Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Altan Günbay'ı Yılanlar Isırdı

AnkaraDevlet Tiyatrosu 'nun aktörleri, aktrisleri, balerinleri İstanbul'a gelip yerli filmlerde rol alırlar. Tiyatro oyuncularına bu mevsim Devlet Operasından Altan Günbay da katıldı. Aktör, bu yıl «Ankaralılar» arasında en fazla filmde rol alan sanatçı: «Yarın Bizimdir», «Makber», «Manyaklar Köşkü», «Azrailin Habercisi»nden sonra «Ankara'ya Üç Bilet», «Döner Ayna», «Şehrazat» ta oynadı. Karamürsel'de «Şeytanın Uşakları» nı çevirirken ona yılanlı bir rol verdiler. Yılan, yılanlığını gösterdi, Altan'ı ısırdı. Tedavi sonunda, üç gün istirahat verdiler. Bir ara Ankara'ya giden Altan, tekrar gelip «Dullar Tercih Edilir» i de tamamladı... (diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın) Tozlumagazin

50 Milyonluk Proje

İkisini de halk yaratmış... Onlar şarkılarıyla, plaklarıyla, filmleriyle milyonların duygularını dile getirerek, yine bu milyonlarca hayranın kalplerinde taht kurarak, isimlerinin yanına "Kral” ünvanını eklemişler. Daha doğrusu Orhan Gencebay ile Ferdi Tayfur ’u veya Ferdi Tayfur ile Orhan Gencebay’ı halk kral yapmış ve baştacı etmiş, devleştirmiştir... Daha düne kadar birbirlerinden önde olmak için yarış eden bu iki dev, şimdi sanat dünyasında alışılmamış büyük bir bağla bağlandılar. Kelimenin tam anlamıyla dost oldular ve birde... Evet birde bu dostluğun getirdiği sıcaklıkla güzel bir amaç için kenetlenip 50 milyonluk büyük bir projeyle kanser ortaklığı kurdular. Lösemili çocukları kurtarmak için kurulan vakfın açtığı kampanyaya katılan iki kral, anlaşarak verdikleri ortak kararı vakıf ilgililerine bildirdiler. Buna göre Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur kendi paralarını ortaya koyarak birlikte bir plak yapacaklar... Plağın bir yüzünde Orhan Gencebay, diğer yüzünde Ferdi Tayfur

Harika Kayarken Harika Değil

Uludağ'da Fahri Otel’in buz patenini birkaç gün aşındıran ve kayabilmek için büyük çaba harcayan Harika Avcı denge unsurunu başaramayınca sert zemin üstüne sık sık düştü. Bir tarafını kırmadan ayağa kalkan Harika Avcı şişmanlığının ilk kez faydasını gördüğünü dile getirdi.. Uludağ'ı renklendiren şöhretlerden biri de çiçeği burnunda assolist olan Harika Avcı'ydı. Gülistan Okan'la birlikte Maksim’deki ilk sınavını bitiren Harika Avcı yanına erkek kardeşi ve arkadaşlarını alarak Uludağ'a çıktı. Ne var ki kaymasını bilmeyen Harika Avcı’nın tatili bol bol karlar üstünde yürümek ve geceleri sabahlara kadar diskolarda, oyun salonlarında eğlenmek oldu. Kaldığı süre içinde kayak dersleri almaya niyetlenen Harika Avcı, sonunda buz pateninde kaymaya niyetlendi. Ancak buz pateni yapmanın da büyük bir denge işi olduğunu anlayan Harika Avcı üç dört kez sert zemin üstüne düşüp sağını solunu kırmaktan zor kurtarınca bu hevesini de kaybetti. Taşbebek kadar güzel yüzü ve şıklı

