Cüneyt Gökçer, 1952 yılında «Nilgün» filminde peruka takıp Alman güzeli Erika Remberg ile jönprömiye rolünde sevişmişti. Filmin konusu Refik Halit Karay'ın «Nilgün» adlı ünlü romanına dayanıyordu. Yönetmenliğini yapan Münir Hayri Egeli, «Germanya» diyarımdan sarı caçlı bir Alman dilberini yanına alıp İstanbul'a gelmiş; Lale Film sahibi Cemil Filmer'e rejisör olmuştu. «Nilgün» ün senaryosunu Sezai Solelli yazdı. Aynı zamanda filmin «producer» i, yani prodüksiyon amiri olan Sezai Solelli'nin senaryosunda filim, Cüneyt Gökçer'i, Kızıldeniz'den Hindistan'a giden bir büyük yolcu gemisinin güvertesinde gösteriyordu. Filmin kahramanı seyircilere kendini şöyle tanıtıyordu: - «Ben büyük bir maceraperestim. Hayatım dünyayı dolaşmakla geçti ve geçiyor. Kırk yaşındayım. Şimdi Hindistan'a gidiyorum. Esrar, büyü ve sonsuzluk diyarına...» Tam bu sözler bitince bizim kahramanın gözleri, güvertede hemen hemen çıplak denecek bir kıyafette dans eden bir genç kadın...