Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hülya Koçyiğit etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hülya Koçyiğit'in Lolita Kardeşi

Dünya LOLİTA'yı öncelikle bir roman kahramanı olarak tanımıştı. Wladimir Nabakov'un yarattığı bu genç kız yaşlı erkekler için gerçekten bir tehlikeydi. Fakat bu tatlı tip şöhrete HOLLYWOOD sayesinde ulaştı. Lolita'yı perdede SUE LYON adında bir genç kız canlandırdı. Amerikalı filmciler Sue Lyon'un yaşlı aşığı rolünde de James Mason ’u oynattılar. Lolita filmi hasılat rekorları kırdı, ve 16 yaşındaki Lolita dünyaca bilinen bir isim haline geldi. Amerikalı filmciler bu arada Türk Lolita'sı 12 yaşındaki Nilüfer Koçyiğit 'i görselerdi her halde uzun uzun düşünürlerdi. Yerli Lolita'nın masum bakışı, çocuksu tebessümü ve son derece gelişmiş vücuduyla Sue Lyon’dan aşağı kalır bir yanı yoktu. Nitekim bu konuda onunla bir film çeviren Muzaffer Tema bakın ne diyor: "Bu kız dehşet bir şey. Beraber oynadık. Ben bu kadar işini bilen bir kadın oyuncuya rastlamadım." Ablası hiç ama hiç kıskanmıyor Nilüferi. Oniki yaşında bu derece güzel olmasını, uzun uz...

Hülya Koçyiğit

Merhabalar efendim, İnsanın kendini anlatması zor şey aslında. Üstelik bunu yazı diliyle yapacağız. Ama gazeteci arkadaşlar gelip, «Bugüne kadar seni hep biz anlattık. Şimdi otur ve kendini kendin anlat. Sevdiğin, sevmediğin her şeyi bir güzel kağıda dök,» deyip önüme bir deste kağıt, iki kalem koydular. Ne yapalım, başa gelen çekilir deyip masa başına oturdum, ilham bekleyen ünlü yazar pozunda birkaç dakika düşündükten sonra bunları yazdım işte: Ama asıl iş şimdi başlıyor. Neyse bismillah deyip işe girişelim: 12 aralık 1947'de İstanbul'da doğdum. Babamın adı Sedat, anneminki Melek. Maalesef babamı kaybettim. Benden küçük iki kardeşim var. Feryal’le Nilüfer... Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümünde okudum, sinemaya 1963 yılında hepimizin dergisi SES'in açtığı « Sinema Artisti Yarışması » nda ikinciliği kazanarak girdim, «Susuz Yaz» la ilk defa kamera karşısına geçtim. Selim’le 11 nisan 1968'de nişanlandık, 5 temmuz 1968'de evlendik. Allah herkesinkiyle birl...

Hülya Koçyiğit'in Güzelliğine Dayanamadı

ÜNLÜ yıldız Hülya Koçyiğit 'in anılar dizisinin sonuna geldik... 21 yıllık sanat yaşamında birçok ödüller kazanan, ulusal ve uluslararası festivallerde ününü pekiştiren ve gerek sinemada, gerekse sahnede kazandığı başarılarla geniş halk yığınlarının sempatisini üzerinde toplayan Hülya Koçyiğit, zirvede bir isim olmanın nedenlerini hakin nasıl özetliyor: «Seyircime hiçbir zaman saygısızlık yapmadım. İyi örnek olabilmek için çok uğraştım, çok çabaladım. Sürekli olarak okudum ve okuduklarımı uygulamaya koyarak beni sevenleri mahcup etmemeye çalıştım. Hiçbir zaman adımı istismar konusu yapmak istemedim. Sansasyon peşinde koşmadım ve özel yaşantımla işimi ayırt etmeyi daima ön planda tuttum. Şimdi çok sevdiğim bir eşim ve bir kızım var. Bu arada mesleğimi de çok seviyorum. İşimde disiplinli olmayı bir kural, bir ilke haline getirdim. En uzak bir dostuma dahi tepeden bakmadım. Daima halktan biri olarak yaşantımı sürdürdüm. Çünkü biliyordum ki, sanatçıları bir yere getiren o yüce halk...

