Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Esen Püsküllü etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Esen Püsküllü Boşanıyor mu?

Yüzü incelmiş, vücudu yuvarlak hatlarını kaybedip onu minyon bir manken havasına sokmuştu. Dudaklarında da eski çocuksu neşesinden eser kalmamıştı sanki. Düşünüyor, dalgın dalgın uzaklara bakıyordu. Film çalışmalarının çokluğundan olacak, yorulmuşa benziyordu... - İyice zayıfladım, diye söze başladı. Yaza hazırlanıyorum. Çalışmaktan dinlenmeğe vakit bulamamıştım geçen yıllar. Ama bu yıl kendi kendime söz verdim. Bol bol denize gireceğim. Yeni mayo modelleri seçtim. Bu yıl ilk defa bikini giyeceğim. Onun için incelmeğe bakıyorum... Esen Püsküllü , "Kırbaç Altında" filminin bir pavyon sahnesinde, ince siyah tülden bir tuvalet giymiş, partöneri Cüneyt Arkın 'la dans ediyordu. Prova bitince kendini bir sandalyeye atıyor, bir süre dinleniyor, sonra rejisör Nejat Saydam'ın komutuyla yerinden kalkıp piste sıçrıyor, Cüneyt'e sarılıp dönüyor, dönüyordu... Taki Melih Sertesen kamerasının motorunu durduruncaya kadar. - Bu yıl işlerim açıldı, diye ekledi Esen Püskü...

Esen Püsküllü

«ADIM Esen Püsküllü ... 1946 yılının 16 temmuzunda doğduğuma göre şimdi tam 25 yaşındayım. Bir ablam, iki erkek kardeşim var. Rejisör Yücel Uçanoğlu ile 28.7.1966 perşembe günü saat tam 18.30’da nikahlandım. Dünya yeni bir yıla hazırlanırken, 30 aralık 1967’de oğlum Ahmet dünyaya geldi ve beni yalancı çıkarmadı. «Yalancı çıkarmadı diyorum, gerçekten öyle. Nedense ben hep oğlum olsun isterdim, hatta çocuğumun adını doğmadan koymuştum. Neyse, Allah bu isteğimi de verdi. A, gördünüz mü? Okuduğum okulları yazmayı, sinemaya girmeden önce ne iş yaptığımı falan yazmayı unuttum. Neyse, o kadar acemiliği hoş görün. Efendim, Barbaros İlkokulunu bitirdim. Beşiktaş Kız Lisesi onuncu sınıfında öğrenimi terk ettim. Daktilo - sekreter kurslarına gittim, bir süre özel bir şirkette daktilo - sekreter olarak çalıştım. «Günlerden bir gün gördüğüm bir ilan hayatımın akışını (aslında bu lafı kullanmayı istemiyordum, ama ne yapayım, şimdi aklıma başkası gelmiyor) değiştirdi. SES mecmuası 'Sinema...

Esen Püsküllü Boşanıyor mu?

Yüzü incelmiş, vücudu yuvarlak hatlarını kaybedip onu minyon bir manken havasına sokmuştu. Dudaklarında da eski çocuksu neşesinden eser kalmamıştı sanki. Düşünüyor, dalgın dalgın uzaklara bakıyordu. Film çalışmalarının çokluğundan olacak, yorulmuşa benziyordu... - İyice zayıfladım, diye söze başladı. Yaza hazırlanıyorum. Çalışmaktan dinlenmeğe vakit bulamamıştım geçen yıllar. Ama bu yıl kendi kendime söz verdim. Bol bol denize gireceğim. Yeni mayo modelleri seçtim. Bu yıl ilk defa bikini giyeceğim. Onun için incelmeğe bakıyorum... Esen Püsküllü , "Kırbaç Altında" filminin bir pavyon sahnesinde, ince siyah tülden bir tuvalet giymiş, partöneri Cüneyt Arkın'la dans ediyordu. Prova bitince kendini bir sandalyeye atıyor, bir süre dinleniyor, sonra rejisör Nejat Saydam'ın komutuyla yerinden kalkıp piste sıçrıyor, Cüneyt'e sarılıp dönüyor, dönüyordu... Taki Melih Sertesen kamerasının motorunu durduruncaya kadar. - Bu yıl işlerim açıldı, diye ekledi Esen Püsküll...

