Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Tamer Yiğit etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Tamer Yiğit Yine Yalnız

Haydarpaşa Garı... Kemalettin Kamu önce bir şiirinde «Tren Sesleri» ni anlatmış. Ama o şiiri okumayanlar da, hatta okuma, yazma bilmeyenler de tren seslerinin insanın içine hüzün veren özelliğini taa derinlerden hissetmişlerdir! Hele hava sisli, yağmurlu, bulutlu olursa... Hele gurbete gidiyor, sevgilinizden, ya da sevgililerinizden ayrılıyorsanız. «Ayrılık biraz da ölüm demektir» diyen cümle lokomotifin solumaları, rayların birleşme yerlerinden çıkardığı biteviye seslerle karışıp kafanızda tren tekerlekleri gibi döner durur. Şimdi de gene Haydarpaşa Garı'ndayız. Trenler geliyor, trenler gidiyor. Düdükler, kampanalar, kömür tozları, buhar bulutları, bağırışmalar, itişip kakışmalar... Peronlardan birinde üç genç erkek ile bir yaşlı ana var. Tren hareket etmek üzere... «Anadolu Postası» biraz sonra kalkıyor. Uçü de kardeş olan üç erkekten biri yaşlı kadının elini öptü: - «Affet günahımı ana!» dadi. «İstemezdim, ama katil oldum. Benim başımı büyük şehir yedi, sen bu iki kardeşi...

Sevda Ferdağ ve Tamer Yiğit Niçin Ayrıldılar?

SUADİYE’DEYİZ. Bir bahçede Sevda Ferdağ'la karşılıklı oturmuş konuşuyoruz. Bir ara belli etmeden saate bakıyorum. Tam tamına 18.00.. Akreple yelkovan kadran içinde ince bir çizgi haline gelmişler. Sevda gözlerini yere indirmiş, öyle bakıyor. Sanırsınız ki yerdeki çakıl taşlarını sayıyor dikkatle. Ben içimden, «Demek tam 25 saat olmuş.» diyorum. Evet, 25 saat önce İstanbul'da, Yeşilçam sokağında bir arabanın içinde Tamer Yiğit’le buluşmuşuz. Tamer'le konuştuklarımız aklıma geliyor bir bir... TAMER YİĞİT NE DİYOR? Tamer Yiğit, «Sevda Ferdağ'la ayrılmışsınız?» deyince hiçbir şey demeden yere bakmıştı, tıpkı şimdi karşımda duran Sevda gibi.. Demek doğru, bir itiraz sesi yükselmediğine göre ayrılmışlar. Peki ama niye? Bunu sorunca cevap alamamıştık. Azıcık kenardan dolaşıp ağzından laf almaya, ayrılışlarının 'nedeni'ni bulup çıkarmaya gayret etmiştik, ama nafile. Tamer’in bu konuda söylediği cümleleri yanyana getirince ortaya şunlar çıkıyordu sadece: - «Ayrı...

Sevda Ferdağ Tamer Yiğit Aşkı

Yeşilçam'da aşkların, ışık hızı ile başlayıp, ışık hızı ile sona erdiğini iddia edenleri haklı çıkartacak bir başka olayda, Tamer Yiğit ve Sevda Ferdağ çifti ile ilgili. Bundan bir süre önce ayrılan ezeli arkadaşlar, şimdi tekrar birleşmişler. Bu aşkın sonunun nereye varacağını birbirlerine soranlar, "Artık bundan sonra katiyyen ayrılmazlar" diyorlarmış... (diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın) https://www.tozlumagazin.net

Tamer Yiğit'in Yeni Aşkı

AImanya'nın orta çaptaki fabrikatörlerinden birinin 21 yaşındaki, Dagmara Stadach isimli, kumral, narin vücutlu kızı, memleketine gelen Türkleri çok sevmişti. Onlardan bir, iki «amimî arkadaş edinmiş, Türkleri daha yakından tanımak fırsatım bulmuştu. Onlarla beraber yerli filim seyretmeye gittikleri bir gün perdede Tamer'i gören genç kızın yüreği hopladı. Ve hemen arkadaşlarını soru yağmuruna tutmaya başladı: - «Kim bu? Türk mü? Adı ne? Evli mi?...» Arkadaşları Dagmara’nın bütün sorularına ellerinden geldiği kadar cevap verdiler. Cevaplandıramadıklan tek soru Tamer’in adresiydi. Nihayet içlerinden biri evindeki SES koleksiyonunda adres bulabileceğini söyleyince hemen onun pansiyonuna gittiler. Orada Tamer’in ev adresi de bulundu. Ertesi gün Dagmara babasının karşısına geçip: - «Ben bu yaz tatilimi Türkiye’de geçirmek istiyorum» deyip ondan izin aldı. Maceranın en güç kısmı şimdi başlıyordu. Genç ve güzel Berlinli kız uçağa atladığı gibi İstanbul'a geldi. Yeşi...

