Ahmet Tatlı hapisten çıkıp çalışmağa başladığında, Tatlı ailesinde gözle görülür bir kıpırdanma, bir canlanma göze çarpar... Urfa'nın en işlek caddesine kurduğu tezgahta ciğer kebabı satan Baba Tatlı, evin en azından temel gereksinimlerini karşılamağa başlar... Ama, her türlü güçlüğe, her türlü yoksulluğa karşın Ahmet Tatlı hayatından hiç de şikayetçi değil ve yarınını karanlık görmemektedir... Zaten başta İbrahim Tatlı olmak üzere tüm Tatlı ailesinde bu özellik apaçık ortadadır... Mücadeleci ve ekmeklerini taştan çıkartan bir yapıya sahiptirler... İbrahim Tatlı anımsayabildiği kadarıyla o yılları bakın nasıl anlatıyor: «Yaşamın çeşitli zorlukları yalnızca babamın omuzlarına binmişti... Dördü kız, dördü erkek olmak üzere sekiz kardeştik ...Ailede tek çalışan ve rızkımızı temin eden babamdı... Ama yine de halinden yakınmazdı... Tanrı'ya şükreder dar günlerin gelecekte aydınlığa dönüşeceğini ümit edip dururdu... Ancak onun da dertleri yok değildi tabii... Ev olarak bellediğ...