Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Türkan Şoray etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Haftanın Dönme Dolabı

Gerçekler hep bilindiği gibi değildir... Herkes Leyla Sayar 'ı tanır bilemeyiz ama bu konuda gerçekten Sayar ne bir Muhterem Nur ne de bir Türkan Şoray kadar verimli olabilmiştir. .. Sayar'ın Dönme Dolap içerisinde kalan aşklarıyla dış pazardaki aşklarının sayısı aşağı yukarı eşittir... Bunda Sayar'ın ne istediğini bilmemesinin, ne şekilde hareket edeceğini bir türlü kestiremevip içine kapanık bir insan olarak yaşamasının rolü gerçekten önemlidir... Sayar'ın zinciri etüd edildiği vakit ilk halkada bugüne kadar Mualla Mukadder'in kocası olarak ün yapmış Burhan Atakan dikkati çekmektedir... Yaşlı, ve çoğunlukla orta yaşlı erkeklere olan merakı ile tanınan Sayar aşk zincirinin karanlık kısımlarından sonra ilk defa Burhan Atakan ile yakın bir ilişki kurmuş ve henüz şöhret olmadığı devirlerde Dönme Dolapda olmasa bu alemin kişilerine hiç de yabancı olmıyan Atakan ile bir maceraya girişmiştir... Her zamanki ürkekliği içinde erkeklerden kaçan Leyla Sayar'ın yerl...

Türkan Şoray Anne Rolünü Daha Kolay Oynuyor

Sanki içine giriverecekmiş gibi yanında duran, ona hayranlıkla adeta bir tanrıçaya bakar gibi bakan 7 - 8 yaşlarındaki küçük çocuğa içten bir şekilde sarılıverdi, siyah gözlü, siyah saçlı güzel kadın... Bu öyle bir kucaklamaydı ki bir annenin yavrusunu kucaklaması gibi... Anne olmayanın, o duyguları tatmayanın yapamayacağı bir kucaklaşmaydı, Evet, Ömer Kavur’un Delta Film adına çektiği ve başrollerini Türkan Şoray, Cihan Ünal , Aykut Sözeri ve küçük yıldız Gözdem Görenler’in oynadığı “Körebe” filminin setindeyiz. İlk gözlemlerimiz işte bu okuduklarınız, çocuğu kaçırılan bir annenin her çareye başvurarak onu bulmaya çalışması filmin temel konusunu teşkil ediyor. Ve filmin bir sahnesinde de Türkan Şoray ’ın kızı rolünü oynayan küçük yıldız Gözdem Görenler’i kucaklaması gerekiyor. İşte bu anda setteki tüm görevliler ve filmde rol alan diğer sanatçılar Türkan Şoray’ın sergilediği oyun karşısında şapka çıkardılar. Şoray bugüne kadar sayısız filmde anne olmuştu, gerçekte bu hissi tatmasa d...

Türkan ve Nazan Şoray Kardeşler Babalarını Unuttular

Anaları Meliha Şoray’ın birinci ölüm yıldönümü nedeniyle 26 Ocak’ta Şişli Camii’nde ruhuna mevlüt okutan Türkan ve Nazan Şoray kardeşler o gün analarını anarken belki de istemeden babalarını unutmuşlardı. Başı öne eğik, yalnız baba Halit Şoray’ın hüzünlü olduğu ise gözlerden kaçmadı... Türkan ve Nazan Şoray kardeşlerin yaşadığı sürece en az kendileri kadar adından söz ettiren anneleri Meliha Şoray’ın ölümünün üzerinden tam bir yıl geçti. Yani 25 Ocak 1984 te hayata gözlerini yuman Meliha Şoray’ın geçtiğimiz hafta ölümünün birinci yıldönümü idi. Bu yıldönüm nedeniyle kızları Türkan ve Nazan Şoray Şişli Camii’nde annelerinin ruhu için mevlüt okuttular. O gün Türkan Şoray, Cihan Ünal, Nazan Şoray ve Meliha Şoray’ın yakınlarının yanısıra Şişli Camii’nin avlusunu sanatçıların hayranları da doldurmuştu. Ancak tüm bu kalabalığın içinde Türkan Şoray, Nazan Şoray ve yakınlarının birbirleriyle sarmaş dolaş olup hasret gidermelerine karşın bir köşede, başı öne eğik, suskun, kır saçlı ve çö...

