Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İzzet Günay etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İzzet Günay "Red Kit" Oldu

Hemen hemen her insanın hayatında «resimli romanlar» bir çağın yutulurcasına okunan kitaplarıdır. Yaşı 30'a varmayanların «favori kahramnı» Pekos Bill’dir. Otuzu biraz veya bir hayli geçmişler ise Mandrake derler, Tarzan derler, X-9 derler, Baytekin derler de başka birşey demezler. Şu yıllarda henüz gençlik yıllarını yaşayanlarla, çocukluklarının son dönemini sürenlerin favorisi ise «Tom Mix», «Tom Braks», Texsas»tır. Bazı resimli romanlar vardır belirli yaştaki çocuklara, gençlere hitap eder. Bazıları vardır, yaşı değil, resimli roman seven herkese hitap eder. Bu «çağlara sığmayan» resimli roman kahramanlarından biri de Red Kit'tir... Red Kit'in havası bile diğerlerinden farklıdır. Konuları genellikle sosyal temeller üzerine kurulmuştur, esprileri incedir, çizgilerinden diyaloglarına kadar bir hiciv havası eser. Bu özellikleriyle Red Kit'in serüvenlerini saklayan ciltler belli bir yaşın esiri olmaktan çıkıp, daha geniş yığınlara malolmuştur. Red Kit, «dünyanın e...

İzzet Günay Gizlice Nişanlandı

Perşembenin, çarşambanın gelişinin belli olduğu gibi İzzet Günay ’da da 1970 yılı içinde köklü değişikliklerin olacağı 1969 yılı sonunda belli olmuştu. Adı «1970'e yalnız girenler» in içinde olan İzzet'in bu yalnızlığının uzun süre devam etmeyeceği, yeni yılın ilk aylarında belli olmuş ve yakınları, dostları, arkadaşları İzzet Günay için şöyle demeye başlamışlardı: - «Bu iş tamam artık. İzzet’i de kaybediyoruz, o da çok yakın bir zamanda evlenecek!» Sonunda böyle diyenler haklı çıktılar. Daha doğrusu şimdiki halde pek «haklı çıkmış» sayılmazlar ama göğüslerini gere gere, «Nasıl, biz dememiş miydik?» diye tahmin kudretleriyle övünecekleri günler epey yaklaştı. Çünkü İpek Umar'la İzzet Günay «evlilik» yolunda çok öenmli bir adım attılar, nişanlandılar. İzzet Günay «nişan ve nikah» konusunca nedense hiç, ama hiç konuşmak istemediği için «nişan» haberini de mecburen dolaylı sekilde öğrenebildik. Efendim, bize anlatılanlara göre «nişan» söyle yapılmış. İpek hanım gitm...

İzzet Günay Şart Koştu

Yılda 240 - 250 filim çevrilen Türk sinemasının, gerçekten filme benzeyen filimleri, 3’ü 5’i geçmez. Bugünlerde bu 3-5 filimden biri, «sahici bir filim» çevriliyor. Adı: «Dolmuş Şoförü»... Filmin baş oyuncusu İzzet Günay'ı tanırsınız. Ama, rejisörü Alp Zeki Heper, yerli sinema yıldızları kadar ünlü değildir. Onun için sanat kişiliğine kısaca dokunuverdim: 1939'da İstanbul’da doğan Zeki Heper, 1957 - 58'de Galatasaray Lisesinden mezun olduktan sonra, İsviçre’de Lozan Sinema tekinde çalışmış, sonra Paris' teki İDHEC Si İzzet Günay Şart Koştu nema Okulunu birincilikle bitirmiştir. Paris’te çevirdiği «Bir Kadın» ve «Şafak» isimli filimleri İDHEC yarışmasında birinci seçilmiştir. Zeki Heper, memlekete döndükten sonra «Soluk Gecenin Aşk Hikayeleri» adlı, henüz vizyona girmemiş bir filmi geçen yıl kendi hesabına çevirmişti. Bugünlerde İzzet Günay ile çevirdiği «Dolmuş Şoförü», yerli sinemanın üç - beş günde yapılmış sözde filimîerinden biri değil, üzerinde bir yıl çalışıl...

Yeşilçam Koleksiyoncusu İzzet Günay

Müzeler geçmişin hapishanesidir. Her müze bir tarih saklar, her müze ziyaretçilerin karşısına yıllar, yüzyıllar öncesinin olaylarını, zevklerini, yaşayışlarını, örf ve adetlerini sergiler. Kitaplarda kalan bir devrin anılarıyle, dopdoludur müzeler. «Tarihleriyle yaşayan milletler» için başlı başına bir gurur kaynağı, başlı başına bir iftihar vesilesidir müzeler! İnsan ünlü bir sinema yıldızıyle sabahtan akşama kadar bir müzeyi gezerse ve daha ayaklarının tozu silinmeden, biraz önce içinden çıktığı «atmosferin» tesirinden kurtulmadan yazıya oturursa asıl anlatacağını bir yana itip böyle giriyor yazıya işte. Bereket bu kısa sürüyor, kendini aradan sıyırıp o sinema yıldızıyle müzeyi baş başa bırakıyor. Dünyada herkesin bir şeye merakı vardır değil mi? Kimi insan maç hastasıdır, kimi kitap faresidir, kimi flört heveslisidir, kimi kahve bekçisidir... İzzet Günay da iflah etmez müthiş bir koleksiyon meraklısıdır. Pul toplar, kitap toplar, mask toplar, kupür toplar, oynadığı filimler...