Elbet Bir Gün Necla da Kayacak

Açıldığı günden beri büyük küçük herkesin ilgisini çeken Penguen Buz Pisti, geçtiğimiz günlerde en renkli saatlerinden birini yaşadı. Günlerdir televizyondaki buz pateni yarışmasının en iyi izleyicilerinden biri olan Necla Nazır 'ın gelip, paten öğrenmeye kalkması buz pistinde umulmadık bir heyecan yarattı... Tek Bayanlar Avrupa Şampiyonu olan Catherina Witt'e özenip, onun giysisine benzer bir giysiyle gelen Necla Nazır’ı gören blue jeanslı eşofmanlı patenseverler "Kimbilir nasıl kayacak ki böyle giyinmiş” diye pisti boşaltırken sanatçı da patenlerini ayağına daha sıkı sıkı bağlayabilecek birinin yardımını istiyordu. Sonunda tam bir buz perisi olarak ortaya çıktığında meydan ona bıkarılmış, meraklı gözler ona çevrilmişti. Oysa o kendisine buz üzerinde durabilmeyi öğretecek bir öğretmen arıyordu aralarında... Sonunda iki kişinin desteğiyle buzun üzerinde durabilmeyi başardı. Artık meraklı bakışlar işi espriye çevirmiş, sanatçıyı alkışlıyorlardı. Derken sıra kaymaya

Nilüfer Ateş Gibi

Kim demiş Nilüfer soğuk kadındır diye. Hayır bin kere hayır. Yılbaşı gecesi herkes gördü. Yerinde duramıyordu Nilüfer . Birdenbire nasıl hareketlendi dersiniz? İşte bunun sırrını ilk kez ŞEY çözdü... Hem de Nilüfer’i bugüne değin görülmemiş pozlarıyla... Her yeni yıl beraberinde yepyeni umutlar, doğmamış sevgiler ve taze mutlulukları getirir insanoğluna. Yediden yetmişe herkes tûm yorgunlukları, bezginlikleri, dertleri ve de üzüntüleri eski yılda bırakmak için çabalar. Ve bu çaba için de inanılmaz bir enerji gösterir... İşte bu enerjiyi yeni yılda gösteren ilk sanatçılardan biri de Nilüfer. Yeni plağı ve yeni sahne programları için çalışmalarını hazlandıran Nilüfer’e kimse dokunamıyor. Tabii evlilik işlemlerine başladığı organizatör sevgilisi Çetin Akçan hariç... Çünkü Nilüfer'e yepyeni ruh kazandıran erkek olarak gösteriliyor Çetin Akçan... Dünyanın dört bir yanında gençliğin dans ettiği “Flashdance” şarkısına “Sen de Söyle” diyerek Türkçe sözler yazan Çetin Akçan sevgilis

Kraliçe Çabuk Soyundu

Sinema güzeli seçildikten sonra hemen Cüneyt Arkın 'la birlikte başrol oynayan Nilgün Saraylı’nın verdiği bu pozlara bakıp da onun hedefe kestirmeden gitmek istediğini anlamak güç değil... Çünkü Nilgün Saraylı kendine çizdiği yolda sanat ile güzel kadın esprisini birleştirmek istiyormuş... Sinemanın yeni isimlere, genç yeteneklere olan ihtiyacı her geçen gün daha açık seçik bir biçimde ortaya çıkarken, bazı sanatçılar da sinemayı sadece aşkları için vitrin kullanmayı amaç edindiklerinden öyle sık film çevirmiyorlar... Bir de sinemada kalıcı olmak için savaş verenler var ki bunların başında genç jenerasyondan Bahar Öztan geliyor. . Ne varki sadece sanatçılık yetmiyor... Biraz da oyunun kuralları gereci açılıp saçılmak var işin içinde... Ve Bahar Öztan da İşi neyi gerektiriyorsa onu yapıyor... Şimdi Bahar Öztan’dan sonra ''Sinema Güzeli" seçilen kardeşi Nilgün Saraylı'da sinemaya geldi... Ve kraliçe olur olmaz da hemen Cüneyt Arkın'la birlikte başro

Peşimden Nal Toplayacaklar

Uzun süredir ünlü müzisyen dayısı Ahmet Üstün'den Türk sanat müziği dersleri alan Selma Güneri , en sonunda yılbaşı gecesi Harbiye Orduevi’nde assolist olarak sahneye çıktı. Gördüğü aşırı ilgi ve beğeniden güç alan sanatçı, artık rakibi olan tüm assolistlere “hodri meydan” diyor... Bir çekişmedir, bir rekabettir almış başını gidiyor şu garip dünyada. Kim kiminle beraber, kim ne giymiş, kim ne demiş kulaktan kulağa söylenip duruyor. Sanat dünyasından söz ediyoruz. Bahbettigimiz özelliklerde zaten sanat dünyasının en büyük özellikleri ve bazen kavgalı gürültülü, bazen de canımlı cicimli bir çarktır dönen bu dünyada... Uzun yıllardan beri sanat dünyasının içinde olan ama son zamanlarda artık assolistliğe oynayan Selma Güneri'de assolistliğe hazırlandığı ilan edildiği günden beri bu çarkın içine daha bir giriverdi. Senelerden beri sessiz ama derinden giden Selma Güneri uzun süredir assolistlik için hazırlıklarını sürdürerek, dayısı ünlü müzisyen Ahmet Üstün'den Türk sanat