Ünlüler Eskiciliğe Başladı

Teşbihte hata olmaz derler ya olmazsa Bülent Ersoy ve Türkan Şoray ’ın eskiciliğinde de hata yok... Eskicilik de nerden çıktı diyorsunuz herhalde... Haklısınız... Ama Nazan Şoray ’ın daha önce bilmem kaç kez sahnede giydiği tuvaletleri alıp filmlerinde giyerlerse onlara eskici demek doğru sanırız... İşte Türkan Şoray’ın “Seni Seviyorum” adlı filminde giydiği simli tuvalet ve Bülent Ersoy ’un Almanya’da çevirdiği “Acı Ekmek”de giydiği leylak rengi tuvalet. Her ikisi de Nazan Şoray’ın daha önce sahnede giydiği eski tuvaletleri... Günümüzün hayat şartları malum. Yalnızca bir tek ekmeğin 50 lira olduğu, her türlü yiyecek ve giyecek maddesine zam üstüne zam geldiği şu sıralarda, asgari ücretle çalışan ve kendinden başka 5 - 6 boğaza daha bakmak zorunda olanları bir düşünün... İnsan nasıl yaşar, asıl geçinir ve hayattan nasıl zevk alır, yaşamın tadını nasıl çıkarır? Bu biraz zor, hatta epeyce zor. Böyle bir ortamda insanın dişinden tırnağından artırarak özel zevklerini tatmin etmesi ...

Yılın Doğumunu Herkes Seyredecek

Değişen dünyanın değişen olaylarına paralel olarak, insanların biçimlendiği bir ortamdayız artık... Bir yanda iki süper güç Amerika ve Rusya her geçen gün birbirlerine karşı kuvvet dengelerini artırmak için yoğun bir çaba harcarlarken, diğer yanda Irak-İran savaşı ve Ortadoğu'da karışıklığı tüm dünya dehşetle izliyor... Tüp bebek artık demode olmaya yüz tuttu, yeni yöntemler geliştiriliyor... Kansere çare aramalarına devam edilirken, Amerika'dan adamlar geliyor Ağrı Dağına tırmanıp "Nuh’un gemisini arama” numarası ile bazı mezarları soyup tüyüyorlar.İzmir'de yıllardır çocuğu olmayan bir kadın altız doğurarak tıbbı şaşırtıyor... Ve aylardır halkın en çok ilgilendiği haber olan Türkan Şoray'ın hamileliği güncelliğini koruyor... Kocası Cihan Ünal kadar, hayranları da Şoray'ın doğumunu dört gözle bekliyor.!. Ve "İş "kız mı yoksa erkek mi olacak?” sorusunun boyutlarını aştı. Türkan Şoray'dan doğacak çocuk daha doğmadan ünlü oldu, şanslı çocuklar sını...

