Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hümeyra etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hümeyra, “Fosforlu”yu Neriman Köksal'dan Devraldı

Türk sinemasının ilk “Fosforlu Cevriye”si olan Neriman Köksal ile halen bir gazetenin fotoromanında “Fosforlu Cevriye” olan Hümeyra , hafta içinde buluşup nöbet devir teslimi yaptılar... İki “Fosforlu”yu ŞEY biraraya getirirken, onlar yıllar arasında bir gezinti yapıyorlardı. Bundan tam 25 yıl önceydi... Türk sinemasınn o günlerde zirvedeki yıldızı Neriman Köksal ile erkek aktörlerin başta geleni Orhan Günşiray birlikte “Fosforlu Cevriye” serilerine başladılar... Bu filmler peşpeşe oynamaya başladığı zaman Neriman Köksal’ın külhan kadın tipi benimsendi ve Neriman Köksal’la “Fosforlu Cevriye” bütünleşti... Arada bir Türkan Şoray da bu türde ve isimde filmler yaptıysa da “Fosforlu Cevriye” Neriman Köksal’a maloldu sinemada... Ve aradan tam 25 yıl geçti... “Fosforlu Cevriye” yine karşımıza çıktı... Ama nöbet derişikliği yaparak... Bir gündelik gazetede yayınlanan ve aynı adı taşıyan fotoromanın başrolünü oynayan Hümeyra, tam yirmibeş yıl sonra Neriman Köksal’dan “Fosforlu” nö...

Hümeyra'dan Kocası Ömer Kavur'a Jest

Boğaz kıyılarından yüksekçe bir yerde yıllarca içinde yaşayanları barındırmış ama bugün zorlukla ayakta düren bir ev şimdiye kadar birçok filme mekan olmuştur. Bu iki katlı ahşap bina, geçtiğimiz hafta da bir başka fil. min Ömer Kavur'un yönettiği «Ah Güzel İstanbul»un çekim yeri oldu. Evin taş merdivenlerinden yukarı çıkarken set çalışanlarının koştur, malarını işittik, Ardından da Ömer Kavur'un sesi geldi kulağımıza: «Bu odanın hazırlığı bitti mi?» Yönetmen son kelimeyi söylerken biz de son basamağa adımımızı atıp içeri girdik ve bu soruyu setin içinde bazı eşyaları karıştırmakta olan eşi Hümeyra’ya sorduğunu anladık. Hümeyra , «Birkaç eksik şey var onları da yerleştirdim mi tamam» diye yanıt verdi kocasına. Hümeyra’yı oradc görmek bizi şaşırtmıştı. Gerçi yönetmenin eşiydi ama yönetmen eşlerinin sete gelmesi pek alışılagelmiş olay değildi. Filmdeki oyuncu kadrosunda da adı yoktu. O halde... Biz bunları düşünürken Ömer Kavur yanımıza gelerek, «Hümeyra'nın filmde...

Hümeyra'nın Türkiye'ye Dönüşü

Annesini koluna takıp, bundan birbuçuk ay önce Yeşilköy Havaalanından Fransa’ya, daha sonra Amerika’ya uçan Hümeyra geçtiğimiz hafta içinde yurda döndü. Hümeyra’nın bir kolunda yine annesi vardı' Giderken boş olan diğer kolunda ise koskocaman iki mukavele.. Hümeyra ile, yurda dönüşünün ertesi günü sizler için evinde konuştuk, işte SES’e anlattıkları: - «Buradan hareket eder etmez Paris'te buldum kendimi. Paris’te üç gün kaldık. Birkaç piyes, opera seyrettikten sonra New York uçağına binip, dokuz saatlik bir yolculuktan sonra Amerika'ya ayak bastık. Bizim orada bulunduğumuz zaman New York feci derecede soğuktu. Kat, kat elbiselerle sokağa çıkmak zorunda kaldık.» Hümeyra Amerika'da önce Arif Mardin'i ziyaret etmiş. Arif Mardin genç şarkıcının «Kördüğüm» adlı plağını Atlantic plak şirketinin sahibi Ahmet Ertegün'e dinletmiş. Ahmet Ertegün şarkıyı çok beğenmiş ve bu plak için Hümeyra'yla bir anlaşma imzalamış. Koltuğunun altına mukavelesini alan Hümey...

