Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kartal Tibet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

"Yumurcak"ın 180 Bin Liralık Katı

Annesiyle babası, İlker’e «Yumurcak» filminde kazandığı parayla bir kat aldılar. Böylece de İlker Yeşilçam’ın en yüksek ücreti alan yıldızı oldu. Zira katın değeri 180 bin lira... Şans denen elle tutulmayan, gözle görülmeyen şey, Yeşilçam’ın yeni çocuk yıldızı İlker İnanoğlu’nun, filimdeki adıyla Yumurcak’ın kapısını bir çaldı, ama pir çaldı. Türkan Şoray, Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Hülya Koçyiğit, Kartal Tibet, Sema Özcan gibi şöhretler, yaptıkları filmlerin hiç birisinden, 4 yaşındaki İlker kadar hasılat toplayamadılar. Onların yaptıkları filmlerin çoğu, Yeşilçam’ın biraz amiyane deyimiyle «yatarken», İlker İnanoğlu’nun ilk filmi «Yumurcak», İstanbul ve Anadolu sinemalarının altını üstüne getirdi. Anlayacağınız, «Yumurcak» daha ilk filminden milyoner oldu... İlker, ilk filminden bu kadar para kazanınca rejisör babası Türker İnanoğlu ile artist annesi Filiz Akın, kafa kafaya verip, uzun uzun düşündüler, taşındılar. İlker’in kazandığı, kazanacağı paraları nasıl değerlendirece...

Kartal Tibet'in Arabası Paramparça Oldu

Kartal Tibet 220 bin liraya satın aldığı 280 S 1970 modeli Mercedes’ini geçen hafta Rumelihisarı’nda ön tarafı paramparça buldu. SES’in 8 Kasım1969 tarihli sayısında Kartal Tibet’in 220 bin liraya satın aldığı 1970 model Mercedes marka otomobili için şöyle bir başlık atmıştık: «Sinema artistleri içinde en lüks otomobil, Kartal Tibet’in». Fakat Kartal Tibet’in «280 S» tipindeki bu lüks otomobili, göze mi geldi, nazara mı geldi, ne olduysa oldu, geçen hafta bir gece Rumelihisarı Mezarlığı’nın önünde bir taksi ile çarpıştı, ön tarafı paramparça oldu. Sigorta ilgililerinin yaptıkları tahminlere göre, hasar 25 bin lira civarında. Şimdi diyeceksiniz ki, «Kazada acaba Kartal’a bir şey oldu mu?» Bu sorunun cevabını hemen verelim de yüreklerinize soğuk sular serpilsin! Kaza sırasında otomobilde Kartal Tibet yoktu. Şoförü de yoktu. Bir yabancı adam vardı. Kartal’ın da tanımadığı, yüzünü ilk defa Bebek Karakolu’nda gördüğü bir yabancı adam. Olayın iç yüzünü gelin hep birlikte Kartal Ti...

Kartal Tibet'in Hayranlarının Sevgisi

Sinema yıldızlarının oturduğu semtlerin posta müvezzilerine Allah sabırlar versin. Öyle ya, onlar muhakkak ki meslekdaşlarından hem daha çok çalışmakta, hem de daha çok yorulmaktalar. Üstelik sadece her Allahın günü o yıldızın» evine 50 ile 100 arasında değişen mektup taşısalar gene iyi, arada «hayranlardan gelen hediyeler» de var.. Geçenlerde Bebek’e gitmiştik. «Hazır gelmişken bir de Kartal Tibet'e uğrayalım,» deyip Arif Paşa yokuşuna saptık. Ayağımız uğurlu mudur, nedir? Biz girdikten sonra kapı kısa aralarla çalınmaya başladı. Önce Gündüz hanımın ahbapları geldi, peşinden Kanat için ısmarlanan oyuncakları getiren adam ve peşinden mahallenin emektar müvezzii... Kartal Tibet kucağında büyük bir mektup tomarıyla yanımıza geldiği zaman dikatimizi hemen zarfların arasında göze çarpan bir paket çekti. Bir «Kartal Tibet» hayranı tutmuş, okuyup çok beğendiği «Kopuk Takımı» adlı kitaptan bir tane daha alıp hayranı olduğu yıldıza göndermişti. Bu, bizim aklımıza bir konu getirdi: A...

