Filiz Akın'ın bu yaşa kadar, gözlerinden en küçük bir şikayeti olmamış. Bu yaz Kanlıca'da sabahlan her iki gözünde de bir takım karıncalanmalar, kaşıntılar başlamış ama, gözlerini şöyle bir oğuşturdu mu geçermiş. Aradan bir süre sonra kaşıntılar, karıncalanmalar çoğalmış. Tam kendi kendine «Acaba gözlerimde mühim bir şey mi var? Doktora gitsem mi?» diye düşünürken filim şirketlerinden birbiri üzerine İş davetiyeleri gelmeye başlamış... Gelin bundan sonrasını Filiz Akın'dan dinleyelim! - «Yerli sinemanın nasıl çalıştığı malum... Pilim çevirmeye başladıktan sonra insanın değil doktora gitmeye, başını kaşımaya bile vakti olmaz... Benimse ard arda yapılmış 3 filimlik anlaşmam var... Bir süre böyle geçti... Sabah karanlığında yazlıktan sete, gece karanlığında setten yazlığa... Sonra taşındık. Kanlıca'dan Topağacı'na geldik. O taşınma telaşı içinde gözümü falan unuttum. Zaten karıncalanmalar da gitgide hafiflemişti. Amaaan. Neyse ne! Kendi kendine geçip gidiyor işt...