Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nebahat Çehre etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Nebahat Çehre

SORULAR... Cins cins, çeşit çeşit, öbek öbek, çengel çengel sorular. Üstelik hepsi de Nebahat Çehre hakkında ve ben düşünceler, sıkıntılar içindeyim. Nebahat Çehre olmasam İş kolaylaşacak, ama İnsanın kendi kendini anlatması hem çok kolay, hem çok zor. Kolay, çünkü sorularınızı kendinize soracaksınız. Zor, çünkü ortada bahis konusu insanın kendi olduğu için objektif olamama tehlikesi var. Neyse, başlayalım bakalım... Başlayalım diyorum demesine ama kendi kendime «Nereden başlamalı?» sorusunun cevabını veremiyorum, isterseniz önce «kimlik kartı» m dolduralım. «KİMLİK KARTIM» 15 mart 1944'te Samsun’da doğdum. İlkokulu Mimar Sinan'da bitirdim. Fatih Kız Llsesi'nde 7'nci sınıfa kadar okudum. Sonra üzerinde (5) rakamını taşıyan bir mayo giydirdiler bana. 1960 Türkiye Güzellik Kraliçesi seçildim. Yaşım tutmadığı için Amerika'da yapılan «Dünya Güzellik Yarışması» na ancak 1965 yılında katılablİdim. 1962'de «Kanun Kanundur» isimli filimle sinemaya başladım. Da...

Nebahat Çehre Hatasını Anladı

Bazı sanatçılar vardır, kendisini dev aynasında görür, hiçbir kusurunu kabul etmez. Bazıları da alçakgönüllüdür. En acımasız eleştirileri kendisine yöneltir, kendini ve sorunlarını hiç tereddüt etmeksizin ameliyat masasına yatırır. İşte, Nebahat Çehre de ikinci tür sanatçılarımızdan. Kendisiyle görüşmeye gittiğimizde, sanat hayatının bir dökümünü çıkardı bize. 1969 yılında Türkiye Güzeli seçilmişti Nebahat Çehre. Tabii, Türkiye Güzeli seçilen her genç kıza olduğu gibi, ona da Yeşilçam'dan teklifler yağmaya başladı. Aslında sinemaya geçmeyi istememesine rağmen, sonunda dayanamadı ve gelen tekliflere «Evet» dedi. Gençti, güzeldi, yetenekliydi, üstelik sevmişti de sinemayı. Topluma bir mesajı olan, iyi, kaliteli yapımlarda oynamayı istiyordu. Ama yönetmenler ona hep şımarık, züppe kız rollerini veriyorlardı. İşte hatalarından birini şöyle anlatıyor. Nebahat Çehre: «Aslında mücadele etmem gerekiyordu. İstediğim rolleri alabilmek için direnmeliydim. Yıllarca Türk Sineması...

Nebahat Çehre'nin Ehliyeti Yok

Nebahat Çehre’nin en büyük tutkusu — sakın aşk falan zannetmeyin — nedir bilir misiniz? Otomobil.. Evet ünlü yıldızın nedense son model, lüks, spor otomobillere karşı özel bir tutkusu vardır. Dünyada en büyük zevki otomobil kullanmaktır. Daha şöhret olmadığı, cebinde on liranın bile zor bulunduğu yıllarda bu otomobil tutkusu yüzünden, «Ben evlenirsem ancak otomobili olan bir adamla evlenirim,» dediği rivayet olunur... Nebahat Çehre, azimli, sebatkar kızdır. Bileğinin hakkıyle bugünkü durumuna gelmiş, gemisini kurtarmıştır. Yani iyi yaşamaya başlamış, cebi para görmüş, bundan beş yıl kadar önce de bir otomobil sahibi olmuştur. Ona sorarsanız, sinemada şöhret olduğuna değil, ta küçüklüğünden beri hayal ettiği otomobil sahib olduğuna sevinmiştir en çok. Günlerce İstanbul sokaklarında şoförüne delicesine direksiyon kullanması için emirler vermiş, etrafındakilere. «Deli bu kız. Birgün parçalanıp hayata veda edecek,» dedirtmiştir. Sonra çeşitli nedenlerle Nebahat Çehre’nin sahip o...

Demir Karahan ve Nebahat Çehre Ayrılıyor mu?