Hülya Koçyiğit'in Kardeşi Nilüfer Koçyiğit Sahneye Çıktı

- ''İlk defa bu akşam, burada sahneye adımımı atıyorum. Çok kısa bir zaman içinde hazırladım. Şüphesiz bazı hatalarım, bazı eksiklerim olacak. Ama henüz işin başındayım ve sizlerin hatalarımı bağışlayacağınıza inanıyorum.'' Ankara Japon Bahçesini hıncahınç dolduran dinleyiciler, sahnede mikrofonu eline alır almaz kendilerine bu şekilde hitap eden biraz dolgunca, uzun boylu, sempatik kızı çılgınca alkışlamaya başladılar... Eteğinin boyu, omuzlarına dökülen saçıyla aşağı – yukarı eşit uzunlukta olan; soyadı, adından daha da meşhur bu genç kız da, alkışların hızı geçmeden hemen ilk şarkısına başladı... Evet ''Çıkıyor, çıkacak'' derken sonunda Nilüfer Koçyiğit de Ankara'da şarkıcılar kervanına katıldı. İlk gece için bütün Koçyiğit ailesi haftalardan beri seferber olmuştu. Tabii içlerinde en çok yorulanı yine ''anne Koçyiğit''ti. Melek Hanım gelen teklifleri uzun uzun inceleyip içlerinden en cazibini ayırmış, mukaveleyi imzaladıkt...

Hülya Koçyiğit, Gülşah'ı Seçti

DÜNYANIN hangi ülkesinde olursa olsun ana anadır ve ister zengin ister yoksul olsun, tüm analar kutsaldır.. Evlatları uğruna nice özverilere katlanan, her türlü olaylara göğüs geren analar, analarımız değil midir? Yıllarını film çalışmalarıyla bütünleştirmiş «e sinemadaki başarılarıyla bugünlere gelmiş olan Hülya Koçyiğit , ilginç bir analık örneği vererek, şu sıralarda kamera karşısına geçmesi gerekirken, kızıyla birlikte İngiltere'ye gitmeyi tercih etti... Gülşah 'ın okul işlemlerini tamamladıktan ve bir daire kiraladıktan sonra kısa bir süreliğine tekrar İstanbul'a dönecek olan Hülya Koçyiğit, «Kasım ayında tekrar İngiltere'ye kızımın yanına gideceğim... Artık bir ayağım buradaysa öteki ayağım da İngiltere'de olacak» diyor. Öğrenim yaşamına Londra yakınlarındaki Dorset kentinde, Croft House adlı kız okulunda devam edecek olan Gülşah, aslında İsviçre'de okumayı çok arzuladığını, ancak oranın pahalı olması nedeniyle İngiltere'ye gittiğini söylüyor... ...

Hülya Koçyiğit Londra Yolcusu

Gülşah tam bir ana kuzusuymuş. Bunu ondan, 60 gün ayrı kaldıktan sonra daha iyi anladım. Çünkü har gün gönderdiği mektuplarına yanıl varmak için öylesine yoğun bir trafik içine girdim ki, elimden hiç kağıt, kalem eksilmiyor. Bırakın sadece mektuplaşmayı inanın bir de hemen hemen her gece babası da, ben de Gülşah'la telefonda görüşerek belki de İstanbul'dayken konuşamadığımız kadar Londra'dan konuşuyoruz. Gülşah hem annemin, hem bizim yani iki evin bir gülüydü. Tabii ki, gidişi nasıl ki, Gülşah'da bir boşluk, bir özlem yarattıysa aynı duygulan bende de yeşertti. Gülşah burada kendi arkadaşları arasındayken ''Ben yalnız yapabilirim" diyordu ama annesinden, babasından uzak kalmanın acısını da 15 yıldır ilk kez tattığı için ona bu aynlık çok zor geldi. Ancak istikbali için İngiltere'de en azından daha dört yıl kalacağından mutlaka kendi kendine yetmeye alışacak, bu konuda kendisine tüm kalbimle inanıyorum...'' Evet bu sözleri 15 yaşındaki biricik ...

