Taşlık gazinosundayız. Sahnede Türk sinemasının en yakışıklı jönü ve kadınların, genç kızların sevgilisi olan Murat Soydan var. Sahne hayatında ilk defa bir kadınlar matinesinde şarkı söylüyor: «Açmam, açamam, söyleyemem...» Üzerinde açık mavi bir elbise, koyu lacivert gömlek, leylâk rengi bir kravat ve siyah rugan ayakkabılar var. Sanki artist değil de şarkıcı. Sesi güzel, hareketleri ölçülü ve hepsinden de önemlisi sahneyi dolduruyor. Boyuyla, bosuyla yakışıklılığı ile. Podyumun etrafı, kadınlarla dolu. Yaşlısı, genci, güzeli, güzeller güzeli. Hepsi de Murat Soydan'ı dinlemeye gelmişler. Filimlerde Türkan Soray'ı öpen, icabında döven, icabında peşinden koşturan, ağlatan bu yakışıklı jön yakından nasıl acaba diye. Koskoca bahçede iğne atsanız yere düşmeyecek. Gazinonun patronu, personeli memnunlar hayatlarından. Şöyle bir ağızlarını yokluyoruz: «Murat bey bir tane,» diyorlar. «Son yılların en büyük bombası. Sinemadan sahneye geçenlerin en iyisi. Sesi var, fiziği var, ...