''Ben Uzakdoğu'nun esrarıyla yoğrulmuşum. Müziğinden yaşam felsefelerine kadar içimde hissediyorum Hindistan'ı, Pakistan'ı.... Yaşadığım yerlerden binlerce kilometre uzakta olmasına rağmen ruhum oralarda. Sanki ikinci kez doğmuşum ben burada....'' Üstündeki sarı kıyafeti burnunda halkası alnında büyülü taşları ile Seyyal Taner'i bilmem anımsadınızmı aylar öncesinde. Sürekli Uzakdoğu’nun esrarlı havasını yansıtan kılık kıyafetleri ve sahne gösterileri ile yediden yetmişe herkesin aklında böyle bir Seyyal Taner yer etmişti.Oysa geçen goriler de uzun bir aradan senra bul üştüğümüz Taner'de büyük bir değişiklik vardı. Güney sahillerinde yaptığı tatilden sonra oldukça dinlenmiş, zinde görünen sanatçı tam bir İspanyol dilberini anımsatıyordu. Akdeniz güneşinde bronzlaşmış tenini saran fosfor sarısı ve yeşili İspanyol giysisiyle çalan flamingo müziğinin hızlı ritmine kendini kaptırıyordu zaman zaman. Bu değişikliğin sebebini öğrenmeye niyetlenirken çocuk...