Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Engin Çağlar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Esen Püsküllü ve Engin Çağlar'ın Deniz Kaçamağı

Kış geçip de havalar ısınmaya başlayınca, sahil kenarında oturanların yüreklerini tatlı bir heyecan kaplar: Deniz heyecanı.. Sıcak kumların üzerinde yorgunluk atacakları, denizin tuzlu sularında serinleyecekleri, masmavi gökte göz kırpan güneşin ışıklarıyla yüzlerini. vücutlarını karartacakları günleri iple çekmeye başlarlar. Genellikle deniz mevsimi karpuzun manav dükkanlarında boy göstermesiyle başlar. Ama karpuzun çıkışını beklemeden kendini serin suların koynuna atanların sayısı da bir haylidir. Hele İstanbul’un kış yüzü görmediği, yazın erken geldiği bu yıl. Nisan görevini mayıs ayına terkettiği zaman, sinema ile ilgilenen gazetecilerin de gözleri, kulakları dört açılır. Zihinlerinde, «Acaba bu yıl deniz mevsimini ilk kim açacak?» sorusu şekillenir. Allah'a şükürler, bizim bu konudaki merakımız geçtiğimiz pazar günü, giderildi!.. Bu yıl Yeşilçam'da deniz mevsimini açmak bir değil, iki artiste nasip oldu. Hem de ayni gün, ayni yerde. Ve siz tesadüfe bakın ki, bu si...

Engin Çağlar Mine Mutlu'yu Bıraktı

Mine Mutlu ile 19 günlük bir Avrupa gezisine çıkan Engin Çağlar, geçen hafta Mine'yi Avrupa'da bırakarak Istanbul'a döndü. Yeşilköy'de uçağa kolkola, yanak yanağa binen Yeşilçam'ın iki şöhretli ismi, Avrupa'da kavga mı etmişlerdi acaba? Engin Çağlar'a bunu sorduğumuz zaman güldü: «Hayatımda kimse ile kavga, münakaşa etmedim ben. Hele bir kadınla, asla,» diyerek başladı Avrupa'ya çift gidip tek gelişinin sebebini anlatmaya: «Mine Londra'da lisan, bilgi, görgü okuluna yazıldı. Şubat ayının sonuna kadar bu okulda okuyacak, sertifika alacak. İngilizce konuşmasını, yürümesini, oturmasını, kalkmasını, çatal, bıçak tutmasını, makyaj yapmasını, giyinmesini kuşanmasını öğrenecek. Bu okula dünyanın bir çok ünlü kadınları devam etmişlerdir. Hatırımda kaldığına göre, İra Fürstenberg, çok eski yıllarda Jacqueline Onassis, Kraliçe Süreyya bu isimler arasındar.» Engin Çağlar, Avrupa gezisinden bayağı neşeli, zinde olarak döndü. Biz sormasak bile o hemen her ...

Mine Mutlu Herşeyi Açıkladı

«Evet, eski Mine değilim artık!» «Oh, dünya varmış» diye şimdi denir işte. Mine Mutlu ile konuşuyorduk. Biraz ör.ce 29/Ağustos/1970 tarihli SES mecmuasında Mine’yle ilgili bir yazıyı okumuştum. Yazıda sinemadaki Mine Mutlu ele alınıyor; onun sinemadaki zor ve çetin günleri anlatıldıktan sonra şöhrete koşuşunun hikayesi veriliyor, son zamanlarda attığı yanlış adımlar sayılıyor ve sonunda şu yargıya varılıyordu: «Türk sinemasında bir yıldız kayıyor!» 0 yazıyı yazmamış olmanın rahatlığı ile bu yargının gerçekleştiğini söyleyebilirim şimdi. Bir zamanlar gerilerden koşmaya başlayıp hızla zirveye doğru çıkan, adını kısa bir süre için bile olsa «Üçüncü kadın» a çıkaran Mine Mutlu bugün yoktur. Daha doğrusu vardır ama, ne «Üçüncü kadındır», ne dördüncü, ne beşinci hatta, ne de altıncı... Çıktığı yerden hızla boşluğa yuvarlanmıştır Mine Mutlu. Kendisiyle bunu konuşacaktım konuşmasına, ama ya o bu durumu kabullenmeseydi, ya «Hayır efendim. Kim demiş onu. Ben geçen yıl bu ay sinemada nere...

Engin Çağlar ve Fatma Karanfil Birarada

Eğer Ses mecmuası, «Yerli sinemanın çiftleri»ni seçmeye okurlarını davet etmeseydi de, Engin Çağlar ile Fatma Karanfil «Birbirine en çok yakışan çift» olarak seçilmeseydi, biz size iki yeni sinema artistinin son serüvenlerini anlatamıyacaktık. Önce 20 yıllık rejisör-proaüktös Nuri Akıncı (45), İkinci Fato (Birinci Fato, Ün'lü Fatma Girik'tir) Fatma Karanfil'i Engin Çağlar ile oynatmayı düşünemeyecekti. Kendisi, bakın bu konuda SES’e ne dedi: - «Valla kardeşim, ben Engin Çağlar ile filim yapmayı kararlaştırmıştım; ama yanına hangi kızı koyacağım diye arpacı kumrusu gibi düşünüyordum. Derken efendim, SES mecmuası imdadıma yetişti. Engin ile Fatma'yı «ideal sinema çift»i olarak ilân etmez mi? Madem ki SES’in okurları onları birbirine yakıştırmış; öyleyse sinema seyircisi bu işi bizden iyi anlar, diyerek işe giriştim. Şimdi çektiğim hikaye, Romeo-Jülyet'in, bizim memleketimize ve zamanımıza göre adapte edilmişi, iki düşman ailenin birbirini seven ve bu düşmanlı...

Eşinin Objektifinden Emel Sayın

HAYDİ hayırlısı... Yesilçam'da esen fotoğrafçılık rüzgarı hızını gitgide arttırarak devam ediyor. Gün geçmiyor ki bir şöhretin daha eline bir fotoğraf makinesi alıp «güzel resim» peşinde koştuğunu görmeyelim. Ekrem Bora, Fikret Hakan, Ayhan Işık, Kartal Tibet, Tunç Oral, Engin Çağlar... Bunlar bir anda aklımıza gelen artist fotoğrafçılar. Görüldüğü gibi bu merak sadece erkek yıldızlar için geçerli. Aynı rüzgar geçen yıl Yeşilçam'a giren «Sayın ailesi» nin kapısını da çaldı ve burada da kural bozulmadı. Emel Sayın değil ama, eşi yüksek mühendis ismet Kasapoğlu önce epey paradan çıkıp teçhizat düzdü, sonra kitaplar okuyup çalışmalar yaptı ve bir de baktık ki karşımıza «mükemmel bir fotofrağçı» olarak çıkıvermiş. Tabii her amatör fotoğrafçı gibi bir de foto-modeii var İsmet Kasapoğlu'nun... Emel Sayın hemen her gün saatlerce eşinin objektifi karşısında poz veriyor, İsmet Kasapoğlu da «çıkır çıkır» karısının resimlerini çekiyor. Emel Sayın'a sorarsanız durum «iyidir»...