Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nilüfer Koçyiğit etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hülya Koçyiğit'in Lolita Kardeşi

Dünya LOLİTA'yı öncelikle bir roman kahramanı olarak tanımıştı. Wladimir Nabakov'un yarattığı bu genç kız yaşlı erkekler için gerçekten bir tehlikeydi. Fakat bu tatlı tip şöhrete HOLLYWOOD sayesinde ulaştı. Lolita'yı perdede SUE LYON adında bir genç kız canlandırdı. Amerikalı filmciler Sue Lyon'un yaşlı aşığı rolünde de James Mason ’u oynattılar. Lolita filmi hasılat rekorları kırdı, ve 16 yaşındaki Lolita dünyaca bilinen bir isim haline geldi. Amerikalı filmciler bu arada Türk Lolita'sı 12 yaşındaki Nilüfer Koçyiğit 'i görselerdi her halde uzun uzun düşünürlerdi. Yerli Lolita'nın masum bakışı, çocuksu tebessümü ve son derece gelişmiş vücuduyla Sue Lyon’dan aşağı kalır bir yanı yoktu. Nitekim bu konuda onunla bir film çeviren Muzaffer Tema bakın ne diyor: "Bu kız dehşet bir şey. Beraber oynadık. Ben bu kadar işini bilen bir kadın oyuncuya rastlamadım." Ablası hiç ama hiç kıskanmıyor Nilüferi. Oniki yaşında bu derece güzel olmasını, uzun uz...

Hülya Koçyiğit'in Kardeşi Nilüfer Koçyiğit Sahneye Çıktı

- ''İlk defa bu akşam, burada sahneye adımımı atıyorum. Çok kısa bir zaman içinde hazırladım. Şüphesiz bazı hatalarım, bazı eksiklerim olacak. Ama henüz işin başındayım ve sizlerin hatalarımı bağışlayacağınıza inanıyorum.'' Ankara Japon Bahçesini hıncahınç dolduran dinleyiciler, sahnede mikrofonu eline alır almaz kendilerine bu şekilde hitap eden biraz dolgunca, uzun boylu, sempatik kızı çılgınca alkışlamaya başladılar... Eteğinin boyu, omuzlarına dökülen saçıyla aşağı – yukarı eşit uzunlukta olan; soyadı, adından daha da meşhur bu genç kız da, alkışların hızı geçmeden hemen ilk şarkısına başladı... Evet ''Çıkıyor, çıkacak'' derken sonunda Nilüfer Koçyiğit de Ankara'da şarkıcılar kervanına katıldı. İlk gece için bütün Koçyiğit ailesi haftalardan beri seferber olmuştu. Tabii içlerinde en çok yorulanı yine ''anne Koçyiğit''ti. Melek Hanım gelen teklifleri uzun uzun inceleyip içlerinden en cazibini ayırmış, mukaveleyi imzaladıkt...

Nilüfer Koçyiğit'e Yol Göründü

Yağmurlu bir gün... Nilüfer Koçyiğit ile yağmur altında yürüyor, yürüyoruz... En küçük Koçyiğit’in kapısını o gün kendisiyle konuşmak, son durumu hakkında bilgi edinmek için çalmıştık. Fakat aksilik bu ya o da dışarıya çıkacakmış. Her öğleden sonra iki saat yürümeyi adet haline getirmişmiş ve acaba bizler bu yürüyüşte ona refakat edemez miymişiz! Böylece hem yürür, fazla kilolarımızı atar, hem de konuşur dertleşirmişiz! Haydi siz siz olun da kabul etmeyin bu cazip (!) teklifi. Yıldırım gibi düşünüyoruz «Kabul etmezsek n’olur?» diye. N’olacak, işler aksar, diğer röportajlar arap saçı gibi birbirine girer. Sonra ayıkla pirincin taşını!... İşte yağmur altındaki o şahane yürüyüşümüz böyle başladı. Nilüfer Koçyiğit’in dünya umurunda değil. Oradan oraya koşuyor, sıçrıyor, yerinde duramıyor. Yağmura bile aldırdığı yok. Hoş bizim de üzerimizde son moda, yağmurun damlasını geçirmeyen cinsten bir yağmurluk olsa biz de aldırmazdık ya... Ama kabahat bizimdi! Tedbirsizlik etmiştik. Değil...