Hümeyra Ayrılığın Hikayesini Anlattı

Yedi aydır Fransa'da yaşayan Hümeyra’yı, Türkiye’de bir kara haber karşıladı. Genç şarkıcı, yedi aylık bir ayrılıktan sonra evine döndüğünün ikinci günü teyzesinin kızı Belma'nın ölüm haberini aldı. Uzun yolculuğunun yorgunluğunu üzerinden atamadan apar-topar Ankara’ya uçtu. Teyzesinin kızına karşı son vazifesini yaptı, akrabalarını teselli için bir hafta orada kaldı. Hümeyra bir hafta sonra ikinci defa İstanbul'a döndü. Fakat Hümeyra'nın çevresinde bir uğursuzluktur dolaşıyordu. Bu defa da zehirlendi, hastaneye kaldırıldı. Hastaneden çıkarken doktorların Hümeyra'ya verdikleri haber, felaketler zincirine bir yenisini daha ekliyordu. Doktorlar Hümeyra’ya «gastrid» teşhisi koymuşlar; sonra da önüne sıkı bir perhiz listesi uzatmışlardı. Bu 3 olay Hümeyra'nın sinirlerini öylesine bozdu ki, yedi aydır hasret kaldığı İstanbul'a, İstanbullu dostlarına bir anda veda etti ve Alanya'ya dinlenmeye gitti... Hümeyra'yla, Alanya'ya hareket etmeden birka...

Hümeyra'yı Zor Günler Bekliyor

Öztürk Serengil bundan birkaç ayönce, yaz sezonunda bir kulüp açacağını haber vermiş, şöyle demişti: - «Türkiye'de artistler gibi kulüplerin de yıldızı vardır. Bu yıl açacağım Şadırvan adlı kulüp 1970'in yıldız kulübü olacak. Kulüplerin yıldızında da artistlerin yıldızını çalıştırmak lazım. Kulübüme öyle bir yıldız çıkaracağım ki, şaşıp kalacaksınız...» Bu konuşmadan birkaç ay sonra, geçtiğimiz hafta, SES telefonu çaldı. Telin öbür ucunda Öztürk Serengil vardı: «Gelin de gözlerinizle görün.» diyordu. «Sözümü tuttum...» Hemen kalkıp Öztürk Serengil’in Bebek Belediye Gazinosu yanında, henüz inşa halinde olan kulübüne gittik. Öztürk bizi kapıda karşıladı. Heyecanlıydı. Biraz ileride, bize arkası dönük duran orta boylu kadını işaret ederek. «İşte,» dedi. «Kulübümün yıldızı...» İşaret ettiği tarafa bakınca gerçekten şaştık, kaldık. Karşımızda duran «yıldız» Hümeyra'dan başkası değildi. Evet, sonunda Hümeyra «sahneye evet» dedi... Öztürk Serengil'in tat...

Öztürk Serengil Baba Oluyor

İzmir'in Efes Oteli’ndeyiz. Havuzun çevresi hayli kalabalık.. Kimi rengarenk şemsiyelerin altında boş gözlerle etrafa bakıyor, kimi bankların üzerinde güneşleniyor, kimi yemyeşil havuzun içinde deniz hasretini gideriyor, kimi de Amerikan Bar'da oturmuş, bir taraftan içkisini yudumluyor, bir taraftan da karşısındaki camdan, havuzun dibine dalıp, atraksiyon yapan gençleri seyrediyor.. Etrafta hep aşina çehreler.. İşte Fatma Girik Memduh Ün'le beraber havuzda.. Rasim Ulusman, Hümeyra da öyle. Mine Mutlu Bar'da dinlenmeyi, yüzenleri seyretmeyi tercih etmiş. Nebahat Çehre, Selda Alkor havuzun bir başka köşesinde dertleşiyorlar. Az ilerlerinde de Öztürk Serengil'le, Nevin Serengil var.. Yeni evli gençler gibi biribirlerine sokulmuşlar. Dünya umurlarında değil. Fısıl fısıl konuşuyorlar. Yaklaşıyoruz yanlarına.. Klişeleşen hal hatır cümleleri, yudumlanan portakal suları. Sonra konuya giriş... İkisi de dertli. «Böyle kavgalar yeryüzündeki her evli çift arasında olur...

Hümeyra ve Mustafa Satır Aşkı Gerçek mi?

Hiç değilse ayda birkaç defa müzik veya sinema dünyası bir aşk dedikodusu ile çalkanır. Önce filanın falana aşık olduğuna dair haberler gazete ve dergilerde baş köşeyi alır, sonra aşıkların sarmaş dolaş resimleri beyaz sayfalar üzerinde arz-ı endam eder. Bu aşk maceralarının çoğu reklam uğruna yaratılan balon aşklardır. Bir kısmı, saman alevi gibidir, parlamasıyla sönmesi bir olur. Pek azı da, nişanla, nikahla noktalanır. Şu son günlerde müzik dünyasını en çok ilgilendiren aşk macerası, Hümeyra ile Mustafa Satır arasında olan veya yaratılmaya çalışılan aşktır. Dış görünüşe, beraber çektirdikleri resimlere bakılırsa ateş bacayı çoktan sarmış, etrafa yanık kokuları yayılmıştır. Ama Hümeyra ile politikacı babanın şarkıcı oğlunu tanıyanlar için, bu gerçek aşktan ziyade, bir reklam aşkıdır. İsterseniz işin ta başından, Paris’ten başlayalım.. Tanıyanların gözüyle Mustafa Satır'ı ve Hümeyra'nın his hayatını inceleyelim.. Sonra... Sonrası size düşüyor!. Okuyunuz, kararınızı veri...