Tamer Yiğit'in Sevgilisi Dagmara'nın İntiharı

Ziverbey’de meşhur Arap Cevdet Beyin büyük köşkünün koru gibi bahçesinde, çam ağaçlan altında, bilmem kaçıncı «Louis» stilindeki, yaldızlı, mermerli masanın üzerine bir nikah defteri koymuşlar. Masanın etrafında da tam 5 koltuk var: Gelin, damat, nikah memuru ve iki şahit için.. Davetliler takmış takıştırmışlar; bu zengin düğüne koşmuşlar. Orkestra, Mendelsonn’un «Düğün Marşı» nı çalmaya başlayınca, herkesin başı, mermer merdivenlere çevrildi. Bembeyaz saçlı, koyu esmer tenli ev sahibinin sanşın oğlu, kolunda gelin olduğu halde merdivenlerden inmeye başladı. Arkalarından gelinin eteklerini taşıyan iki kız çocuğa ve hısım - akraba bahçeye dökülü- vcrdi. Gelinle - damat, yerini aldı. Şahitlerle nikah memuru gelince, koca bahçede çıt çıkmaz oldu. Nikah memuru konuşurken, gelinin kalın tüller arkasındaki yüzü görünmüyordu, ama damat, memuru asık yüzle dinliyordu. İmza faslından sonra, her zamanki sözler söylendi. Damat, gelinin duvağını açıp onun iki yanağına, kaçamak birer buse k...

Tamer Yiğit Film Yapımcılarını Kızdırdı

Okuyucularımız hatırlayacaklardır. Geçenlerde yayınladığımız bir röportajda başrolünü Tamer Yiğit'in oynadığı bir tarihî filimden bahsetmiştik. Filmin adı «Akbulut, Karaoğlan ve Malkoçoğlu'na Karşı» idi ve yerli Sinemada Kartal Tibet'in meşhur ettiği Karaoğlan tipi ile Cüneyt Arkın'ın meşhur ettiği Malkoçoğlu tipi bu filimde iki genç oyuncu tarafından hicvediliyordu. Sık sık karşı karşıya gelen bu üç «tarihî kahramandan» Tamer Yiğit'in canlandırdığı Akbulut, her defasında Karaoğlan ve Malkoçoğlu'nu güç durumlarda bırakıyordu. Filmin çekimine başlanmasıyle birlikte hemen Yeşilçam'da «dava, mahkeme» sözleri duyulmaya başladı. Sonra da Karaoğlan ve Malkoçoğlu'nun yapımcıları «Akbulut» un prodüktörlerini mahkemeye verecekleri söylentisi iyiden iyiye yayıldı. Acaba «Akbulut» dava edilecek miydi? İlk olarak ziyaret ettiğimiz «Malkoçoğlu» filimlerinin Prodüktörü Naci Duru, «Dava açacak mısınız?» sorusuna şöyle cevap verdi. - «Değmez...» Olayın bir ...

Tamer Yiğit Dedikoduları Cevapladı

Bir dertli adam, bir yalnız adam Tamer Yiğit. Sıkıntılı, üzüntülü, kendi deyişine göre, «tarifsiz bunalımlar içinde» şu son günlerde. Neden? Bu sorunun cevabını kesinlikle kendisi de veremiyor. «Bilmiyorum, anlamıyorum» diyor. «Son aylarda şansım birden dönüverdi. Sebebini çözemediğim bir duraklama devresine girdim.» Sonra birden daldığı hayal aleminden çıkıp sözlerine şöyle devam ediyor: «Ama biraz da memnunum bu dununa. Önümüzdeki günlerde yeniden bir mücadeleye gireceğimin işaretidir bu. Ben zor günlerin, mücadele, heyecan dolu günlerin adamıyım. Daha önceleri de üç, dört defa böyle şanssız durumlara düştüm, fakat hepsinden de azmim, iradem sayesinde kurtuldum. Zafer gene benim olacak. Buna eminim ama...» Fakat bu «Ama...» kelimesinin sonunu getiremiyor Tamer Yiğit. Anladığımız kadarıyla dedikodular, söylentiler üzüyor olmalı onu. Netekim, son günlerde iki büyük dedikodu, söylenti çıktı Tamer Yiğit hakkında. Birincisi his, İkincisi de iş hayatıyla ilgiliydi. Yeşilçam'...