Düşman Çatlatıyorlar

Sahne ve film çalışmalarından başka yaşantısından hiç bir ödün vermeyen Hülya Koçyiğit 'in çevresinde zaman zaman çıkan çirkin dedikodular güzel yıldıza hayli sıkıntılı günler yaşatıyor. Ancak bu sıkıntılı günlerini hayatta değer verdiği iki insanla paylaşarak atlatmasını biliyor Koçyiğit... Hiç bir şeyden çekmedi dedikodulardan çektiği kadar Hülya Koçyiğit. Sahne ve film çalışmaları dışında kendisinden çeşitli şekillerde söz ettirmeye fırsat vermeyen ve mutlu aile yaşantısını sık sık sergileyen Hülya Koçyiğit hakkında çıkarılan asılsız ve de çirkin dedikodular güzel sanatçıyı fazlasıyla yıpratıyor. Hatta arada sırada ağzının tadı bile kaçıyor çıkan dedikoduların sebep olduğu huzursuzluklar yüzünden. Birbirinden başarılı gazino çalışmalarının ardından film setlerine dönmeye hazırlanan Hülya Koçyiğit için bilmem kaçıncı kez çıkan ailevi dedikodular onu insanlardan kaçmaya zorladı. Kimselerle görüşmek, konuşmak istemediğini söylerken Koçyiğit eşi Selim Soydan'la birlikte Ku...

Hülyalaşın

Önce sözümüz hanımlarını uzun saçlarıyla seven ve saçlarını kestirmemek için aile kavgası bile kopartan beylere.. Çünkü ünlülerin kuaförü Muammer Yaprakgül 1984 yazında hanımların saşlarının erkek gibi kısalacağını ama kadının dişiliğini kaybetmeyeceğini ünlü müşterisi Hülya Koçyiğit 'e uyguladığı modellerde göstererek anlattı... Garbo'lar ölmez... Saçlarınızı ıslak ıslak tarayarak isterseniz piyasada kolaylıkla bulunan jelle karıştırarak jöleli saç modellerini uygulayabileceğinizi söyleyen kuaför Muammer’in Hülya Koçyiğit’in kendi saçlarına yaptığı “Vaklı” saç modeli 1930'lu yılların “Romantik küçük kadını”nı anımsatmıyor mu? Muammer Yaprakgül'e göre saçlarını kısacık kestiren hanımlarımızın ne dişiliğinden ne de abiyeliğinden bir kaybı olmayacak. Çünkü mizamplisiz fonsüz taranan saçlar bu yaz çok moda... Bu yüzden saçlarını kestirdikten sonra “abiye” olmama korkusu yok artık... GELİN ÇİÇEĞİNDEN BİR TOPUZ... Son yıllarda gelin çiçeği olarak bilinen “İb...

Hülya Koçyiğit'e Bir Alman

HÜLYA KOÇYİĞİT Fuar'dan sonra Almanya’nın yolunu tutacak. Ve, ilk iş olarak sünnet olacak bir Alman genci bulunacak. Sonra da Hülya Koçyiğit ve Alman genci kameranın karşısına geçirilip, «motor» denilecek. Yukarıda yazdığımız işlem tabii ki gerçek bir sünnet öyküsü değil... Şerif Gören ’in yazdığı ve yöneteceği «Sünnet» adlı filmde Hülya Koçyiğit bir Alman aktörü ile başrolleri paylaşacak. Türk - Alman ortak yapımı olarak gerçekleştirilmesi düşünülen filmin öyküsünü, şu sıralarda Kuşadası'nda dinlenen ve eşi Selim Soydan ile kızı Gülşah ’la birlikte yazın tadını çıkaran Hülya Koçyiğit şöyle anlattı: «Almanya'ya çok küçük yaşlarda giderek tamamen Almanlaşan bir Türk işçi kızının öyküsü filmin ana teması. Yeminli tercüman olarak yaşamını kazanmakta olan kız, bir Alman genci ile sevişmektedir. Evlilik konusu gelip dayattığında kız ailesinin ve toplumun baskısı karşısında kalır. Evlenmeleri için Alman sevgilisinin sünnet olması gerekmektedir. Konu böylece gelişip gider...

Hülya Koçyiğit'ten Veda

Hülya Koçyiğit eşi Selim Soydan ’la birlikte, sonbahara kadar dönmemek üzere İstanbul’a veda etti ve uçağa atladığı gibi gitti. Okulu nedeniyle kızları Gülşah’ı İstanbul’da bırakmak zorunda kalan çift, bir anlamda son aylarda ayrılacakları konusunda çıkarılan dedikodulardan da uzaklaşıp gidiyorlardı. Hülya Koçyiğit bu üç aylık yokluğu sırasında hem dinlenecek, hem de çalışacaktı. Yani, hem ziyaret, hem ticaret yapacaktı, önce, her yıl olduğu gibi bu yıl da Kuşadası’na gidecek olan sanatçı, oradaki yazlık evinde 17 hazirana kadar dinlenecek. O tarihte Adana’ya gidecek olan Hülya Koçyiğit, 10 gün süreyle sahneye çıkacak. Adana’daki çalışması sona erdikten sonra tekrar Kuşadası’na dönecek olan sanatçı, temmuz başında gelecek olan kızı Gülşah’la birlikte bir süre daha tatil yapacak. Sonra ver elini Kocaeli Fuarı. Fuar’da sahneye çıkacak olan sanatçı, oradaki çalışması sona erince Samsun Fuarı’na gidecek, Oradaki çalışmasını da bitirdikten sonra sıra gelecek İzmir Fuarı’na. Kısaca...

