Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Sevda Karaca etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sevda Karaca ile Abdi Ülgen İkinci Kez Evlendi

Sevda Karaca ile Abdi Ülgen ikinci kez nikah masasına oturdular. İlk nikahlarındaki gibi sevgi dolu, heyecanlı ve mutluydular. Bunun yanısıra yine ilk nikahlarındaki gibi geçmişe kalın bir sünger çektikleri de gözlerden kaçmıyordu... Sevda Karaca’nın bir zamanlar gönül kapıları sonuna kadar açıktı. Çok kişiyi misafir etmişti ancak Rıza Silahlıpoda ile kısa bir nişanlılık devresi geçirmiş yıllar sonra da Abdi Ülgen ile nikah masasına oturmuştu. Ve nikah masası hayatının dönüm noktası olmuştu. Ülgen ailesine girebilmek için hanımefendiğiliği oynamaktan öte benimsemiş, geçmişini bir süngerle silercesine izsiz bir mazi olarak geride bırakmıştı... Mutluydular. Birara sarsıntıya giren evliliklerini doğacak sevgi ürünleriyle, bir bebekle garantiye almak istediler. Oysa birkaç ay ana karnında durabilen bebek düşünce Karaca - Ülgen çifti de ayrılmaya kadar uzanan geçimsizliğe düştüler ve sonunda boşandılar. Sevda Karaca eski tas eski hamama dönen bir yaşamla, eşinin açmış olduğu vid...

Büyükler Çakıl Gazinosu'nda Buluştu

İddialı bir program yapan Çakıl Gazinosu’nun ilk gala gecesinde ilk kez birlikte olan sanatçılar Muazzez Abacı , Oya Aydoğan , İbrahimTatlıses , Nesrin Topkapı ve Sevda Karaca o gece hem göze, hem de kulağa hitabettiler. Çakıl Gazinosu’nun açılışına gidenler karşılarında bambaşka bir Muazzez Abacı buldular... Değişen fiziğiyle, giysileriyle, repertuvarıyla Allah vergisi nüanslı ve renkli sesiyle Abacı tek kelime ile büyüktü. Bu arada kendisinin ve alt kadrosunun ortak bir enteresanlığı vardı. O da assolist Abacı, yıllar sonra ilk kez Aksaray yakasında çıkıyordu. Ağır toplarından Oya Aydoğan ilk kez sahneye adımını atıyordu... İbrahlmTatlıses Çakıl’da ilk kez Abacı altında çalışıyordu. Sevda Karaca ve Nesrin Topkapı ise iki yıldır ara verdikleri sahnelere ilk defa bu programla dönüyorlardı. Ve gala gecesi gazinoyu dolduranlar hayal kırıklığına uğramadılar. Çünkü ''İlk''lerin hepsi kendi branşlarında iyiydi... Gelen müşteriye öylesine güzel ve doyurucu hitabettile...

Sevda Karaca'ya Acı Üstüne Acı

ŞANSSIZLIKLARIN ve acı olayların birbiri peşisıra gelmesi karşısında, kişileri avutmak için de olsa, söylenecek, yazılacak pek az iyi şey kalıyor... İnsanlar, ummadıkları anda, hiç düşünmedikleri ve istemedikleri kötü sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyorlar... İşte Sevda Karaca da, bir değil, birçok acıyla karşı karşıya. Sanatçı, yaşamının akışını olumsuz yönde değiştiren «acı sonuların hangisine daha çok üzüleceğini bile şaşırmış. Daha düne kadar, Sevda Karaca ile nişanlısı Abdi Ülgen çifti, mesut bir tablo oluşturuyordu. Birbirleriyle başbaşa olmaktan duydukları sevinç ve mutlulukları, kahkahalarında yansıyordu. Ne zaman evlenecekleri sorulduğunda da Sevda Karaca, «Abdi askere gitsin gelsin, ondan sonra inşallah!» diyordu.. Bu olayın üzerinden aylar geçti... Abdi Ülgen vatan borcunu yerine getirmek için asker ocağına gitti. Bu arada Sevda Karaca'nın sinirleri bozuldu ve hastalandı. Sanatçının sağlığının bozulması aldığı ilk darbe oluyordu... Çok kısa bir süre sonra da...

Sevda Karaca'nın Acı Günü

SEVDA KARACA gözyaşları içinde çırpınıyordu... Ağzından dökülen sözler hep aynıydı, «Ahh canım annem!..» Yakın dostları, sanatçı arkadaşları onu teselli edemiyordu. Acısı höyüktü Sevda Karaca’nın. Annesini hiç beklenmedik bir anda kaybetmişti... İnanmıyordu, inanamıyordu.. Daha on gün önce oturup dertleşmiştik. Güldük, konuştuk. Bir gün önce de, ona kendi ellerimle yemek yedirmiştim» diyordu Sevda Karaca. Üzüntüsü büyüktü. Hıçkırarak konuşuyordu: «Ölüm ondan o kadar uzaktı ki... Şekeri vardı, tansiyonu ikide bir yükseliyordu, midesi de rahatsızdı, ama hayata öyle bağlıydı ki... O gece yatağa girerken, 'Sevda, ben ölmem ama, eğer bir gün ecel beni de bulursa, arkamdan fazla gözyaşı dökme kızım' demişti. Gülmüştüm... Ertesi gün anneciğimi uyandırmak için yanına gittiğim zaman, o gelmez dediği ecel, çoktan onu bu dünyadan ayırmıştı. Bayılmıştım... Kendime geldiğim zaman, dostlarım, arkadaşlarım gerekeni yapmışlardı zaten...» Necla Karaca’nın en büyük isteği, torunlarını ...

Sevda Karaca Hastanelik Oldu

Sevda Karaca Yavuz. Film hesabına çevrilen «Bağrımdaki Ateş» adlı filmin Soğukoluk'ta geçen bir olaydan esinlenerek, rejisör Orhan, Elmas tarafınan yazılan senaryosunda «Sevda» adlı bir hayat kadınını canlandırıyordu. İlk günler çekimin havasına giren Karaca, filmin iyi olması için elinden geleni yapıyor, rejisör Elmas'ın bir dediğini iki etmiyordu. Her şey yolunda gidiyordu. Harici sahnelerin çekimi için Antalya, İzmir ve çevresine gidildiği zaman. Sevda Karaca da, değişen mekanla değişiverdi. Önce her gün sete gelen ve seti izleyen uzatmalı nişanlısı Abdi Ülgen 'le sık sık münakaşa etmeye başladılar. Neticede asabi yaradılışta olan Sevda Karaca film ekibine karşı yapmacık gülücüklerle mutlu gözükmek istiyordu. İzmir’de gerçek genelev sahnelerinin çekiminde olaylar patladı. Sevda Karaca rolüne kendini iyice adamıştı. Filmin cok iyi olması için tüm ekip elbirliğiyle çalışıyordu. Zaten senaryo hazırlanırken hikayenin Sevda Koraca üzerine kurulmuş olduğu hemen göze ...