O Artık Zilli Nigar

Kendi evinde özel provalar yapıyor Nigar Uluerer ... İlk seyircileri de yeğeni Filiz ile sanatçı arkadaşı Emel Efekan... Tıpkı bir müşteri gibi Nigar'ı izliyorlar. Sanatçı göbek atarken kimi zaman alkış alıyor, kimi zaman da provayı yeniden tekrarlıyor. Bugüne değin gazino dünyasında çok yenilik gördük. Sanatsal açıdan kendisini aşabilmek için yapılanı da oldu, adından söz ettirip sansasyon yaratmak için yapılanı da... İri göğüsleriyle yıllardan beri adından söz ettiren Nigar Uluerer ise her iki açıdan taarruza geçmek için bir yenilik sergilemeye hazırlanıyor şu sıralarda... Dillere destan iri göğüsleriyle yıllardır sansasyonel sanatını sürdüren Nigar Uluerer'de bir yenilik sergilemeye hazırlanıyor şu sıralarda... Hem de öyle her benim diyenin yapabileceği cinsten değil hani... Amacı gazino sahnelerine olanından daha değişik bir renk getirebilmek ve kendisini seyreden müşterilere ''Helal olsun Nigoş’a ne cesaretli kadınmış" dedirtebilmek... Yalnız şunu heme

Dilinizi Keserim!

Bugüne kadar kanlı bıçaklı olacak şekilde kavga edip darılmalarına rağmen “Ana gibi yar olmaz” sözünün değerini hiç unutmayan Ahu Tuğba her sahne çalışmasında olduğu gibi Ankara’da da annesi Neriman Çetin'i yanından hiç ayırmıyor. Genç anne ise kızının kaprislerine alıştığını ünlü bir sanatçı olarak sinirlerinin hayli yıprandığı için zaman zaman ters davrandığına ses çıkartmadığını dile getiriyor... Sanatı için her türlü yolu deneyen, vücudunu cömertçe sergilemekten kaçınmayan ünlü sanatçı Ahu Tuğba annesi için laf söyleyenlere ateş püskürüyor. Onun için serbest kadındır diyenlere de bir çift laf etmeden geçemiyor... Bir anne düşününki, yavrusunu binbir güçlükle dünyaya getiriyor ve onu büyütene kadar tehlikelerden zorluklardan korumak için türlü fedakarlıklara katlanıyor. Yani kısacası onu büyütüp, hayırlı bir evlat yapabilmek için kanatlarını açıp onu kanatlarının altına alıp saklıyor, tüm kötülüklerden. Evladına birşey olmaması için varını yoğunu ortaya koyuyor. Sırf e

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu

Orhan Gencebay Temkinli

Orhan Gencebay kendi yaşamını değil ama kendi adı altında bir şarkıcının hayatını canlandıracağı filmde nihayet OyaAydoğan ile kamera karşısına geçebildi. Bu arada da Gencebay kurallarından sıkılacağı yerde derin bir ''Oh" çeken Oya Aydoğan dişiliğinin dışında ilk kez oyunculuk gücünü kullanma fırsatı buldu... Burak Film'in seti kurulmuş, Şahin Gök’ün yönetmenliğinde “Dertli Başım”ın çekimine başlanmıştı. Oyunculardan ışıklara kadar herşey tamamdı da yine de bir eksiklik olduğu hemen hissediliyordu. Düşünün bir kez Orhan Gencebay şimdiye kadar çevirdiği her filmi başından sonuna seksiliğiyle götüren Oya Aydoğan'la paylaşacaktı da Allah huzurundaki eşi Sevim Emre sette olmayacaktı. Görülmüş şey değildi doğrusu. Ancak Gencebay bu eksikliğini elinden geldiğince hissettirmemeye çalışıyordu. Kamera dışında Oya Aydoğan ile sohbet etmekten bile kaçıyor, objektiflere de kalabalık gruplar kurmadan poz vermiyordu. Zaten senaryoda defalarca incelediği rolü de seksi s

