Selçuk Ural'la
beraberliğimiz 1966 Aralık ayında başladı. Daha önce de
arkadaştık ama, sadece gezip tozuyorduk. Ne o bana, ne ben ona
karışırdık. Bir gün bana Bütün erkek arkadaşlarla ilgini
keseceksin. Filmleri bırakacaksın... Gazetecilere, artistlere selam
vermiyeceksin dedi. Beni apayrı bir insan yapmak istiyordu. "Bunu
zaman gösterir" diye teklifini kabul ettim.
Bir arkadaşın evinde
kalıyorduk. O Batı Kulüp'te çalışıyordu. Maddi vaziyetimiz iyi
değildi. Arabasını satması o sıraya rastlar. Sonradan benim
yüzümden sattığını söylemiştir ki, bu doğru değildir.
Borcunu ödiyemediği ve şıklığa fazla düşkün olduğu için
satmıştır. Bir süre sonra çalışmağa Ankara'ya gitti. Para
yollıyacağını söylediği halde sözünü tutmadı...
Kavgalarımız bir
türlü bitmedi. Günün birinde bana evlenme teklif etti.
"Birbirimizi tanımıyoruz... Daha ileride" dedim.
Kurtuluş’ta bir ev tuttuk.Bütün istediklerimi almağa başladı.
Israrla benden çocuk istiyordu."Gözü, dudakları sana
benzesin" diyordu. Doktorlar çocuğu olmaz dediler. İki
ameliyat geçirmem gerektiğini söylediler. Ameliyat oldum. Neden
sonra hamile kaldığımı anladım. Üçüncü ayındaydım
hamileliğin. Beraber Antalya'ya gittik. Şehir Klübünde 10 gün
kadar çalıştı. Bu arada aşırı derecede kıskançlığa
başladı. Bir gün klüpte bacağım açıldı diye bir ton dayak
attı. Bu yetmiyormuş gibi çeşitli işkenceler yaptı.
Sebep, benim kirli
mazimdi. Oysa bunları,daha beraberliğimizin bakında hiçbir
noktasını saklamadan "İşte ben buyum" diye bir bir ona
anlatmış,o da "İstersen kötü evden bile gelsen, yine seni
kabul ederim. Yeter ki bundan sonra temiz ol"
Antalya
dönüşü yeniden iyileşti. Tarabva'da bir arkadaşın evinde
kalmağa başlamıştık. Çalışmıyordu artık. Yalnız benimle
beraberdi. Benim yüzümden işini ihmal ediyordu. Canım
İstakoz istedi diye elbisesini, saatini sattığını bilirim. Çok
fedakarlıklar yaptı. Aklına geldi dövdü. Karakolluk olduk. Hep
kıskandığı biri vardı. Aziz Prens'le ilgim olduğunu sanıyordu.
Son zamanlarda çok içiyordu. Eve geç geldiği bir gece "Artık
ayrılalım" dedi. Ayrıldık. O Motel 33'e ben bir arkadaşımın
evine gittik. Oraya da gelmeğe başladı. Kıskandıkça gelip beni
dövüyordu. O sıralar çok para sıkıntısı çekiyordum. Beni o
evden alıp bir otele yerleştirdi. Çocuğu aldırmağa kalktı...
Birkaç doktora gösterdik. Vakit geçtiği için alamadılar."Çocuk
doğunca sana bırakmıyacağım. Hemen alacağım" diye tehdit
etti. Sonra çocuğu ona bırakacağıma dair bir kağıt imzalamamı
söyledi. "Bunun için istediğin kadar sana para veririm"
dedi. Kabul etmedim.
Bir süre sonra
Ankara'ya gittiğini öğrendim... Ben de arkasından gittim. Çocuğa
nüfus çıkartmasını söyliyecektim. 100 lira para verdi. Çocuğun
kendisinden olduğuna dair bir kağıt imzalamasını istedim...
"Benden yoksa şüphe mi ediyorsun" diye sordu. Sonra kendi
el yazısıyla Hotel Dedeman başlıklı kağıda şu satırları
yazdı:
"Ceyhan
Çubukçu'nun karamda taşıdığı çocuk bana aittir. Nüfus
kağıdını üzerime alırken nafakasını vermeği de taahhüt
ediyorum. Beni buna yazmağa hiç kimse zorlumamıştır."
Çocuğun erkek
olmasını istiyordu. At yarışlarında ona isim aradı. Sonunda
Hakan olacak dedi. Kız olursa ben de Hansel koyacağımı
söyledim.Kabul etti. Ankara'da artık beraber olmamızın imkansız
olduğunu, çocuğun bütün ihtiyaçlarını temin edeceğini fakat
evlenemiyeceğini söyledi. "Bütün kadınlardan intikam
alacağım. Bunu sen öğrettin" diyordu. 8 gün kaldıktan
sonra Ankara'dan umutları kırılmış olarak döndüm. Her gece
telefonla konuştuk. Para göndereceğini vadettiği halde yollamadı.
İstanbul'a döndükten sonra çocuğu inkar etti. "Çocuk
benden değil" diye gazetelere demeç verdi. Oysa çocuğun
olmasını istiyen Selçuk'tu. "Bana görünme, karşıma çıkma.
İstediğin yardımı yaparım" diye haber yolladı. Ne o beni
aradı, ne ben onu...
Dört kadınla
arkadaşlık ettiğini, hiç birinden zevk almadığını sadece beni
sevdiğini söylediği halde şimdi Butik Mualla'nın kızı Canan
Özbek'le evleneceğini duyuyorum. Bana "Annemden sonra sen
diyen bir erkek, bu kızla evlenemez. Er geç bana dönecektir.
Yapayalnız, evsiz barksız, karnımdaki çocukla gelecek karanlık
günlerime göğüs germeğe hazırlanıyorum. Bakalım kader bana
daha nasıl bir oyun hazırlayacak?"...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder