1962 yılında, ilk filmi «Akasyalar Açarken»i çevirirken, bazı prodüktörlerin Filiz Akın için söylediklerini dünmüş gibi hatırlıyorum: «Türk sinemasına ilk defa Avrupai bir tip geldi» demişlerdi. «Bu sarışın, sevimli genç kız her zaman başa güreşebilir» demişlerdi. Önceleri, aralarında birçok ünlü prodüktörün ve rejisörün bulunduğu çok kişi gülüp geçmişti bu sözlere: «Türk sinemasında hiçbir zaman sarışınların yeri olmamıştır!» gibi peşin bir hükümle Filiz Akın’a şans tanımamışlardı. Sinemaya girişinin ikinci yılında evlendi Filiz Akın, prodüktör - rejisör Türker İnanoğlu ile hayatını birleştirdi. Aynı anda da dedikodu kumkumaları bir saat dakikliği içinde çalışmaya başladı: «Türk sinemasında evli kadınlar hiçbir zaman 'star' olamamışlardır!» diyorlardı bu sefer... Arkasından İlker (Yumurcak) doğdu (1965). Filiz Akın’ı çekemeyenler bayram yapıyorlardı artık! Eh Filiz anne olmuştu. Haliyle, eskisi gibi sinemayla ilgilenemeyecek, ilgilense bile, kocası prodüktör olduğu iç...