İstinye körler okulunda bir kaç saatliğine de olsa bayram havası yaşandı. Kendilerini ziyaret eden Zeki Müren ’e büyük sevgi gösterisi sunan gözleri görmeyen öğrenciler, aynı zamanda bir de mini konser verdiler... Ve okulda kaldığı saatler içinde Zeki Müren sadece onları dinlemekle yetindi. Çünkü, yaşamında ilk kez çaresiz kalıyordu... “ Sanat Güneşi” gazinoda, podyumun dibine kurulmuş görkemli masanın baş köşesinde mi?... En son onun kristal kadehi kalkar... En son o batırır çatalını lakerdaya... Masaya saygı, masadaki dostlarına saygı yatar bu inceliğin altında... Bu Zeki Müren kibarlığı, Zeki Müren nezaketidir... Son günlerde kendini eğlence çarkının hızlı ortamına iyice kaptıran, her gece bir başka assolisti onurlandıran Zeki Müren’in “gazinolu” yaşamından bir örnektir bu... Oysa Zeki Müren’i iyi tanıyanlar bilirlerdi ki o, her mecliste her sofrada, her ortamda ne yapacağını, nasıl yapacağını pek güzel terazilerdi... Şiirlerin okunduğu bir meclisde, en güzel mısralarla ...