Selda Alkor, o gece de her zaman olduğu gibi neşeli bir yüzle çalıştığı gazinoya geldi, tuvaletini giydi, makyajını tazelemeye başladı. Az sonra sahneye çıkacaktı. Bu sırada odasına sahne arkadaşlarından biri girdi. Gözleri yaşlıydı: «Yazık oldu değil mi çocuklara?» dedi. Selda şaşırdı. «Hangi çocuklara?» diye sordu. Az önce konuşan adam, «Duymadın mı?» diye devam etti konuşmasına. «Beyaz Kelebekler» den üçü dün gece Adapazarı yolunda yanarak öldüler.» Selda Alkor birden hıçkıra hıçkıra, sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. Sahneye nasıl çıktı, nasıl şarkı söyledi, orasını bilmiyordu. Daha doğrusu hatırlayamıyordu. Gazinodan ağlayarak ayrıldı. Otomobilde durmadan hıçkırdı. Eve geldi, sabaha kadar uyuyamadı. 3 Beyaz Kelebek'in hayali gözlerinin önünden gitmiyordu. Altan, Rifat, Behzat sanki kulaklarının dibinde çalıyorlar, söylüyorlar, coşuyor, coşturuyorlardı. Öğleye doğru midesinde şiddetli bir ağrı belirdi. Arkasından da şiddetli bir kanama. Hemen Şişli Etfal Hastanesi’ne k...