Taksim meydanında, «Yumurcak Köprüaltı Çocuğu» filminin setindeyiz diye yazıya başlarsak belki şaşıracaksınız, ama gerçek bu... Evet Taksim abidesinin tam önünde ve kameraya iki metre mesafede Yumurcak İlker inanoğlu’nun ikinci filminin çekimini seyrediyoruz. Sekiz on kadar yarıçıplak, peştemallara sarılmış kadınlar, gömleği ile ayakkabılarını eline almış Yumurcak'ı hamam tasları ve nalınlarını sallayarak kovalıyorlar... Halk, abidenin etrafını çepeçevre sarmış, olanları biraz hayret, biraz şaşkınlık, biraz da merakla seyrediyor. Trafik tıkanmış. Klakson sesleri insanın kulaklarını sağır ediyor. Herkes birbirine soruyor: - «Burada ne yapıyorlar abi?» - «Vallahi bilmiyorum ki kardeş. Ama galiba filim çekiyorlar.» Yaşlı bir kadın kalabalığın arasından başını uzatmış bar bar bağırıyor: - «Ay vallahi Yumurcak değil mi ayol!. Evladım ne kadar da tatlı!. Maşallah, maşallah nazar değmesin!» Küçük bir çocuk annesini kollarından çekerek kalabalığın içine doğru sürüklüyor: «...