadan önce, kapı arkasında birtakım fısıltılar oldu. Sonra kapıya, mavi gözleri uyku içinde genç bir kadın çıktı. Kısacık saçlarını eliyle düzelterek mahmur mahmur konuştu: - «Devlet Devrim, biraz sokağa çıktı. On dakika sonra gelecek!» dedi ve kapıyı «çat» diye kapadı. Mavi gözlü kadın, adı şarkıcı Selçuk Ural'la çeşitli maceralara kanşan Ceyhan Cem'di... On dakika sonra geldiğim zaman Devlet Devrim, elinde süpürge yerleri süpürüyordu. Yatak odasın m kapısına baktım. Kendisine yıllar önce «Kalipso Kralı» adım takan «şarkıcı» Metin Ersoy'un, çalıştığı gece kulübünde giydiği sivri burunlu pabuçları yan yana duruyordu. Ve bu, bir çift erkek pabucu, sanki Devlet Devrim’in sinemadaki hayatının bir dönemine imzasını atmış gibiydi... Devlet Devrim, pabuçlara baktığımı fark etmedi. Ama, saklayacak gibi değildi. Metin Ersoy adlı şantörün henüz imzası kurumamış «ithaflı» resmi masasının üzerinde duruyordu. ...