Sezer Güvenirgil Yıldızlık Tahtına Oturdu

Kanlıca sırtlarında, Hidiv'in köşkündeyiz. Burada, 'Karadavut' filminin son sahneleri çekiliyor. Bir fasıladan faydalanarak yanımıza gelen rejisör Tunç Başaran filmin konusunu şöyle özetledi: - Olaylar, 1400 yıllarında Germiyan Beyliği'nde geçer. Kralın karısı, bir Osmanlı şehzadesiyle sevişmektedir. İkisi arasındaki haberleşmeyi de, kraliçenin nedimesi sağlar.. Beyliğin vezirlerinden Kasım da, kralın yerine geçmek istemektedir. Bunu sağlamak için, kraliçe ile şehzade arasındaki münasebeti ortaya çıkarmak ister. Fakat bu arada kasabadan şehre gelen Kara Davut, önce mücadele edip sonra canciğer olduğu üç arkadaşı ile, onun bütün planlarına engel olur. Bu arada, nedime ile aralarında bir aşk başlar... Biz, 'Karadavut'un filme alındığını duyunca, bunun Nizamettin Nazif'in romanından yapılan bir filim olduğunu sanmıştık. Meğer bu 'Davut' başka 'Davut' muş... Konunun, meşhur «Üç Silah- şörler'i çok andırdığını söyleyince Tunç Başaran ...

Kartal Tibet'le Bıyık Üzerine

Bıyık deyip geçmeyin hemen... Burnun hemen dibinde başlayıp üst dudağa paralel siyah bir çizgi çizen «bıyık» dediğimiz nesne cins cinstir, çeşit çeşittir. Kaytan bıyık vardır, pala bıyık vardır, badem bıyık vardır, pos bıyık vardır, douglas bıyık vardır, hatta pis bıyık bile vardır. Anlayacağınız hanımların biçim biçim, renk renk, çeşit çeşit saçları ve dahi saç modelleri varsa, biz erkeklerin de «bıyık» avantajı var. Üstelik bizimki öyle berberdi, kuafördü gibi beklemeli, masraflı değil. Bir makas, küçük bir ayna bıyığınıza istediğiniz biçimi vermek için yeter de artar bile! Şimdi, durup dururken bu bıyık meselesinden söz açışımız elbette sebepsiz değil. Biraz ilerimizde filim çevriliyor. O sahnenin çekimi biter bitmez Kartal Tibet yanımıza gelecek ve onunla «bıyıktan» bahsetmeye başlayacağız. Zihni temrin bizimkisi yani... Evet, sahne bitiyor, Kartal Tibet rejisörden izin alıp yanımıza doğru yürümeye başlıyor. Geldi... oturuyor... KARTAL TİBET VE BIYIK Kartal Tibet’te «bıy...

Murat Soydan Artık Birinci Sınıf Jön

Murat Soydan'ın sinemaya geldiği 1964-1965 yıllarında Yeşilçam'da Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Kartal Tibet, Tamer Yiğit, Göksel Arsoy, Orhan Günşiray, Ediz Hun gibi şöhretler vardı, O günlerde kimsenin tanımadığı yeni bir jön için yukarıda saydığımız dev isimrin arasından sıyrılıp bugünün Cüneyt Arkın-Yılmaz Güney - Kartal Tibet üçlüsünden sonra dördüncü isim olarak Yeşilçam'da parlamak, hele hele Kartal Tibet'e iyice yaklaşmak doğrusu kolay iş değildi. Fakat Murat Soydan, önce fiziği ve azmi, sonra ciddi bir sinema politikası ile bu işi başarmış, yalnız Türkan Şoray'lı, Hülya Koçyiğit’li aşk filimierin de aranan oyuncusu olmuştu. Kısaca söylemek gerekirse, Murat Soydan artık birinci sınıf jönler arasındaydı. Yeşilçam’ı bölge işletmecileri idare ettiği için şu anda bütün bölge işletmelerinden prodüktörlere, «Aman Murat Soydan'lı filim yapın» diye direktifler yağıyor, peşin peşin geçerli bonolar gönderiliyordu. Bütün bunları Murat Soydan'a söylediğimiz...

Kartal Tibet Şart Koştu

Hey gidi günler hey! Şu insanoğlu ne garip yaratıktır! Söylenenler zamanın sözleri arasında kalınca ne çabuk unutulur. Verilen sözlerden «Sırtında yumurta küfesi yok ki!» misali nasıl dönülür, işte alın prodüktör Suat Yalaz'la ilk ve hakikî «Karaoğlan» Kartal Tibet'i.. Bundan aylarca önce aralarına kara kedi girdiği zaman birbirlerine nasıl ver yansın etmişlerdi. Doğrusu bu sözler, yenir yutulur cinsten ithamlar, isnatlar, değildi.. O günlerde Suat Yalaz, bar bar haykırıyor, önüne gelen gazeteciye dert yanıyordu: ONU SİNEMAYA BEN KAZANDIRDIM - «Hayatımda bu Kartal kadar nankör adam görmedim. Ankara Devlet Tryatrosu'nda 500 lira maaşla çalışırken, elinden tuttum, İstanbul'a getirdim, «Karaoğlan» filminin başrolünde oynatıp onu sinemaya soktum. Şöhretini, servetini her şeyini bana borçludur. O turduğu katı, altındaki otomobilini, bankadaki paralarını her şeyini, her şeyini.. Sonra elinde tuttuğu Kartal Tibet'in Karaoğlan kılığında çektirdiği resime bir çarp...