Anneler Gününün En Güzel Haberi

Hamile Demiştik Yalanlamışlardı... Ama... İşte, ŞEY Gazetesi’nin aylar önce yazdığı Türkan Şoray ’ın hamile olduğu haberlerinin kupürü... Yıldırım nikâh sonrasındaki bu haberimiz Şoray’ın yakınlarından kaynaklandığı için sadece söylentiye sebeplendirmiştik. Ve Türkan Şoray ile Cihan Ünal yakınlarından çıkan bu haberleri başka yayın organlarında yalanlayarak henüz bir bebek olmadığını söylemişler ve bu söylentiler yüzünden de uzun bir süre eve kapanmışlardı... Taa ki çevirdikleri “Seni Seviyorum” filminin galasına kadar. Bugün ise dört aylık hamile olduğunu saklamayan Türkan Şoray artan kilolarını nasıl kamufle edebileceğini düşünüyor sadece. Çünkü önünde üç bölge işletmecisinin birleşerek hazırladığı film projesi var ve bu filmde hamile bir kadını falan canlandırmıyor. Ege ve Akdeniz sahillerinde çekilecek olan bu filmden önce de Türkan Şoray ile Cihan Ünal çiftinin yine günlük gazetelerden birinde bebek beklediklerini açıklayacakları iddia ediliyor... Çünkü geçtiğimiz günlerde

İşte Evleneceğim Erkek

Nükhet Duru ’nun etekleri yine zil çalıyor. Neden çalmasın, ki yıldır boş kalan kalbini dolduran bir erkek var yanında. İki yıl önce bir turizmciye gönlünü kaptıran ancak erkek tarafının nikâha karşı çıkması yüzünden içindeki aşkı şarkılarında yaşamak zorunda kalan Nükhet Duru şimdi duygularının hâlâ ölmediğine çılgınlar gibi seviniyor. Peki, Nükhet Duru'nun gönlünü kaptırdığı hatta evlenmeye niyetlendiği yakışıklının kim olduğunu merak etmiyor musunuz? Tabii merak edersiniz. Çünkü müzik dünyası bir güzel bekarını daha kaybediyor ciddi ciddi. İstanbul'da sosyete butikçisi olan genç işadamı Metin Arı’dan başkası değil güzel şarkıcının kalbini çalan erkek. Aylardır büyük çaba harcayarak gizlemesine rağmen hakkında “Evleniyor” dedikodularının çıkmasına engel olamayan Nükhet Duru ilk kez ŞEY objektifine müstakbel kocasıyla poz verdi. Antalya’da bayram öncesi yaşadığı bayram tatilinde adeta ön balayı geçiren Nükhet Duru’nun mutluluktan ayakları yere değmiyordu sanki. İki sevgi

Çıplak Protesto

Son birkaç yıldır büyük gazino sahnelerinde çekilen assolist sıkıntısı yeni şöhretlerin doğmasına sebep oluyor. Dünün uvertür yıldızları, küçük gazinoların skandalsever şöhretleri kısa süreli müzik eğitimlerinden sonra büyük gazinolarda birer birer assolist olarak çıkıyor. Yeni çıkan ve henüz olgunlaşmamış bu şöhretler gözlerini Türk sanat müziğinin tecrübeli assolistleri Emel Sayın ’ın, Muazzez Abacı 'nın, Gönül Yazar ’ın tahtına dikerken zirveye kısa yoldan çıkmak için bazı çevrelere göre hatalı görülen büyük adımları atmaktan da çekinmiyorlar. İşte bu yeni assolistler kervanında en büyük ilgiyi gören ve birçok müzik otoritesine göre geleceği daha parlak olabilecek tek solist olarak gösterilen genç yıldız Seda Sayan 'da düşmek pahasına da olsa büyük adımları atmaktan çekinmiyor. Gazino yönetiminin koyduğu yasaklara aldırış etmeyen Seda Sayan assolistliğin güzel, seksi ve de arzu edilen bir dişi olmakla yakından uzaktan ilgisi olmadığını savunarak kendisini kınayanları prote