Tamer Yiğit Şöhreti Anlatıyor

Varyant Talebe Yurdu'nun ufacık edasında 1962 İzmir Ticari İlimler Akademisi imtihanlarına çalışan bir talebeydim. 19 yaşındaydım ve ders çalışa çalışa bunalan her arkadaşım gibi kaytaracak yer arıyordum. Başka bir arkadaşımın odasına geçip konuşarak sıkıntımı dağıtmak istedim. Dereden, tepeden konuştuktan sonra, arkadaşım SES Mecmuasının bir yarışma yapacağını vs kendisinin buna gireceğini söyleyip yarışmaya göndereceği resimleri seçmemi benden istedi. Seçtim, böylece de SES'in bir yarışma düzenlediğinden haberdar ol dum. Bir zaman sonra, beni çok seven ağabey gibi saydığım bir arkadaşım, bana bu yarışmaya katılmam için İsrar etti. Kararsızdım. Birkaç günüm tereddütler içinde geçti, durdu.. «Nihayet bir gün, yarışmaya girmeye karar verdim. Verdim ama, yarışmaya katılma süresinin bitmesine de bir gün kalmıştı... Resim çektirip göndermeye kalksam, en azından bir haftalık zaman lazımdı. Onun için otobüse atlayıp İstanbul'a bizzat gitmeye karar verdim. Sonra da bu kesin...

Tamer Yiğit Sonunda Setlere Döndü

Sarıyer'de eski bir köşk bozuntusu olan Aliye Rona'nın platosundayız. Kamera yerini almış, ışıklar hazırlanmış, diğer oyuncular Cihangir Gaffari, Figen Han, Özcan Bilge, Özdemir Akın kendi aralarında koyu bir sohbete dalmışlar. Rejisör Yücel Uçanoğlu senaryoyu okuyor, birazdan çekeceği sahnenin planlarını çiziyor. Birden sette çalışanlardan birisi salona nefes nefese giriyor vs müjdeyi veriyor: «Tamer geldi. Otomobilini park ediyor.» Bu konuşmadan iki dakika sonra Tamer Yiğit giriyor odaya. Yanında filmin prodüktörü Yaşar Tunalı var. Tamer'in yüzüne bakıyoruz, heyecandan sapsarı. Doğrusu kolay değil o anda Tamer Yiğit'in yerinde olmak. Bugün altı ay süren askerlik devresinden sonra ilk defa kamera karşısına çıkacak. Sette bulunan herkesi teker teker öpüyor. Bu duygu dolu öpüşlerde hasret var. Yeşilçam'ın, Yeşilçam'daki dostların hasreti.. Sonra arkadaşları Tamer Yiğit'! omuzlarına alıyorlar, tezahürat yapıyorlar ona. İnsan gayri ihtiyari içinden, «S...

Tamer Yiğit ve Sevda Ferdağ Ayrıldılar

Bundan beş yıl kadar önce Yılmaz Güney, Sevda Ferdağ, Nebahat Çehre «Aslanların Dönüşü» isimli filimde beraber oynamışlardı. Yılmaz Güney, o sıralarda Nebahat Çehre ile evlenmek üzere olduğu için müstakbel eşinin ismini afişe Sevda Ferdağ’dan önce yazdırmış, bu duruma çok sinirlenen Sevda Ferdağ da gazaba gelerek, «Artık, Yılmaz Güney’le aynı filimde oynamam!» demişti. Demişti ama, aradan geçen beş uzun yılda köprülerin altından çok sular akmıştı. İşte Yılmaz Güney ile Sevda Ferdağ, «Kanımın Son Damlasına Kadar» filminde gene beraber oynuyorlardı.. Kendisine 5 yıl önce söylediği sözleri hatırlatınca şen bfr kahkaha attı: «Evet o günlerde Çirkin Krala çok kızmıştım ama,» dedi, «zaman her şeyi unutturuyor. Sonra size birşey söyleyeyim mi, her şeye rağmen çok severim, takdir ederim Yılmaz Güney’i ben.» Bugün şansımız galiba eski defterlerden açıldı. Yılmaz Güney'den sonra söz Tamer Yiğit’e, dolayısiyle evlilik konusuna geldi. Sevda Ferdağ'ı bu konu son günlerde eni konu s...

