Genç kız sevgilisinin gözlerinin içine bakarak soluksuz anlatıyor, anlatıyordu... Sevgisini, bağlılığını ve sadakatini dile getiriyordu... Çocuk ise sadece dinlemekle yetiniyordu... Dışarıda puslu bir hava vardı... Gökyüzü birden karanlığa bürünmiıştü... Oysa daha günün ortasındaydılar... Selmin bir ara çantasından kağıt mendil çıkartıp gözlerini sildi... Bu hareket Tayfun'un yüreğini delip geçmişti... Acımayla karışık bir duyguydu bu... Bir genç kız karşısında ağlıyor ve hatta yalvarıyordu... Ama Tayfun, Selmin'e ödün vermemeye kararlıydı... «Boşuna ağlama Selmin... Bir anda her şeyi yıktın... Şimdi de karşıma geçmiş duygu sömürüsünde bulunuyorsun... Sana inanmak istiyorum ama içimden gelmiyor...» «Hayır Tayfun... Yanlış değerlendiriyorsun... Haklı olduğum halde senden yine de özür dileme gereği görüyorum... Bu kadar katı olman için bir neden yok... İşi niye bu denli uzatıyorsun...» .................................... Selmin eve dönerken Tayfun'un kızmasına...