Necdet Tosun Dengini Buldu

Geçenlerde çok enteresan bir filim setinde bulunduk.. Erler Film «İşportacı Kız» ve «Güzel Şoför» adlı iki filmi aynı günde çekiyordu. «Güzel Şöför»de Alpaslan’la Süreyya adında iki İranlı «yıldız» Filiz'le birlikte oynuyorlardı. «İşportacı Kız»ın başrollerinde ise Filiz Akın'la Kartal Tibet vardı. Aynı filimde Cihangir Gaffari, Hulusi Kentmen, Sami Hazinses, Gülgün Erdem ve... Evet ve «Orta Şark'ın en şişman iki aktörü» Hümayun Tebrizyan’la Necdet Tosun da oynuyorlardı. Hümayun Tebrizyan İran'da filim başına bizim paramızla 60-70 bin lira alan İran’ın en ünlü ve de en şişman komedyeni.. Bizim «zayıflıktan muzdarip» (!) Necdet Tosun'umuz ise cümlenin malumu.. İkisinin bir arada olduğu setin halini varın siz tahmin edin artık... Şaka, espri, gırla gidiyor. Mübarekler bir taraftan birbirlerine laf yetiştiriyorlar, bir yandan da meyve, yemek cinsinden «fazlalıklardan» seti temizliyorlar (!) Daha da enteresanı şu: Hümayun filimde bir ara rol icabı kadın oluyor....

Eşinin Objektifinden Emel Sayın

HAYDİ hayırlısı... Yesilçam'da esen fotoğrafçılık rüzgarı hızını gitgide arttırarak devam ediyor. Gün geçmiyor ki bir şöhretin daha eline bir fotoğraf makinesi alıp «güzel resim» peşinde koştuğunu görmeyelim. Ekrem Bora, Fikret Hakan, Ayhan Işık, Kartal Tibet, Tunç Oral, Engin Çağlar... Bunlar bir anda aklımıza gelen artist fotoğrafçılar. Görüldüğü gibi bu merak sadece erkek yıldızlar için geçerli. Aynı rüzgar geçen yıl Yeşilçam'a giren «Sayın ailesi» nin kapısını da çaldı ve burada da kural bozulmadı. Emel Sayın değil ama, eşi yüksek mühendis ismet Kasapoğlu önce epey paradan çıkıp teçhizat düzdü, sonra kitaplar okuyup çalışmalar yaptı ve bir de baktık ki karşımıza «mükemmel bir fotofrağçı» olarak çıkıvermiş. Tabii her amatör fotoğrafçı gibi bir de foto-modeii var İsmet Kasapoğlu'nun... Emel Sayın hemen her gün saatlerce eşinin objektifi karşısında poz veriyor, İsmet Kasapoğlu da «çıkır çıkır» karısının resimlerini çekiyor. Emel Sayın'a sorarsanız durum «iyidir»...

Alev Uğur Artık Yeşilçam'da

9 OCAK 1971 tarihli SES mecmuasında yaptığımız bir röportajda Alev Uğur’u şöyle tanıtmıştık sizlere: «Alev Uğur, bizde her şeyden önce ölçülü bir genç kız intibaı bıraktı. Ne yapmacık bir nezaketi, ne de ölçüsü kaçmış bir samimiyeti var. Dinlemesini biliyor, dinletmesini de biliyor. Hem hanım hanımcık diye tarif edilen tipin içinde olmak, hem de şahsiyetini koruyabilmek önemlidir. Alev Uğur işte bunu başarmış.» Gerçekten de «1970 SES Sinema Artisti Yarışması» birincisi seçildikteki tam beş ay sonra ilk filmi «Sevgi Uğruna» da Kartal Tibet’le başrol oynamaya başlayan Alev Uğur hakkındaki görüşlerimizde yanılmadığımızı, Acar Film platosundaki sete gittiğimiz zaman anladık. O gün Alev Uğur, birçok set işçisinin, teknisyenin çalıştığı platoda sanki kırk yıllık artistmiş gibi rahat ve heyecansız dolaşıyor, mütecessis gözlerle herkesin ne yapıp ne öğrendiğine bakıp filim seti hakkındaki bilgilerini arttırmaya çalışıyordu. Biz de ışıkların yapılmasını fırsat bilip, gül rengi fistanlar ...