Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İlker İnanoğlu etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İlker İnanoğlu'nu Peştemallı Kadınlar Kovaladı

Taksim meydanında, «Yumurcak Köprüaltı Çocuğu» filminin setindeyiz diye yazıya başlarsak belki şaşıracaksınız, ama gerçek bu... Evet Taksim abidesinin tam önünde ve kameraya iki metre mesafede Yumurcak İlker inanoğlu’nun ikinci filminin çekimini seyrediyoruz. Sekiz on kadar yarıçıplak, peştemallara sarılmış kadınlar, gömleği ile ayakkabılarını eline almış Yumurcak'ı hamam tasları ve nalınlarını sallayarak kovalıyorlar... Halk, abidenin etrafını çepeçevre sarmış, olanları biraz hayret, biraz şaşkınlık, biraz da merakla seyrediyor. Trafik tıkanmış. Klakson sesleri insanın kulaklarını sağır ediyor. Herkes birbirine soruyor: - «Burada ne yapıyorlar abi?» - «Vallahi bilmiyorum ki kardeş. Ama galiba filim çekiyorlar.» Yaşlı bir kadın kalabalığın arasından başını uzatmış bar bar bağırıyor: - «Ay vallahi Yumurcak değil mi ayol!. Evladım ne kadar da tatlı!. Maşallah, maşallah nazar değmesin!» Küçük bir çocuk annesini kollarından çekerek kalabalığın içine doğru sürüklüyor: «...

Filiz Akın İlker İnanoğlu ile Keyifte

«Sinema yıldızı» deyimi dünyanın her yeri için ortak birçok özellikler taşır. Halka en yakın sanat olan sinemanın en popüler kişisi «yıldız» dır. Hayatı, özellikleri en küçük teferruata varıncaya kadar bilinir. Kazancı, her memleketin kendi indeksleri içinde yüksektir. Daha doğrusu «sinema yıldızı» demek, «emeği en pahalı olan» kişi demektir. Hayatını hiç bir zaman sadece kendisi için yaşamaz. Yaşantısı iyice kısıtlıdır. Buna mukabil rahat bir ömür sürer. Arabası altında, televizyonu evinde, yüzme havuzu bahçesindedir. Türk sinemasının yıldızları da genel çizgileriyle bu ortak özelliklerin birçoğunu paylaşırlar. Örneğin hemen hepsinin arabası vardır, hayatları en küçük teferruatına kadar hayranları tarafından bilinir. Kimin neyi sevip sevmediği, hangi renkten hoşlanıp hoşlanmadığı sinema seyircileri tarafından malumdur. Televizyon deneme yayınları başlar başlamaz, yıldızların oturduğu evlerin damlarında çatallı antenler boy göstermiştir. Buna mukabil bizim yıldızların hiç birini...

İlker İnanoğlu'nun Tekne Keyfi

Bizim yıldızların denizle ilgili merakları nedense fazla gelişmemiştir. Yeşilçam'da evi olmayan, arabası olmayan «yıldıza» pek rastlanmaz ama, deniz motoru olan yıldız hemen hemen yok gibidir. Yazımızın başında kullandığımız «yıldız» kelimesini bizde kullanıldığı gibi «sinema yıldızı» anlamına değil de, geniş manasıyla alsanız, yani işin içine tiyatro sanatçılarını, müzisyenleri katsanız bile durum pek değişmez. Bildiğimiz kadarıyla «deniz motoru» olan tek şöhret takdimci Erkan Yolaç'tır. Deniz merakı dillere destan olan Çetin İnöntepe, son seyahatinde Avrupa'dan deniz ve denizcilikle ilgili malzeme getiren Ediz Hun ve daha birkaç isim... Bu kısa girişten sonra şimdi asıl konumuza gelelim: Biliyorsunuz, Zeki Müren 1965 yılında bir motor almış, adını da «İyi günlerde kullanılır inşallah,» anlamına gelen «Kıvan» koymuştu. Zeki Müren gibi bir şöhretin deniz motoru sahibi olması çok kişiyi ilgilendirmiş, SES'te yayınlanan rehkli ve geniş bir röportaj da bu ilginin ...