Nilüfer Koçyiğit 17 Yaşına Bastı

4 nisan günü 17 yaşına basan Nilüfer Koçyiğit, doğum günü şerefine, her gece sahneye çıktığı Bebek Gazinosu'nda dostlarına bir davet verdi. Davette ablası Hülya Koçyiğit, eniştesi Selim Soydan, Ekrem Bora, kuaför Demir, plakçı Hilmi Coşkun gibi ünlü isimler vardı. Erol Büyükburç, Sevda Ferdağ, Öztürk Serengil de programdan sonra onların masasına gelince gece daha da renklendi ve Nilüfer Koçyiğit 17. yaşını gün ağarana kadar neşe içinde kutladı. HORON TEPİYORLAR Program bitmiş. Öztürk Serengil ile Erol Büyükburç horon teperek Nilüfer'in doğum gününü kutluyorlar. Biraz sonra bu üçlüye Ekrem Bora ve Sevda Ferdağ da katılacak, gece daha da renklenecek... SALLASANA SALLASANA MENDİLİNİ Nilüfer Koçyiğit, doğum günü gecesinde bu şarkıyı söylerken başta Ekrem Bora olmak üzere herkes beyaz mendillerini sallıyordu.Altta, Melek Koçyiğit en küçük kızını sarılarak tebrik ediyor, ona uzun ömürler diliyor. İLK PASTAYI ABLASI YEDİ Dört katlı doğum günü pastasını kendi eliyle k...

Nilüfer Koçyiğit Artık Başrollere Çıkacakmış

Nilüfer Koçyiğit karşımda oturmuş, ayak ayak üstüne atmış, incecik sesiyle konuşuyor. Nilüfer'i üç, dört ay var ki görmemiştim. Bu kısacık zaman bile en küçük Koçyiğit'i o kadar değiştirmiş ki... Boyu biraz daha uzamış, kilosu biraz daha azalmış, hareketleri, davranışları biraz daha olgunlaşmıştı. Gelecek yıllar için hummalı bir hazırlık vardı Nilüfer'de... Kendini üç, dört yıl sonrasına hazırlıyor, bunu da şöyle dile getiriyordu: - «Bundan böyle sadece başrol oynayacağım. Oynayacağım filimlerin tek kadın yıldızı olacağım. Benden ekmek bekleyen yok. Son aylarda üç başrolde oynadım: «Kızılırmak Karakoyun» da, «Şeytanın Oğlu» nda Yılmaz Güney'le, «Eceline Susayanlar» da da Fikret Hakan'la. Ablam, babamı kaybettiğimiz için Feryal'e, bana ve anneme bakmak mecburiyetinde idi. Halbuki benim böyle bir derdim yok. Arkamda kapı gibi ablam var. Şimdilik filim çevirmesem de olur.» Biz bunları konuşurken annesi Melek Koçyiğit içeri girdi. Melek Hanım da, Nilüfer ...

