Ana içeriğe atla

Ahu Tuğba'nın Erkeği Kenan Kalav Olacak

Yazın son günlerini yaşadığımız Eylül ayının en büyük sansasyon yaratacak filmini çekmeye hazırlanıyor Ahu Tuğba. Türk - İran ortak yapımı olarak gerçekleşilecek bu filmde Tuğba’nın erkeği Kenan Kalav olacak...
Gün artık büyük söz söyleme günü değil... Yoksa ademoğluna öyle yuttururlar ki zamanı ve yeri gelince... Nasıl mı? Alın size en canlı en güzel örneği. Daha bir hafta öncesine kadar Kenan Kalav’la film çevirmeyeceğini, hiç bir şekilde görüşmediğini önüne gelene söyleyen Ahu Tuğba üç gün önce Türk - İran yapımı bir filmde genç aktörle oynamayı kabul etti. Peki söylediği o kadar lafı nasıl yuttu dersiniz? Nasıl olacak 8 milyon Türk Lirası’na. Evet bugün Türk sinemasının zirvedeki yıldızları Türkan Şoray’ın, Hülya Koçyigit’in, Müjde Ar’ın alamadığı ücreti bir film başına alarak yine ol vay kadın oluverdi Ahu Tuğba. Geçtiğimiz haftabaşı yaptığı anlaşmadan sonra nakit 8 milyon lira aldığının çabası, bir de hakaret ettiği, hor gördüğü Kenan Kalav’la kamera karşısına geçmeyi kabul etmesi ikinci bir sansasyon yaratacak. Çünkü yaz başında gelişen reklam aşkının Kenan Kalav tarafından ciddi aşka dönüştürülmesi üzerine ilişkisini kopartan Ahu Tuğba kullanılma olayını bir türlü hazmedemiyordu. Kenan Kalav’ın kendisi sayesinde şöhret olduğunu öne sürerken son günlerde sahiplenme olayını çıkarmasından şikayet ederek adeta hakaret ediyordu genç aktöre. Ama bugün Ahu Tuğba yine büyük söz söylediğine bin pişman. Üstelik 8 milyon lira kazanmasından çok tedirgin. Bu filmle Kenan Kalav’ın daha çok sevdalanacağını iddia eden Ahu Tuğba ilk kez tarihi bir filmde prensesi canlandıracak. Türk ve İranlıların ortak yapımı olduğu için filmde ayrıca İranlı oyuncular da yer alacak. Önümüzdeki günlerde çekimine İstanbul’da düşünülen kurdela için Kenan Kalav’ın daha önceden başladığı filmleri bitirmesi bekleniyor. Bu arada Kadir İnanır’a da yeşil ışık yakan Ahu Tuğba bir film daha çevireceğini söylüyor. Ancak Kadir İnanır’ın halen Hülya Avşar’la çektiği filmden sonra Fatma Girik, Serpil Çakmaklı ve Nur Sürer’le ''Yılanların Öcû''nü çekeceği biliniyor. Gün ola devran döne demişler. Bizde diyoruz ki gün ola hayır ola... Bakarsınız Kenan Kalav olmaz Kadir İnanır ağırlıgını koyuverir Ahu Tuğba’ya iki gün sonra...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik 'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İstanb...

Olimpiyat Modası Türkiye'de

Modanın ne zaman, nereden, nasıl çıkacağı hiç belli olmuyor. Bir bakıyorsunuz Arap çöllerinin kızgın kumu etkiliyor stilistleri, bir bakıyorsunuz Anadolu'nun eşsiz uygarlığı. Uzakdoğu'dan esen Japon rüzgarını Amerika, yenisini üstlendiği dünya olimpiyatının ilgisiyle göğüslemeye çalışıyor. Maskotundan şapkasına, tişörtlerinden mayolarına, hatta ve hatta günlük giysilere kadar benimsenen olimpiyat modasında Amerika bu kez mayoya yani yüzme sporuna ağırlık verdi. Amerika'nın ünlü yüzücülerinin lanse ettiği mayoları, ülkemizde ilk kez uygulayan TEN mayolarının zengin koleksiyonunu da bir sporcu kadar, jimnastik çalışan balerin, film yıldızı Çiğdem Tunç lanse etmeye başladı. Dansı bıraktığını açıklayan, ancak başrollerden birini aldığı bir müzikalde dans edebileceğini dile getiren Çiğdem Tunç, bundan böyle yeniliklerin öncüsü olmak için çaba harcayacağını belirtiyor. -''Gencim, güzelim ve yetenekliyim. Bugüne kadar hep karşılık beklemeden yaptım her işimi. Ama bu...

Ceyhan Cem'den Büyük İddia

Selçuk Ural'la beraberliğimiz 1966 Aralık ayında başladı. Daha önce de arkadaştık ama, sadece gezip tozuyorduk. Ne o bana, ne ben ona karışırdık. Bir gün bana Bütün erkek arkadaşlarla ilgini keseceksin. Filmleri bırakacaksın... Gazetecilere, artistlere selam vermiyeceksin dedi. Beni apayrı bir insan yapmak istiyordu. "Bunu zaman gösterir" diye teklifini kabul ettim. Bir arkadaşın evinde kalıyorduk. O Batı Kulüp'te çalışıyordu. Maddi vaziyetimiz iyi değildi. Arabasını satması o sıraya rastlar. Sonradan benim yüzümden sattığını söylemiştir ki, bu doğru değildir. Borcunu ödiyemediği ve şıklığa fazla düşkün olduğu için satmıştır. Bir süre sonra çalışmağa Ankara'ya gitti. Para yollıyacağını söylediği halde sözünü tutmadı... Kavgalarımız bir türlü bitmedi. Günün birinde bana evlenme teklif etti. "Birbirimizi tanımıyoruz... Daha ileride" dedim. Kurtuluş’ta bir ev tuttuk.Bütün istediklerimi almağa başladı. Israrla benden çocuk istiyordu."Gözü, duda...

Olay Kadın Christine Haydar

Milli gelinimiz Christine Haydar , uzunca bir süredir ilgileri üzerinde topluyor. Christine Haydar denildiğinde herkes farklı şeyler düşünüyor haliyle... Tarihe düşkün olanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun son zamanlarını hatırlayıp, çöküşün neden bu kadar şiddetli olduğunu keşfediyorlar. Tarihle arası hoş olmayıp da, gazino sahnelerinde kadın vücudunun inceliklerini araştırmayı tercih edenlerin aklına ise, güzel ve düzgün vücutlu bir kadın düşüyor. Beş parmağın beşinin de bir olmayacağına göre, değişik renk ve zevklerden hoşlanan insanların Christine Haydar adını duyduklarında değişik şeyler düşünmeleri, hatta bazı düşüncelerini çok ileri noktalara götürmeleri de olağan bir durum. Milletin hayal dünyası torba değil ki büzesin! TARİHİ KÖKEN Aslında Christine Haydar'ın şöhret yolu tarihi kökeni sayesinde açıldı... Türkiye'de herkes Christine Haydar'ın hangi «Haydar Paşasnın gelini olduğunu bilimsel metodlarla araştırırken, Avrupa dergileri paşaları atlayıp Christine...