Hülya Koçyiğit'in Evliliği Sarsıntıda

Eğer dikkatinizi çektiyse bundan 25 gün kadar önce günlük bir gazetenin gazino ilanları sayfasında bir duyuru çıktı... Uzun bir aradan sonra Hülya Koçyiğit 'in sahneye çıkışını müjdeleyen bir ilandı bu... Gerçekten de ünlü sanatçı İzmir Fuarı'ndan bu yana gazino programlarında yer almıyordu. Şöyle bir parmak hesabı yapacak olursak altı aya yakın bir süredir çeşitli gazino patronlarının ve organizatörlerin önerilerini reddediyor, bir anlamda, kendi kabuğuna çekilip sanat çalışmalarından uzak bir yaşamı tercih eder bir görünüme bürünüyordu... Böylesine büyük bir ismin böylesine bir tutum izlemesi herkes tarafından çeşitli yorumlara yol açıyordu... Ancak yazının başında da belirttiğimiz gibi gazetede çıkan bu ilan bazı ağızları kapatmaya yetmiş ve olumsuz düşünenleri de susturmuştu... Fakat olaylar hiç de gazetedeki ilanın doğrultusunda gelişme gös termedi... Piyasadaki 2-3 assolistten biri olan Hülya Koçyiğit, gazino patronundan özür dileyerek ani bir kararla ve en önemlis...

Cüneyt Arkın Hülya Koçyiğit Yıllar Sonra Yeniden

Cüneyt Arkın 'la Hülya Koçyiğit , 1965 yılında çevirdikleri ''Seni Affedemem'' adlı filimden tam altı yıl sonra tekrar kamera karşısında bir araya geldiler. Rejisör Orhan Elmas'ın yönettiği ve henüz ismi belli olmayan filmin yan kadrosu da çok entersan. Filimde Cüneyt Arkın'la Hülya Koçyiğit'ten başka Cihangir Gaffari , Fatma Karanfil ve küçük yıldız Sedef Ecer'in de rolü var. Böylece filimcilerimiz, 1970-1971 sinema sezonunda, Yılmaz Güney – Hülya Koçyiğit; Türkan Şoray – Cüneyt Arkın'dan sonra, Türk sinemasının zirvedeki iki yıldızını daha aynı filimde oynatabildiler. T. Şoray'la Y. Güney'i ne zaman bir araya getirebilecekler?.. (DİĞE HABERLER İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKE TIKLAYIN) Tozlumagazin

Hülya Koçyiğit'in İlk Günleri

Hülya Koçyiğit... Bugün Yeşilçam’da adı en çok konuşulan, «Birinci mi, yoksa ikinci mi?» diye sinemadaki yeri konusunda münakaşalar yapılan yıldız.. 1962 yılından 1971 yılına uzanan bir mücadele köprüsü ve bu köprünün başlangıcında o günlerin incecik, çıtı pıtı, meçhul kızı; bugünün bir filimden 60 bin lira alan şöhretli kadını Hülya Koçyiğit... Gözleri dalıyor ve yıllar öncesine gidiyor. Eski günler, sinemadaki ilk günler, acı, ıstırap, heyecan dolu günler... Eski günlerden bahsedince Hülya Koçyiğit de tıpkı Fatma Girik, Cüneyt Arkın gibi kah coşuyor, kah durgunlaşıyor. Galiba bizim anlayamadığımız müşterek bir tarafı var bu eski günlerin. YILLAR ÖNCESİNDE BİR GEZİNTİ Hülya Koçyiğit, ağır ağır anlatmaya başlıyor hikayesini... Sinemadaki ilk günlerden değil de, biraz daha gerilerden gelerek... - «Çocukluğum sinema artisti olmak hayalleriyle geçti hep. Daha 10, 11 yaşlarındayken boy aynasının karşısına geçer, saatlerce kendimi seyrederdim. Yüzümü, bacaklarımı, göğüslerimi, ...

