Fransa'da Johnrry Hallyday'e, Türkiye'de de Selçuk Ural'a hayatta en çok neyi sevdiklerini soracak olsanız her ikisinden de muhakkak şu cevabı alırsınız: «Sürat.» Johnny Hallyday yılda en az beş, altı araba değiştirir. «Bu değiştirme ne zamana kadar sürecek?» diye soranlara da şu cevabı verir: «En hızlı giden otomobili buluncaya kadar.» Selçuk Ural ise bizim ölçülerimize göre çok fazla araba değiştirenlerden biridir. O da kendisininkinden daha çok sürat yapan araba gördü mü dayanamaz, parasını son kuruşuna kadar sayıp, borç harç o arabayı alır. Kira evinde oturur, bankada parası pulu yoktur ama, kapısında son model bir otomobil daima nazır, onu bekler. Söz ne zaman otomobillere, sürate, otomobil yarışlarına gelse şöyle der Selçuk Ural: «Ben sürat için doğmuş bir insanım. Benim kullandığım bir otomobilde sürat ibresi eğer yüz kilometrenin altına düşecek olursa can sıkıntısından patlarım. Gaza bastığım zaman dertlerimi unutuyorum. Ne yaparsınız elde değil, sürat deli...