Hey gidi günler hey! Şu insanoğlu ne garip yaratıktır! Söylenenler zamanın sözleri arasında kalınca ne çabuk unutulur. Verilen sözlerden «Sırtında yumurta küfesi yok ki!» misali nasıl dönülür, işte alın prodüktör Suat Yalaz'la ilk ve hakikî «Karaoğlan» Kartal Tibet'i.. Bundan aylarca önce aralarına kara kedi girdiği zaman birbirlerine nasıl ver yansın etmişlerdi. Doğrusu bu sözler, yenir yutulur cinsten ithamlar, isnatlar, değildi.. O günlerde Suat Yalaz, bar bar haykırıyor, önüne gelen gazeteciye dert yanıyordu: ONU SİNEMAYA BEN KAZANDIRDIM - «Hayatımda bu Kartal kadar nankör adam görmedim. Ankara Devlet Tryatrosu'nda 500 lira maaşla çalışırken, elinden tuttum, İstanbul'a getirdim, «Karaoğlan» filminin başrolünde oynatıp onu sinemaya soktum. Şöhretini, servetini her şeyini bana borçludur. O turduğu katı, altındaki otomobilini, bankadaki paralarını her şeyini, her şeyini.. Sonra elinde tuttuğu Kartal Tibet'in Karaoğlan kılığında çektirdiği resime bir çarp...