"Yumurcak"ın 180 Bin Liralık Katı

Annesiyle babası, İlker’e «Yumurcak» filminde kazandığı parayla bir kat aldılar. Böylece de İlker Yeşilçam’ın en yüksek ücreti alan yıldızı oldu. Zira katın değeri 180 bin lira... Şans denen elle tutulmayan, gözle görülmeyen şey, Yeşilçam’ın yeni çocuk yıldızı İlker İnanoğlu’nun, filimdeki adıyla Yumurcak’ın kapısını bir çaldı, ama pir çaldı. Türkan Şoray, Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Hülya Koçyiğit, Kartal Tibet, Sema Özcan gibi şöhretler, yaptıkları filmlerin hiç birisinden, 4 yaşındaki İlker kadar hasılat toplayamadılar. Onların yaptıkları filmlerin çoğu, Yeşilçam’ın biraz amiyane deyimiyle «yatarken», İlker İnanoğlu’nun ilk filmi «Yumurcak», İstanbul ve Anadolu sinemalarının altını üstüne getirdi. Anlayacağınız, «Yumurcak» daha ilk filminden milyoner oldu... İlker, ilk filminden bu kadar para kazanınca rejisör babası Türker İnanoğlu ile artist annesi Filiz Akın, kafa kafaya verip, uzun uzun düşündüler, taşındılar. İlker’in kazandığı, kazanacağı paraları nasıl değerlendirece...

Hülya Koçyiğit Model Oldu

Harcıalem bir espridir, bilirsiniz: Biri, yolda gördüğü arkadaşına «Nasılsın?» diye sormuş. O da «Adamına göre.» diye cevap vermiş. Şimdi size soracağımız sorunun cevabı da cinsiyete göre değişen nevidendir her halde. Öyle ya, «Modayı izler misiniz, modaya uygun giyinmek hoşunuza gider mi?» desek hanımlar, «A, tabii.» diye cevap verecekler, işin ucu keselerine gelip dayanan erkeklerin çoğu da önce «Hayır» ı yapıştırıp peşinden, «Zaten matah olsa sık sık değiştirirler miydi?» d!ye bir espri yapacaklar, isin aslına bakarsanız kimsenin kabahati yok. Moda ile ilgili ne varsa çoğunlukla Paris'ten. Londra'dan. Roma'dan çıkıyor. «Kuaför - moda evi - ayakkabıcı» üçlüsü toplanıp bir karar veriyorlar ve aradan bir ay geçmeden bu kara'r dünyanın dört köşesinde uygulama alanı buluyor kendine. Tanınmış kuaförlerden Muammer Yaprakgül’le Paris dönüşü buluştuk ve SES'in hanım okurlarını aydınlatmak için «1971 yaz saç modelleri» hakkında kendisinden bilgi rica ettik. Bu arada 4...

Hülya Koçyiğit ve Selim Soydan'a Mutluluk Testi

Evlilikte mutluluğun unsurlarından biri de «çiftlerin bazı konularda aynı şeylerden hoşlanmaları, birbirlerinin nelerden hoşlandıklarını bilmeleridir.» SES, Türk sinemasının en mutlu çiftlerinden olan H. Koçyiğit ile S. Soydan için bir test düzenledi. Her ikisine de aynı soruyu kendileri ve eşleri için sorduk. Eğer yukarıdaki iddia doğru ise, yanda okuyacağınız test bir yargıya varmanızı sağlayacak, Hülya - Selim çiftinin mutluluk derecesini ve birbirlerini ne derece tanıdıklarını gözlerinizin önüne sergileyecektir. EŞİNİZİN EN SEVDİĞİ MÜZİK TÜRÜ HANGİSİDİR? Hülya: «Selim alaturka» Selim: «Alaturka sever.» Tam isabet. İkisi de hem birbiri hakkında doğru cevap verdiler, hem de bu konuda aynı zevki paylaştıkları meydana çıktı. EŞİNİZİN EN SEVDİĞİ ŞARKI HANGİSİDİR? Hülya: «İyi bilmiyorum, ama galiba en çok ''Ellerim boş mu kalacaktı''yı sever.» Selim: «Ellerim böyle boş mu kalacaktı» Bu soruda Selim bildi. Hülya ise yanlış cevap verdi....