Bu Yatak Ortak Bekliyor

Pembe ve Siyah... Nükhet Duru ’nun İstanbul’da sergilediği yeni sahne showuna koyduğu isim. İlk görünüşte Avrupa’da sergilenen bir showun Türkiye’deki uyarlaması izlenimini verse de showun renkleri tamamiyle Nükhet Duru’nun bu iki renge olan tutkusundan kaynaklanıyor. Yaşayamadığı genç kızlığından beri üç renge tutkun olan Nükhet Duru sıradan bir şarkıcı olduğu günlerden, şöhretin zirvesinde olduğu bu günlere kadar hiçbir basın organına göstermediği yatak odasını ilk kez ŞEY’e açtığı zaman bile tutkun olduğu bu renkleri yansıtıyordu... Yani sevmek ve sevilmek için yaratılmış kadını vurgulayan kırmızı renkle, o duygularını gönlünce yaşayamamanın getirdiği karamsarlığı yansıtan siyah renk. Evet Duru’nun yatak odası simsiyah duvarlar arasında kırmızı bir yataktan oluşuyor... Söylediğine göre önce karnını doyurabilmek, sonra büyük bir şarkıcı olabilmek için sürekli gece çalışarak geçirdiği ve bu yüzden yaşayamadığı genç kızlığından beri Nükhet Duru’nun hayatına birçok erkek girmiş. Hem

Müjde Ar Adını Satıyor

MÜJDE AR ADINI SATIYOR Hayır, hayır Müjde Ar ne Turgut Özal ’ın Köprüyü satmasından esinlendi ne bir başka büyük tüccardan etkilendi. Yıllardır zirvede kalıcı olabilmek için verdiği mücadeleden zafer kazanarak çıkınca bundan böyle adını satarak ticaret yapmaya karar verdi. Ama bol parası olan film yapımcısıyla ama bir başka tüketim kuruluşuyla... Tabii ki herkesin gönlünde yatan aslan gibi Müjde Ar'ın gönlünde bir sinema tutkunluğu var. Varını yoğunu "Batıyor dediği Türk sinemasına harcamaktan kaçınmıyor. Hatta çok kaliteli bir yapım için aldığı paradan bilsrredakarlık eden Müjde Ar bundan böyle sinemayı bir ticaret aracı olarak görecek. Daha açıkçası adını satacak. Müjde Ar'ı filminde oynatmak isteyen de bütün parasını ortaya dökecek. Ve ondan sonra karışmayacak. Çünkü senaryosundan film ekibine, kostümlerinden en küçük detaylara kadar Müjde Ar tek başına imza atmak istiyor yeni filmlerine. Ama yanlış anlamayın güzel yıldızın ne rejisör, ne de prodüktör olma sevd

Yine Ölümle Oynadı

Çevirdiği her filmde ölümle alay eden Cüneyt Arkın , şimdi İzmir’de yine hayatını ortaya koyarak yeni bir filmin çekimine başladı. Baştan sona kadar tehlikeli sahnelerde gözüken ünlü aktör 12 katlı apartmana tırmanırken bu kez de dublör kullanmadı... İzmir’in Hatay semtindeki aşağısı uçurum görünümündeki kayalık olan 12 katlı bir apartmana tırmanmaya çalışan bir adam, apartmanın ortasına geldiği zaman beline bağladığı kalın halatların vücudunu kanatmasına aldırmaksızın var gücüyle yukarıya çıkmak için amansız bir uğraş veriyordu... Aşağıda toplanan yüzlerce kişi bu adamın kimsenin cesaret edemeyeceği tırmanışını heyecan ve korku dolu olarak izliyor onun ölüme meydan okuyan cesareti karşısında söyleyecek söz bulamıyorlardı... Ve bu adam Cüneyt Arkın’dı... Bugüne kadar çevirdiği filmlerde yüzlerce kez ölümle burun buruna gelmiş olan Cüneyt Arkın bu sefer de İzmir'de ölümle oynuyordu... Osmanlı Film Mehmet Karahafız adına, yönetmen Çetin İnanç'ın çektiği “İdamlık” adını taşıya