Esen Püsküllü ve Engin Çağlar'ın Deniz Kaçamağı

Kış geçip de havalar ısınmaya başlayınca, sahil kenarında oturanların yüreklerini tatlı bir heyecan kaplar: Deniz heyecanı.. Sıcak kumların üzerinde yorgunluk atacakları, denizin tuzlu sularında serinleyecekleri, masmavi gökte göz kırpan güneşin ışıklarıyla yüzlerini. vücutlarını karartacakları günleri iple çekmeye başlarlar. Genellikle deniz mevsimi karpuzun manav dükkanlarında boy göstermesiyle başlar. Ama karpuzun çıkışını beklemeden kendini serin suların koynuna atanların sayısı da bir haylidir. Hele İstanbul’un kış yüzü görmediği, yazın erken geldiği bu yıl. Nisan görevini mayıs ayına terkettiği zaman, sinema ile ilgilenen gazetecilerin de gözleri, kulakları dört açılır. Zihinlerinde, «Acaba bu yıl deniz mevsimini ilk kim açacak?» sorusu şekillenir. Allah'a şükürler, bizim bu konudaki merakımız geçtiğimiz pazar günü, giderildi!.. Bu yıl Yeşilçam'da deniz mevsimini açmak bir değil, iki artiste nasip oldu. Hem de ayni gün, ayni yerde. Ve siz tesadüfe bakın ki, bu si...

Esen Püsküllü Verdiği Sözü Tuttu

Esen Püsküllü ile dört ay kadar önce Levent'teki evinde konuşmuştuk. Bize uzun uzun mutluluğundan bahsedince dayanamamış: - «Siz mutluluğunuzdan bahsediyorsunuz ama sağda solda mesut olmadığınız hakkında söylentiler dolaşıyor. Buna delil olarak da bir çocuk sahibi olmayışınız gösteriliyor. 'Esen akıllı kizdir, bu evliliğin yürümeyeceğini bildiği için anne olmuyor' diyorlar...» demiştik. - «Şaşarım onu söyleyenlerin aklına» diye cevap vermişti Esen. «Kocamla mesut olup olmadığımı benden iyi kimse bilemez. İşte size söylüyorum. Yücel'le çok, ama pek çok mesudum. Çocuğa gelince... Laf. Yücel de ben de 'üç otuzunda' değiliz ki acele edelim. Önce bir katım olsun, sonra çocuk.» Aradan aylar geçti ve Esen'le bu defa Beşiktaş'ta, Şeref Stadının içindeki yüzme havuzunda buluştuk. Bizi gözlerinin içi gülerek karşıladı. - «Hayrola, bu sevincinin sebebi ne?» diye sorduk. - «Nihayet bir kat sahibi oldum. Nasıl sevinmeyeyim?» dedi. Havlusunu alıp yanı...

Esen Püsküllü Erkek İstiyor

İnanmak güzel şeydir... Kimi kendine, kimi gönül verdiğine, kimi annesine - babasına, kimi idealine inanır. Esen Püsküllü de doğacak çocuğunun erkek olacağına inanmış... Hatta ona daha şimdiden isim bile takmış... Evin içinde bir Ahmet'tir gidiyor! Ahmet aşağı, Ahmet yukarı... Geçenlerde annesi lafm gelişi sormuş: - «Esen en çok kimi seviyorsun. Kocanı mı, beni mi, babam mı?» diye. İlk çocuğunu bekleyen her genç kadın gibi Esen'in başında kavak yellerinin en serti esiyor zaten bugünlerde. Annesine şöyle bir bakmış: «Hiç birinizi» demiş, «Ben sadece Ahmet’imi seviyorum.» Eee, serde annelik var ne de olsa... Başlamış zavallı kadıncağız ağlamaya!... Böylece bir taraftan ağlar, diğer taraftan da derin derin düşünürmüş! «Bu Ahmet de kim acaba?» diye... Sonunda Esen'in annesi bir telefon konuşması sonunda Ahmet'in kim olduğunu anlamış. Esen’in rejisör eşi Yücel Uçanoğlu bir filmin çekimi için gittiği Eskişehir’den karısıyla telefonla konuşurken söz dönmüş, dolaşm...