Bu Filme Dikkat

Evet, Yeşilçam günah çıkartıyor. Yeşilçam 20 yıl öncesine kadar baştacı ettiği bir devrin starına vefa borcu ödüyor. Bir başka deyişle önce baştacı ettiği sonra da içinden kopartıp üvey evlat muamelesi göstererek alkolik olarak sefalete sürüklediği Cahide Sonku’yu Türk sinema tarihinde bir “Altın Klasik” olarak yaşatmaya hazırlanıyor. Ünlü sanatçıyı canlandıracak kadın ise bu günün taçsız kraliçesi Türkan Şoray . Uzun uzun düşündükten ve birkaç kez yazılan biyografik senaryoyu değiştirdikten sonra oynamayı kabul eden Türkan Şoray böylece Yeşilçam'ın Cahide Sonku ’ya olan vefa borcunu ödemeye vesile olacak. Fevzi Tuna ve Onat Kutlar tarafından hazırlanan senaryoyu inceleyen Türkan Şoray’ın bu filmle olaylar yaratacağı da şimdiden konuşuluyor... Efsane Kadın'ın acı sonu Şoray'ı korkutuyor... 1950'1i yıllarda gittiği gazinolarda dış kapıdan itibaren kırmızı halılar serilerek karşılanan, garsonların patlattığı şampanyaları daha kapıdan itibaren yudumlamaya başlayan ...

Anne Bizi Bırakma!

Anıları en iyi yaşatan fotoğraflardır... Solsa da sararsa da insanın yaşamında daima renk olur, zaman zaman insanı çok eskilere götürüverir... Bütün kamuoyunun yakından tanıdığı anne Meliha Şoray ve kızları Türkan Şoray ile Nazan Şoray yaşamları ayrı olduğu halde birbirlerinden hiç ayrılmazlar, biraraya geldiklerinde de sevgi, saygı, şefkat sergilerlerdi... Kızlarının ortasına oturup onlara sarılmak Meliha Şoray için mutlulukların en güzeliydi... Gerek Türkan, gerekse Nazan başları sıkıştığı anda hemen annelerine koşar onun kanatları altına sığınırdı. Hangi yaşta olursa olsunlar Meliha Şoray onları daima küçük bir çocuk gibi görürdü... Ama artık bu tablo mazide kaldı... Başları sıkıştığı zaman annelerine koşamayacaklar. Meliha Şoray onlara kucak açamayacak... Yalnızca bu tabloya bakıp avunacak iki kardeş. Bir sevgidir ölçülmez... Altın gibi bir yürektir ki tartılmaz ve arkasından ölümle gelen bir keder ki dayanılmaz... Bir acıdır ki katlanılmaz... Bıçak yarasından, hançer ...

Türkan Şoray Kendini Affettirdi

Yılın olay filmi olarak nitelendirilen ve sinema seyircisinin kafasına adeta şırıngalanan Türkan Şoray ’ın evlilik öncesi kocası Cihan Ünal ’la birlikte çevirdiği “Seni Seviyorum” adlı film nihayet vizyona girdi... Vizyona girmeden bir gece önce de Türkiye Çocuk Köyleri Vakfı yararına Emek Sinemasında düzenlenen galada Türkan Şoray evlendikten sonra ilk kez Cihan Ünal’la birlikte gözüktü ve büyük ilgi topladı... Ve bir yerde Türkan Şoray bu galaya gelmekle kendini affettirdi. Bilindiği gibi “Seni Seviyorum” filminin çekimleri sırasında Şoray’ın çok önem verdiği Türkiye Çocuk Köyleri Vakfı Etap Marmara Oteli’nde bir gece düzenlemiş, Türkan Şoray da bu geceye ne pahasına olursa olsun “geleceğim” demişti... Aynı tarihte İskenderun’da filmin çekimi için bulunan Türkan Şoray, o gün çalışmadığı halde İstanbul’a gelmemiş, 1500 davetli de söz vermesine rağmen Türkan Şoray'ı boşuna beklemişti... Gece sona erdiği zaman bütün konuklarla birlikte Vakfın yöneticileri Türkan Şoray’a kırılmışla...