Önce gazete sütunlarına akseden bir dayak haberi okuduk. Demir Karahan Nebahat Çehre'yi tokatlamıştı. Hemen peşinden ayrılacakları haberi ortaya çıktı. Sonra haberler yıldırım hızıyla birbirini izledi: «Nebahat Çehre, Demir Karahsn'a güvenemiyordu.» Demir, Nebahat'ın kendisiyle gereğince ilgilenmediğini söylüyordu. «Hayır, tam aksi, ilgisizlikten şikayet eden Demir değil Nebahat'tı.» «İki taraf da yakınlarına 'ayrılacaklarım' söylemişlerdi, hayır onlar dememişlerdi ama ikisinin haline bakınca bu 'şıp' diye anlaşılıyordu.» Evet, yukarıya küçük bir çeşitlemesini yaptığımız söylentiler böylesine değişik, böylesine tutarsızdı, ama bütün yolların Roma'ya çıkması misali bütün bu değişik söylentiler de aynı noktaya gelip düğümleniyordu: Demir'le Nebahat ayrılacaklardı. SES'te çıkan «ilk» röportajda nişan tarihi olarak, «Nisan sonu ya da mayıs başı» olarak tarih veren «sözlülerin» nişan konusunda faaliyete geçmemeleri de bu söylentileri kuvvet...

Nebahat Çehre Boşanma Kararından Vazgeçti

Yerli filim seyircisi milyonlarca genç kızın kalbi jönler için çarpar. Beyazperdede bu yakışıklı jönlerin aşklarını, ızdıraplarını seyrettikçe onlarla beraber yaşarlar, sevinirler veya üzülürler. Birçok genç kız ileride bu sinema kahramanlarından biri ile hayalın birleştirmeyi hayal eder durur. Bu yüzden filim artistlerine gelen mektupların çoğunda evlilik ve aşk konular, geniş yer tutar. Yılmaz Güney de, genç kızların gıpta ile seyrettikleri, yerli sinemanm bugün içir, en kaprisli şeöhretidir. Ayda 60 bin lira kazanır. Prodüktörler bir dediğini iki etmezler. Şimdi sorarım size hangi genç kız, böyle şöhretli, paralı bir kocayı bırakmak ister? Ama Yılmaz'ın 208 günlük karısı Nebabat Çehre, 14 ağustos pazartesi sabahı yataktan kalkar kalkmaz ilk iş olarak doğruca yazıhanesi Adliyenin karşısında bulunan eniştesi ve aynı zamanda avukatı olan Yılmaz Savaşçı'nın yanına koştu, Yılmaz Güney'den kendisini en kısa zamanda boşamasını istedi. Enişte – avukat önce çok şaşırdı...

Nebahat Çehre Mankenlik Yaptı

Tanınmış butiklerimizden Firdevs’in günlerden beri beklenen defilesi, 27 kasım perşembe günü Yerli Filim Prodüktörleri İşverenler Sendikası yararına Hilton'da yapıldı. Bu defilenin iki büyük özelliği vardı. Birincisi sinema yıldızımız Nebahat Çehre’nin mankenlik yapması, İkincisi de Sadri Alışık, Filiz Akın, Belgin Doruk, Çolpan İlhan. Sevda Ferdağ, Türker İnanoğlu gibi Yeşilçamlı şöhretlerimizin bu defileye müşteri olarak katılmalarıydı. Sinema artistlerinin katıldığı bu defile için «show» kelimesini kullanmak yerinde olur sanırız. Bir ara, Nebahat Çehre bir tuvaleti teşhir ederken Sadri Alışık sigara yaktı, Nebahat’e uzattı. Nebahat'de iki nefes çektikten sonra sigarayı sarışın bir hayranına verdi. Bu sırada takdimci Orhan Boran «Elbiseye ne isim verelim?» diye soruyordu. Sadri Alışık ayağa fırladı, o kendine has sesiyle, «Yak da ver olsun!» diye bağırdı. Eh o anda davetlilerin hallerini görmeliydiniz. Koskoca salon kahkahadan kırılıyordu... (diğer haberler için aşağıd...

Nebahat Çehre Kampa Girdi

Aslında bakarsanız Nebahat Çehre klasik ölçüler içinde «mütevazı» bir genç kadındır. Onun ağzından kimse «tevazu kokan» cümlelerin dışında bir söz alamaz. Kendisi hakkındaki bütün sözleri «... Yapmaya çalışacağım», «... Etmeye uğraşacağım», «... Olmak istiyorum, ama bilmem ki?» lerie noktalanır. Etiler’de, Ulus Meydanı’nda Günseli Başar'ın kız kardeşi yüksek mühendis mimar Peykan Dilbaşar’dan 350 bin liraya satın aldığı, inşa halindeki apartman katı için bile, «Benim,» demez, «Kısmetse benim olacak» der. Ama ne var, biliyor musunuz? Geçenlerde yukarıda anlattığımız apayrı bir Nebahat Çehre bulduk karşımızda. Nebahat Çehre, «Hayatımda ilk defa böyle konuşuyorum. Bu sezon iddialıyım,» diyordu. Tabiî önce şaşırdık, sonra bu değişikliğin nedenini merak ettik. «Siz eskiden böyle konuşmazdınız,» dedik. Nebahat Çehre, «Evet» dedi, «Peki şimdi?» diye sorduk. Anlattı: - «Ben iddialı konuşmaktan hep kaçınırım. Bir şey yaptıysam, bir şeyler yapıyorsam bunu benim söylemem yakışık alma...