Nilüfer Koçyiğit'in Zayıflık Reçetesi

«Can boğazdan gelir,» derler ya, bu sözü doğrulamak için midir, nedir bizim Nilüfer Koçyiğit de günde üç öğün değil, beş, altı, icabında yedi, sekiz öğün yemek yer! Yemek yedikçe şişmanlar, şişmanladıkça da İştahı açılır. Hani bir, iki ay kadar kendisine bakmayacak olsa, yani saunalara, jimnastik salonlarına, bale dersanelerine gitmeyecek olsa Nilüfer Koçyiğit'in en fazla iki, üç ay içinde 140 kiloluk anne Melek Koçyiğit’i bile gölgede bırakabileceği rahatça iddia edilebilir... İşte bu yüzden ana - kız sık sık münakaşa ederier. Melek Koçyiğit, «Kızım bu kadar yeme, yakında beni geçeceksin!» diye yarı şaka, yarı ciddi kızına takılınca, Nilüfer Koçyiğit sinirlenir, «Ne yapayım anneciğim iştahım var, canım istiyor.» diye biraz yüksek perdeden annesine cevap verir. Sonra da şunları ilave eder sözlerine: «Sana çekmişim anneciğim! Yemek yemezsem rahat edemiyorum. Midem kazınıyor, başım ayrıyor!» Anne Koçyiğit’in yapamadığı işi, geçtiğimiz hafta gazino patronları başardı Ünlü sol...

Nilüfer Koçyiğit Hülya Koçyiğit'e "Anne" Diyecek

Rejisör - prodüktör Ülkü Erakalın'ın Beyoğlu 'ndaki Duygu Film yazıhanesinin duvarına Türkan Şoray’ın «ithaflı ve imzalı» bir fotoğrafı asılmıştır. İri gözlerini iyice açan bu fotoğrafın üstüne Türkan Şoray kendi el yazısıyle «Tek rejisörüme...» sözlerini yazarak imzalamıştır. Nasıl imzalamasın ki, şöhretini yapan rejisörlerin bir numaralısı olan Ülkü Erakalın, «Gözleri Ömre Bedel» filmini çevirdikten sonra Türkan'ın süksesi o kadar artmıştı ki, fiyatı 20.000’den 50.000’e, sonra 60.000'e fırlamıştı. Aradan bir yıl geçti. Ülkü Erakalın, Türkan Şoray'm evinde, ona, Aka Gündüz'ün ünlü romanı «Üvey Ana» yı teklif etti ve: - «Her halde fiyat bakımından bana, fark yaparsın!» dedi. Fakat Türkan Şoray, fiyatının 20.000'den üç misline çıkmasını sağlayan «sevgili rejisörüne»: - «Asla!» dedi. «On para inmem. Benim fiyatım 60.000’dir. Dosta da 60.000, düşmana da 60.000. Sana bile...» O günden sonra Ülkü Erakalın ile Türkan Şoray darıldı ve yerli sinemada...

Semiramis Pekkan Başrol İstiyor

Türk sineması tıpkı bir yarış pistine benzer. Yeşilçam adı verilen bir dapdaracık pistte, sayıları iki elin parmakları kadar olan kadınlar ve erkekler birbirleriyle yarışır dururlar. Birinci gelebilmek için de her şeyi, ama her şeyi göze alırlar... Bu yarışa katılmayan, geldiği noktayı benimseyip kalanlar da yek değildir. Hatta sayıları da bir hayli fazladır. Mesela, Süleyman Turan, Devlet Devrim, Turgut Ozatay, Neriman Koksal ve daha birçok isim, şimdiye kadar birincilik yarışına katılmaya heves bile etmemişlerdir. SES mecmualarını okuyanlar şu bir iki ay içinde, yerli sinemada kazan kaldırıp birincilik yarışına katılacaklarını ilan eden yerli sinema artistlerini hatırlayacaklardır. Bu işin öncülüğünü Nilüfer Koçyiğit yapmış, Tunç Oral ve Funda Postacı da onu takip etmişlerdi. Şimdi bunlara bir yenisi daha eklendi: Semiramis Pekkan. Ablasının ismi ve karıştığı aşk maceralarıyle, Türk sinemasında adından en çok bahsettiren kadınlardan biri olan Semiramis Pekkan'la evinde...

