Çok seviyorum ilkbaharı, dedi. Gençliğin, yaşamanın, manasını hatırlatıyor insana... Ayak ayak üstüne atmış, bir koltuğa rahatça kurulmuştu. Üzerinde çiçek desenli bir mayo vardı Adı Tülay'dı... Soy adı da, Erdeniz... 18 yaşının gençliği, tazeliği ve enerjisi ile, bir derginin kapak yıldızı müsabakasına girmiş ve oradan Türk Sinemasına atlamıştı. Şimdiye dek,görülenlerin, bilinenlerin dışında bir yaşantısı vardı. Lise tahsilini tamamladıktan sonra, hayatını kazanmak için, bir kumaş fabrikasında memur olarak çalışmaya başlamıştı. Oysa ailesi, onun tahsiline devam etmesini istemişlerdi. Fakat genç kız: - Sorumluluktan uzak bir yaşayışı beğenmiyorum, diyordu. Artık 20. yüzyılda yaşıyoruz ve kadın erkek ayrıntısı hemen hemen sıfıra yaklaştı. İşte bu; düzen, içerisinde süren hayatı, artist yarışmasına girinceye kadar devam etmişti. Kendisi gibi, müsabakaya katılan kızların arasında sırasının gelmesini beklerken, belirsiz bir çekingenlik duymuş, fakat istediğini elde etmek için,...