İlyas'ı Bu Kadın Koparttı

Cumhurbaşkanlığı Kupası ile kupaların en büyüğünü alarak lig boyunca kahrolan taraftarların yüzünü güldüren Fenerbahçe içindeki "İlyas'' problemi geçtiğimiz hafta nihayet bitti. "Gidecek mi?" "Kalacak mı?" soruları günlük gazetelerin spor sayfalarında binbir çeşit yorumlara sebep olurken futbol dünyasının küçük devi İlyas Tüfekçi öz kararını almış olmanın rahatlığı içinde bu kez golünü gönül kalesine atıyordu. Evet, İlyas’ı Fenerbahçe’den ne teknik adamlar, ne futbolcular, ne idareciler, ne de Sarı-Lacivert formaya bir turlu alışamaması kopardı? Zaten Türkiye'ye bir yıl izinle gönderen eski takımı Schalke 04 birinci lige geçmenin coşkusu içinde bir an önce İlyas'ın dönmesini istiyordu. Yeşil sahaların küçük devi bir de gider ayak gönül kalesine gol atan dansör-film yıldızı Çiğdem Tunç 'un yörüngesine girince tereddütsüz koptu Fenerbahçe'den. Çünkü yıldırım aşkıyla tutulduğu Çiğdem Tunç’da İlyas Tüfekçi’nin Almanya’ya dönmesini istiyor

Yatağını Vatanından Dolduracak

Bugüne kadar Nil Burak ’ın bütün sevgilileri Türkmüş. Ama bulunduğu özverilere karşın, bir türlü mutluluk bulamayışı, her aşkta! hüsrana uğrayışı Türk erkeklerine karşı soğutmuş onu ve eğer yeni bir ilişkiye girecek olursa Kıbrıs'tan, vatanından bir erkek seçmeye karar vermiş... Nil Burak tipik bir Akdeniz kadınıdır. Yemyeşil gözleriyle şöyle bir baktı mı içindeki ateşi anlatırcasına ısıtıverir insanı. Masasına oturduğunuz zaman mutfağında ne denli hünerli bir aşçı olduğunu anlarsınız. Evi tertemizdir ve kendine has kokusuyla dolu doludur. Ceylan gibi dolaşır ama erkeğine bir kedi gibi uysal sokulur. Anlayışlıdır, sevecendir ve herşeyiyle verici bir kadındır doğrusu... Ancak sanatçılığının dışında tanıtmaya çalıştığımız Nil Burak'ın saydığımız tüm özellikleri yalnızca sevdiği erkeğin karşısında gerçekleşir. Örnekleri mi: Oral Duman isimli bir iş adamına aşık olduğu için yerleşmiştir Türkiye’ye. Kıbrıs’ta bıraktığı yakınlarını bile unutmuştur onun aşkıyla. Oysa bu aşk u

Aramıza Kimse Giremez

Sanat dünyasında birçok ünlü kardeş gördük. Yabancı ve yerli kardeş ünlüler arasında Şoray kardeşlerin yeri ise bambaşkadır. Birbirine tarifsiz kuvvetle bağlı olan iki kardeş en zor günlerinde sıkıntıları, üzüntüleri birlikte göğüslerken en mutlu günlerinde de yaşadıkları mutluluğa ortak olurlar. Ancak bu güzel bağlılığın tek üzüntülü örneği Türkan Şoray ile Cihan Ünal ’ın herkesten gizli evlenirken tek bilen kişi olarak Nazan Şoray ’ın nikahta bulunamayışında yaşanmıştı. Dikkat çekmemek ve nikahın gizliliğini bozmamak için gazinoda programlarını her zamanki süksesiyle sürdüren Nazan Şoray nikah günü gidemediği için içinin kan ağladığını daha sonradan itiraf etmişti. Bu üzüntülü olayı unutturan mutluluk ise 5 Ocak Perşembe günü yeni yaşına giren Nazan Şoray’a sürpriz baskın yapan Türkan Şoray’ın İstanbul’a gelişiyle yaşandı. Kızkardeşine elinde pastası ve çiçeğiyle gelen Türkan Şoray dakikalarca sarılarak öpmeye doyamadan kutlarken Nazan Şoray mutluluktan hastalığını bile unutuverdi