Hülya Koçyiğit'in Bikini Düşmanlığı

Koçyiğit'lerin evine uğramıştık. Onları çanta yerleştirirken bulunca kendi kendimize «Her halde filim çalışmasına gidiyorlar» diye düşündük. Meğer Kalamış'ta oturan bir aile dostlan o gün üç kardeşi «kotra gezintisine» çağırmış. Hararetli hazırlık bunun içinmiş. Bizi de davet ettiler. Hülya ile Nilüfer iç odaya geçip mayo giydiler. Nilüferim bikinisine karşılık Hülya her zamanki gibi gene klasik mayosunu giymişti. Niçin bikini giymediğini sorunca: - «Böyle daha rahat ediyorum» diye geçirdi. Sonra: «Bikini, küçük kızlar için iyi... Tıpkı mini - etek gibi... Ben sevmiyorum bikiniyi...» dedi. Hep birlikte deniz kıyısına indik. «Aganta» isimli büyük kotra bizi bekliyordu. «Aganta» ya biner binmez Koçyiğit kardeşlerin de soru yağmuru başladı. Dümen koluna «yeke», büyük yelkeni idare eden ipe «flok iskotası», küçük yelkeni idare edenine «randa iskotası», ortadaki büyük direğe de «seren» denildiğini öğrendikleri zaman, bu kadar bilgiyi kafi görmüş olacaklar ki, kotra idare ...

Nilüfer Koçyiğit 17 Yaşına Bastı

4 nisan günü 17 yaşına basan Nilüfer Koçyiğit, doğum günü şerefine, her gece sahneye çıktığı Bebek Gazinosu'nda dostlarına bir davet verdi. Davette ablası Hülya Koçyiğit, eniştesi Selim Soydan, Ekrem Bora, kuaför Demir, plakçı Hilmi Coşkun gibi ünlü isimler vardı. Erol Büyükburç, Sevda Ferdağ, Öztürk Serengil de programdan sonra onların masasına gelince gece daha da renklendi ve Nilüfer Koçyiğit 17. yaşını gün ağarana kadar neşe içinde kutladı. HORON TEPİYORLAR Program bitmiş. Öztürk Serengil ile Erol Büyükburç horon teperek Nilüfer'in doğum gününü kutluyorlar. Biraz sonra bu üçlüye Ekrem Bora ve Sevda Ferdağ da katılacak, gece daha da renklenecek... SALLASANA SALLASANA MENDİLİNİ Nilüfer Koçyiğit, doğum günü gecesinde bu şarkıyı söylerken başta Ekrem Bora olmak üzere herkes beyaz mendillerini sallıyordu.Altta, Melek Koçyiğit en küçük kızını sarılarak tebrik ediyor, ona uzun ömürler diliyor. İLK PASTAYI ABLASI YEDİ Dört katlı doğum günü pastasını kendi eliyle k...

Hülya Koçyiğit'in Lolita Kardeşi

Dünya LOLİTA'yı öncelikle bir roman kahramanı olarak tanımıştı. Wladimir Nabakov'un yarattığı bu genç kız yaşlı erkekler için gerçekten bir tehlikeydi. Fakat bu tatlı tip şöhrete HOLLYWOOD sayesinde ulaştı. Lolita'yı perdede SUE LYON adında bir genç kız canlandırdı. Amerikalı filmciler Sue Lyon'un yaşlı aşığı rolünde de James Mason’u oynattılar. Lolita filmi hasılat rekorları kırdı, ve 16 yaşındaki Lolita dünyaca bilinen bir isim haline geldi. Amerikalı filmciler bu arada Türk Lolita'sı 12 yaşındaki Nilüfer Koç yiğit 'i görselerdi her halde uzun uzun düşünürlerdi. Yerli Lolita'nın masum bakışı, çocuksu tebessümü ve son derece gelişmiş vücuduyla Sue Lyon’dan aşağı kalır bir yanı yoktu. Nitekim bu konuda onunla bir film çeviren Muzaffer Tema bakın ne diyor: "Bu kız dehşet bir şey. Beraber oynadık. Ben bu kadar işini bilen bir kadın oyuncuya rastlamadım." Ablası hiç ama hiç kıskanmıyor Nilüferi. Oniki yaşında bu derece güzel olmasını, uzun uz...