Yasalar Hesap Soruyor

Türkan Şoray - Cihan Ünal evliliğinde kararın kanun yararına Yargıtayca bozulmasından sonra Yargıtay yetkilileri ile konuştuk. Ancak seçim yasakları nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen Yargıtay’ın üst düzeydeki bir yetkilisi aynen şunları söyledi: “Bu çok boyutlu bir konudur. Türkan Şoray ve Cihan Ünal yasalarla alay etmişlerdir. Ünlü olduğundan dolayı etrafında binbir kadın olsun. Ondan sonra da sen git seksüel nevroz diye rapor al ve yıldırım nikâhı yap. Olmaz böyle şey. Kimi kandırıyorlar? Biz olayın göstermelik olduğunu ve basından gizli nikâh yapmak için böyle bir yola başvurduklarını biliyoruz. Bundan daha iyi bir örnek olamaz. Neymiş seksüel nevroz ? Kanunlarla alay edercesine böyle davranmalarının tabii ki hesabı sorulacak... Sorulacak ki bundan sonra böyle nedenlerle yıldırım nikâhı yaptırmak isteyenlere örnek olacak... Ayrıca şimdi rapor verenlerin üstüne gidiyoruz... Cihan Ünal’a bu rapor nasıl verilmiştir. Verenlerden de hesap sorulacaktır..” 30 Kasım 1983 Çarşa...

100 Milyonluk Anı Yok Oldu

Türkan Şoray - Cihan Ünal artık kabuklarından çıkıp yeni kurdukları dünyanın atmosferine alışmaya başladılar. Ve kapılannı açtığı gün ağızlarından ilk çıkan sözler günler boyunca kapalı kaldıktan Oran Sitesi’ndeki evlerinde verdikleri yeni kararlardı, üstelik milyonlarca liralık serveti yok edecek cinsten kararlar... Geçtiğimiz yılın en büyük sansasyon, yaratan aşkı olan Türkan Şoray - Cihan Ünal beraberliği büyük gizlilikle yapılan bir nikahla mutlu sona ulaştıktan sonra şimdi şimdi gün ışığına çıkmaya başladı. 18 Ocak'ta İstanbul'da gösterilmeye başlanacak olan son filmleri ''Seni Seviyorum"un galasına katılmak üzere Ankara’daki evlerinden ilk kez beraber çıkacak olan Türkan Şoray ile Cihan Ünal bir ayı aşkın süredir oturdukları Oran Sitesindeki evlerinde aldıkları yeni kararları açıkladılar. Şüphesiz bu kararlar arasında en önemlisi bundan sonra nerede oturacaklarını belirlemeleriydi. Evlenmeden kısa bir süre önce istifa ettiği Devlet Tiyatrosu'na ...

Yasal İzinle Sevişti

Yıl 1983... Aylardan Ağustos... Türkan Şoray büyük gişe hasılatı toplayan filmi "Metres''te kendisiyle oynayacak oyuncuyu ani bir kararla Devlet Tiyatrosu’ndan seçiyor. Seçilen sanatçı da Can Gürzap ... O günlerde sessiz sedasız müdür koltuğuna oturan Can Gürzap böylece Türkan Şoray’ın bu seçimi sayesinde birdenbire gündeme geliveriyor... Filmin çekimi başlıyor ve Can Gürzap, rol gereği Türkan Şoray'la bol bol sevişiyor. Ve bu sahnelerin yer aldığı film kısa sürede tamamlanıyor. Buraya kadar herşey iyi, güzel... Çünkü, Can Gürzap'ın "Metres''i çevirdiği ay, başta da söylediğimiz gibi Ağustos ayı... Bir başka deyişle Devlet Tiyatrosu sanatçılarının izin ayı... Gerçi, geçen yıl, sözkonusu olan ayda film çevrilir diye 47. maddede bir cümle bulunmuyordu ama yine de hüküm gereği Genel Müdürlük'çe verilen izne bağlıydı film çevirme işi... Can Gürzap da bundan yararlandı. Bağlı bulunduğu Genel Müdürlük'ten, işini aksatmamak kaydıyla izni ...

