Ana içeriğe atla

Sevda Ferdağ ve Tamer Yiğit Ayrıldı

Değişen birşey yoktu ortada.. Bitip tükenmek bilmeyen dargınlıklara bir yenisi daha eklenmiş, Tamer Yiğit gözünün yaşma bakmadan Sevda Ferdağ'ı gene yüzüstü bırakmıştı. Ve bu terkedişin yanısıra gene Sevda Ferdağ'a inat, "Kedili" bir kızla dolaşmaya başlamıştı. Gerdekten de Tamer Yiğit'in Yeşilçam'ın dışında bulduğu bu yeni sevgilisi garip tutkulu bir genç kadındı. Tamer Yiğit 'in arabasında görülen bu genç kadının omuzu üzerinde güzel bir kedi vardı. İşte bu "Kedili Kız"la ilişki kunıp ortalıkta görünmesi Sevda Ferdağ'ı bir hayli yıpratmıştı.a
Ve gerçekten de söylentilerin bir yere kadar doğru olduğunu, Sevda Ferdağ'ı ziyaret ettiğimizde gördük. Yüzü makyajsız ve solgundu. Hasta bir görünüşü vardı.
- "Hastayım.. Biraz sonra doktora gideceğim.." dedi. Sorduk:
- "Hastalığınızın nedeni sinir krizleri mi?.. Öyle söyleniyor da!.."
Acı acı güldü Sevda Ferdağ, "Sinir krizleri mi?.. Hiç ilgisi yok. Peki sebebi neymiş bu krizlerin!.. " dedi.
- "Tamer Yiğit'le ayrılmanıza bağlanıyor sebep.. Bir de onun "Kedili bir Kız"la dolaşması..."
- "Allah mesut etsin!.. Ne yaparsa yapsın kimle dolaşırsa dolaşsın, beni ilgilendirmez.."
Sevda Ferdağ bu ara sustu sinirli görünüyordu. Ve sözlerine şunları ekledi:
- "Tamer için konuşmamaya yemin ettim. Kim olursa olsun, bu konuda konuşmamak için Kuram öptüm.
Sevda Ferdağ'ın bu konudaki kararı kesindi. Konuşmak istemiyordu. Susmakta belki haklıydı, belki de değildi bilemiyorduk. Bununla beraber Sevda Ferdağ'ın söylemek istediği başka şeyler vardı elbette. Ve söyledikleri ya da söylemek istedikleri Tamer Yiğit'in dışında bir konuşma gibi görünüyordu.. Aslında durum başkaydı. Ve Sevda Ferdağ sadece kendi kendini aldatıyordu. Çünkü her ne kadar Tamer Yiğit'le ilgili soruları cevaplamaktan kaçıyor görünüyorsa da, eninde sonunda kendi kendini tuzağa düşürüyordu.
Sevda Ferdağ:
- "Artık bir rahibe hayatı yaşayacağım. En ivisi bövle bir düzende yaşamak benim için... Ancak kurtulursam, bövle kurtulurum. Bunun başka çaresi de yok.. Aşk bana yaramıyor, devamlı olarak hüsrana uğruyorum. Olan bana oluyor başkasına değil.. Kıymetin? bilinmedikten sonra neden kendimi ucuza harcıyayım?.. Artık ucuz aşklarla oyalanmanın bir gereği yok. Bütün suç bende aslında. Çünkü bir erkeğe inandım mı, sonuna kadar onunla beraber olmak istiyorum. Bu belki de budalaca, aptalca bir inanç... Ne yapayım benim anlayışım, benim yapım böyle,değişemiyorum ki!.. Değişen sadece kendi hayatımı adadığım erkekler oluyor. Biraz cepleri para gördü mü hemen gerçek karakterleri ortaya çıkıyor.

Ve görüldüğü gibi Tamer Yiğit hakkında söylediği "son söz''ler değildi bu konuştukları Sevda'nın.. Sevda Ferdağ, Tamer Yiğit'i sevdiği ve unutamadığı süre içinde "kaçak" konuşmalar yapacak, gene de bu "son söz''leri olmayacaktı..(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konse

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konser

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Nilüfer'in Kara Lekesi

Tüm çıplaklığıyla bilinmeyen bir olay hakkında konuşmak ve kişiler hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış hir harekettir... 14 Nisan 1981 tarihinde resmen boşanmaya karar veren Nilüfer ve Yeşil Giresunlu arasındaki sürtüşmeler de, sonunda bu olayın kahramanlarına koca bir «Kara leke» sürüverdi. Yeşil Giresunlu'nun basına yaptığı açıklamalar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü idi. Giresunlu aynen şöyle diyordu: «Nilüfer'in bir buçuk yıldan bu yana Mehmet Kölük adlı kişiyle ilişkisi vardır.» KADIN KADINA BİR SOHBET Bu olay hakkındaki gerçekleri bulmak için genç sanatçının evine giderek kadın kadına konuşmak istedim. Etiler'deki evinde beni annesi karşıladı... O da üzgün, o da çaresizdi. Bunca yıl büyütüp gözünün içine baktığı kızının «ihanet»le damgalanmasını hazmedemiyordu.. «Kızım sanatçı ama biz mazbut bir aileyiz. Ben dul kaldığım zaman Nilüfer henüz 9 yaşındaydı. Onu bugünlere getirene kadar neler çektim. Üç yaşında astıma yakalandı, yıllarca tedavi