Nebahat Çehre'nin Sinemayı Bırakma Şartı

Demir Karahan’ın sinemayı bırakışı da; Nebahat Çehre - Demir Karahan nişanının bozulması da başlıbaşına birer «olay - haber» dir. Bu tip haberler «iyi haber» dir! Yankı uyandırır, ses getirir, kendi etrafında bir ilgi yaratır. Ama haberin yarattığı heyecan dinip sular durulduğu zaman insanın, «Peki şimdi ne yapacaklar?» diye düşünmemesi imkansızdır, iki alyansla birleşen gençlerden erkek olanı bu satırların yazıldığı anda Adana'dadır. Buna mukabil kadın olan yeni yıla yalnız girmektedir. Acaba o ilerisi için ne düşünmektedir. Nebahat Çehre bu soruyu şöyle cevaplandırıyor: - «Demir'le konuşarak, anlaşarak ayrıldık. Değil kavga, münakaşa bile etmedik. Onu Adana'da, beni burada yeni işler, yeni sorumluluklar, yeni kavgalar bekliyor. Bu arada serbest olmalıyız, asap bozucu bir takım söylentiler olmamalı hayatımızda. Sadece işimizi düşünmeliyiz. Bu yüzden ayrıldık. O kendi yoluna gitti. Tabii muvaffak olmasını isterim. Benim önümde aşılacak dağlar var. Sahne, her şeye rağ...

Nebahat Çehre Balerin mi Oldu?

Nebahat Çehre birkaç yıldan beri yerli filmlerde önemli rollere çıkan bir sinema artistidir. Geçenlerde ona bale dersi alırken rasladık ve gördüğünüz bu fotoğrafları çektik. Acaba Nebahat Çehre balerin olmayı artistliğe tercih mi etmişti? Kaderi ve kabiliyetleri onu sanatın bir başka dalına doğru mu itiyordu?... Bu sayfalarda bulacağınız yazı, size üstte bahsi geçen soruların cevaplarını vermektedir. BALE KOSTÜMÜNÜ GİYİYOR — Nebahat Çehre, aldığı dersleri yalnız başına tekrarlıyor ve vücudunun güzelliğini böyle koruyor. UZAKTAN bakılınca insanlar hep birbirine benzer görünüyor. Oysa aralarında epeyce ayrıntılar var ve nice meziyetler, değerler yakından incelenince beliriyor. Yıllarca uzaktan tanıdığımız kişi ile birkaç saat derinliğine konuşmak bize yeni bir dünya keşfettiriyor. Önce hayret ediyorsunuz. Sonra hayran oluyorsunuz. Kendinizi de kınıyorsunuz, «Neden anlıyamadım bu yönlerini?» diye... Yerli film çevrelerinde böyle gizli kalmış meziyetler çok. Nebahat Çehre'yi...

Dost Değil Post Arıyor

Yaşamımızda gereksinimini duyduğumuz varlıklardan birisi de dostlarımızdır. Acılarımızda, sevinçlerimizde dalma sıcak bir dost elinin yakınlığını, “dost acı söyler" denirse de bir dost dilinin bize söyleyeceği tatlı sözleri ararız... Kiminin dostu çoktur bundan büyük mutluluk duyar, kiminin hiç dostu yoktur kendisine dost bulabilmek için gecesini gündüzüne katar. Kimi de vardır, tıpkı Nebahat  Çehre gibi dost değil de post arar. Şu sıralarda Ankara’da gazino çalışması yapan eski sinema sanatçısı, yeni Türk sanat müziği solisti Nebahat Çehre kentin ne kadar kürkçü dükkanı varsa hiç üşenmeden altını üstüne getiriyor... Kürklerin kalitesini inceliyor, modellerine alıcı gözüyle bakıyor... Kürklere tutkunluğunun nedenini ise kendince şöyle açıklıyor: “Şu yaşıma kadar öylesine çok dostum oldu ki, sayısını ben bile anımsamıyorum. Maalesef çoğunluğunu ise bir görünüp bir kaybolan iyi gün dostları oluşturuyordu. Dostluğu yaşamın en güzel olgularından biri olarak görmeme karşın bir türlü...