Tamer Yiğit Son Noktayı Koydu

«TAMER Yiğit, beraber yaşadığı Sevda Ferdağ ile sahneye çıkıp şarkı söyleyecek,» diye geçenlerde bir haber çıktı gazetelerde. Bizim bildiğimiz kadarıyle, son filimlerinde rol icabı dört kişiyi döven, beş kişiyi öldüren Tamer Yiğit, sıkılgan, insanlardan kaçan, konuşurken yüzü kızaran bir tipti. Sahneye nasıl çıkacak? Üstelik objektif karşısında bile yan yana gelmekten kaçındığı Sevda Ferdağ ile birlikte nasıl şarkı söyleyecekti? Bu sorunun cevabını almak için yağmurlu bir günde Tamer Yiğit ile Boğaz'da konuşuyoruz: «Sahneye çıkmam için yüklü paralar teklif eden gazino sahipleri var ama,» diyor, «Benim cevabım daima 'Hayır' oldu. Şimdilik sahneye çıkmayı düşünmediğim gibi, hiç bir zaman da sahneye çıkmayacağım. Hele Sevda Ferdağ ile asla. Bütün bunlar hayal hanesi geniş kişilerin yakıştırmaları...» Fatma Girik, Nebahat Çehre, Sevda Ferdağ, Murat Soydan, Mine Mutlu, Önder Somer, Selda Alkor, Neriman Köksal, Pervin Par, Göksel Arsoy gibi Yeşilçam şöhretlerinin sinema ...

Devlet Devrim Dansözlüğe "Hayır" Dedi

Adana şehri İzmir ve Ankara'dan sonra, yerli filimcilerin, özellikle son yıllarda, önem verdikleri bir yer oldu. Çünkü Adanalı filim işletmecileri sık sık İstanbul’a, Yeşilçam’a gelip filim seçmek ve birçok filim şirketini finan se etmek hususunda gayet cömert davranmaktadır. Yeşilçam'ın yerli filim firmalarından biri de geçenlerde birçok artisti topladığı gibi Çukurova'nın miinbit ovalarına gitti. Adana, pamuk tarlaları kadar barları, pavyonları, gazinolarıyla da yerli filim tarihinde şöhretli olan bir şehir. - «Yerli filim artistleri gelmiş!» sözü ağızdan ağıza yayılmış, bunu duyanlar, yerli fiiimlerde gördükleri şöhretli kişileri yakından görmek, onlarla tanışmak için heyecanlı saatler, hatta günler geçirmeye başlamıştı. Nihayet bir pavyonda, gündüz, filim çevrildiğini haber alanlar pavyonunun etrafını çevirdiler. Seyirci kordonunu yaran artistler birer, ikişer içeri girdikçe: - «A... Tamer Yiğit'e bak...» - «Bak Devlet Devrim geliyor!» diye heyecanlı ba...

Sevda Ferdağ ve Tamer Yiğit Ayrıldı

Değişen birşey yoktu ortada.. Bitip tükenmek bilmeyen dargınlıklara bir yenisi daha eklenmiş, Tamer Yiğit gözünün yaşma bakmadan Sevda Ferdağ'ı gene yüzüstü bırakmıştı. Ve bu terkedişin yanısıra gene Sevda Ferdağ 'a inat, "Kedili" bir kızla dolaşmaya başlamıştı. Gerdekten de Tamer Yiğit 'in Yeşilçam'ın dışında bulduğu bu yeni sevgilisi garip tutkulu bir genç kadındı. Tamer Yiğit 'in arabasında görülen bu genç kadının omuzu üzerinde güzel bir kedi vardı. İşte bu "Kedili Kız"la ilişki kunıp ortalıkta görünmesi Sevda Ferdağ'ı bir hayli yıpratmıştı.a Ve gerçekten de söylentilerin bir yere kadar doğru olduğunu, Sevda Ferdağ'ı ziyaret ettiğimizde gördük. Yüzü makyajsız ve solgundu. Hasta bir görünüşü vardı. - "Hastayım.. Biraz sonra doktora gideceğim.." dedi. Sorduk: - "Hastalığınızın nedeni sinir krizleri mi?.. Öyle söyleniyor da!.." Acı acı güldü Sevda Ferdağ, "Sinir krizleri mi?.. Hiç ilgisi yok. Peki se...