Anneler Gününün En Güzel Haberi

Hamile Demiştik Yalanlamışlardı... Ama... İşte, ŞEY Gazetesi’nin aylar önce yazdığı Türkan Şoray ’ın hamile olduğu haberlerinin kupürü... Yıldırım nikâh sonrasındaki bu haberimiz Şoray’ın yakınlarından kaynaklandığı için sadece söylentiye sebeplendirmiştik. Ve Türkan Şoray ile Cihan Ünal yakınlarından çıkan bu haberleri başka yayın organlarında yalanlayarak henüz bir bebek olmadığını söylemişler ve bu söylentiler yüzünden de uzun bir süre eve kapanmışlardı... Taa ki çevirdikleri “Seni Seviyorum” filminin galasına kadar. Bugün ise dört aylık hamile olduğunu saklamayan Türkan Şoray artan kilolarını nasıl kamufle edebileceğini düşünüyor sadece. Çünkü önünde üç bölge işletmecisinin birleşerek hazırladığı film projesi var ve bu filmde hamile bir kadını falan canlandırmıyor. Ege ve Akdeniz sahillerinde çekilecek olan bu filmden önce de Türkan Şoray ile Cihan Ünal çiftinin yine günlük gazetelerden birinde bebek beklediklerini açıklayacakları iddia ediliyor... Çünkü geçtiğimiz günlerde ...

Aramıza Kimse Giremez

Sanat dünyasında birçok ünlü kardeş gördük. Yabancı ve yerli kardeş ünlüler arasında Şoray kardeşlerin yeri ise bambaşkadır. Birbirine tarifsiz kuvvetle bağlı olan iki kardeş en zor günlerinde sıkıntıları, üzüntüleri birlikte göğüslerken en mutlu günlerinde de yaşadıkları mutluluğa ortak olurlar. Ancak bu güzel bağlılığın tek üzüntülü örneği Türkan Şoray ile Cihan Ünal ’ın herkesten gizli evlenirken tek bilen kişi olarak Nazan Şoray ’ın nikahta bulunamayışında yaşanmıştı. Dikkat çekmemek ve nikahın gizliliğini bozmamak için gazinoda programlarını her zamanki süksesiyle sürdüren Nazan Şoray nikah günü gidemediği için içinin kan ağladığını daha sonradan itiraf etmişti. Bu üzüntülü olayı unutturan mutluluk ise 5 Ocak Perşembe günü yeni yaşına giren Nazan Şoray’a sürpriz baskın yapan Türkan Şoray’ın İstanbul’a gelişiyle yaşandı. Kızkardeşine elinde pastası ve çiçeğiyle gelen Türkan Şoray dakikalarca sarılarak öpmeye doyamadan kutlarken Nazan Şoray mutluluktan hastalığını bile unutuverdi...

Bir Alev Yeniden Parladı

Güzel bir Türk filmine hasret olan televizyon izleyicisi geçen hafta gösterilen “Selvi Boylum Al Yazmalım”ı yerinden kalkmadan izledi. Hemen ertesi günü büyük beğeni kazanan filmin tekrarı ve teşekkür için TRT’ye başvuranlar, diğer yandan da dört yıldır bir araya gelmeyen Türkan Şoray ve Kadir İnanır ’ın yeniden böyle kaliteli film çevirmelerini istiyorlardı... Yaptığı programlarla, gösterdiği 30-40 yıllık filmlerle hele hele yerli film özlemi çeken izleyiciyi çileden çıkartacak derecede eski ve kötü yerli filmleri ekrana getirmesiyle yine aynı izleyiciyi neredeyse beyaz camı kırdıracak hale sokan TRT televizyonu, geçen hafta ise Türk filmiyle ekran başındakileri mestetti. Yapılan güzelliği her zaman takdir etmiş olan ekranseverler, kızdıkları, küfrettikleri TRT’ye telgrafla, mektupla, telefonla teşekkürlerini bildirdiler, memnuniyetlerini dile getirdiler. Çünkü Türkan Şoray - Kadir İnanır ve Ahmet Mekin üçlüsünün yarattıkları, yurt içi festivallerde ve Taşkent Festivali’nde biri...