İzzet Günay'ın Vicdan Azabı

İzzet Günay'ın Teşvikiye'deki evinden içeriye girdiğimiz zaman, gözlerimiz hemen onu aramıştı. Kapıda, eşi Semine Günay, üzgün bir sesle: - «İçeride, şimdi gelecek» diyerek, bize yer gösterdi. Az sonra karşımızda, Türk sinemasının en efendi aktörlerinden İzzet Günay vardı. Fakat, neşeli, durmadan espriler yapan İzzet gitmiş, yerine, gözleri çukura kaçmış, yüzü traşlı ve sapsarı, durgun bir İzzet gelmişti. Dalgın bir hali vardı. «Geçmiş olsun dediğimiz zaman, yüzümüze kısa bir müddet anlamsız gözlerle baktı ve: - «Bir iştir başımıza geldi. Hala tesirinden kendimi kurtaramadım», diyerek karşılık verdi. Yaktığı sigaranın dumanlarını seyrederek, 8 ağustos salı günü saat 15.30 sıralarında olan trafik kazasının tafsilatını ağır ağır anlatmaya başladı: «Filim çalışması olmadığı zamanlarda, Yeniköy'e gidip denize giriyorum. O gün de aynı niyetle arabama atladım. Maslak yolunda, İstinye - Tarabya kavşağına doğru normal bir hızla ilerliyordum. Tahminen kavşağa 400 - 450 me...

İzzet Günay ''Alo'' Dedi ve Ortalık Karıştı

SES okuyucuları Filiz Akın, Kartal Tibet, Selda Alkor, Cüneyt Arkın ve Sema Özcan’dan sonra nihayet İzzet Günay'la da konuştular. «Nihayet» diyoruz, çünkü bilindiği gibi «Sevdiğiniz Artist Telefonda» programı İzzet Günay’la başlayacaktı, ama eşinin ani ölümü, Türk sinemasının bu ünlü yıldızını hayranlarının karşısına çıkıp onların sorularına cevap vermekten alıkoymuştu. İzzet Günay 29 temmuz pazartesi günü idarehanemize elifi elifine 16.00’da geldi. Bu «erkenciliğini» de bize şöyle izah etti: - «Ben ne zaman yeni bir filme başlasam heyecanlanırım. Bugün de yeni bir filme başlıyormuş gibi heyecanlıyım. Onun için havaya alışıp üstümdeki heyecanı atayım diye biraz erkence geldim.» Saat 17.55’te İzzet elini cebine attı ve önceden hazırladığı notları telefonun bulunduğu masanın üzerine yaydı. Kendisine son defa gerekli açıklamalar yapıldı... Ve nihayet tam 18.00’de ilk telefon santraldan SES mecmuasına bağlandı. Artık söz İzzet’le, İzzet Günay hayranlarınındı. ERGİN ATİLLA ...

İzzet Günay'ın Karısı Vefat Etti

27 95 13 numaralı telefonun her çalışında telin diğer tarafından hep aynı istek tekrarlanıyor: «Alo 27 95 13 mü? İzzet Günay’la konuşmak istiyorum...» Hayranlarının konuşmak için İzzet Günay 'ı aradıkları saatlerce o, evinde uzandığı yerden sabit bakışlarla tavana bakıyor ve «Semine'sini» kendinden ayıran olayları düşünüyordu. Her şey 1 mayıs günü başlamıştı... BİR BAHAR GEZİNTİSİ 1 mayısta havanın güzelliğinden istifade ederek kırlara uzanan İstanbullular arasında Günay ailesi de vardı. Günay'lar yemeklerini yanlarına almışlar, arabalarına atladıkları gibi yola çıkmışlardı. İzzet Günay'ın 10 yıllık eşi Semine Günay o gün çok neşeliydi. Papatya topladı, kocasıyle şakalaştı... Hatta sık sık tekrarladığı şikayetini bile ağzına almadı... 1 mayıs günü Semine'nin başı hiç karıncalanmamıştı... 1 mayıs çarşamba gününü güle, oynaya geçiren Günay'lar, aynı günün gecesinde acı bir sürprizle karşılaştılar. Semine Günay birden rahatsızlanmış, kendini kaybetmişti....