Geniş karyolanın içinde sağa döndü olmadı. Yastığı düzeltti, yorgana biraz daha sarındı. Fakat bir türlü gözüne uyku girmiyordu. Genç adam sabaha kadar uyuyamayacağmı anlayınca kalktı, bir battaniye ile yastık alıp aşağıya indi. Geniş kanepenin üzerine uzandı, battaniyeyi de üzerine çekti. Beş dakika sonra deliksiz bir uykuya salmıştı. Orta hizmetçisi sabahleyin evi temizlemeye geldiği zaman evin beyini bu vaziyette görünce üzgün üzgün başmı iki yana salladı. İçinden: «Zavallı beyefendicik, sefil oldu. Bari hanım şu dargınlığı uzatmasa da bir an önce evine dönse. Adamcağız perişan olacak!...» Gerçekten de İngiliz asıllı aktör Richard Harris, kansı Elizabeth'in kendisini terk etmesine pek üzülmüş, ne yapacağnı, nasıl yaşayacağım bilememişti. Kısa bir süre öncesine kadar neşeli çocuk kahkahalarının duyulduğu bu koskoca evde bir erkeğin yapayalnız yaşamak zorunda kalması çok büyük bir talihsizlikti. Daha doğrusu Richard Harris böyle düşünüyordu. Karısıyla barışmak için bin bir ça...