Taksim meydanında, «Yumurcak Köprüaltı Çocuğu» filminin setindeyiz
diye yazıya başlarsak belki şaşıracaksınız, ama gerçek bu...
Evet Taksim abidesinin tam önünde ve kameraya iki metre mesafede
Yumurcak İlker inanoğlu’nun ikinci filminin çekimini
seyrediyoruz. Sekiz on kadar yarıçıplak, peştemallara sarılmış
kadınlar, gömleği ile ayakkabılarını eline almış Yumurcak'ı
hamam tasları ve nalınlarını sallayarak kovalıyorlar...
Halk, abidenin etrafını
çepeçevre sarmış, olanları biraz hayret, biraz şaşkınlık,
biraz da merakla seyrediyor. Trafik tıkanmış. Klakson sesleri
insanın kulaklarını sağır ediyor. Herkes birbirine soruyor:
-
«Burada ne yapıyorlar abi?»
-
«Vallahi bilmiyorum ki kardeş. Ama galiba filim çekiyorlar.»
Yaşlı
bir kadın kalabalığın arasından başını uzatmış bar bar
bağırıyor:
-
«Ay vallahi Yumurcak değil mi ayol!. Evladım ne kadar da tatlı!.
Maşallah, maşallah nazar değmesin!»
Küçük
bir çocuk annesini kollarından çekerek kalabalığın içine doğru
sürüklüyor: «Anne bak bak. İlker... Yumurcak... Filim çekiyor.»
Kalabalık,
klakson sesleri, itiş kakış, gürültü patırtı. Aynı zamanda
filmin rejisörü ve prodüktörü olan Yumurcak’ın babası Türker
İnanoğlu, boynundaki damarlarını patlatırcasırta
etrafındakilere bağırıyor: «Kalabalığı dağıtın. Olmuyor.
Kızım koşarken gülmesene. Olmadı çocuklar, yeni baştan çekelim
bu sahneyi. Hey bana bak, delikanlı senin başın kameraya giriyor.»
Kısacası
filim mi çekiliyor, panayır yerinde miyiz, yoksa kıyamet mi
kopuyor belli değil.
Taksim meydanındaki
kovalamacanın çekimi bittikten sonra ekip hemen otobüslere
biniyor, bu defa hamam sahnelerinin çekileceği Tophane'deki
Çukurcuma Hamamı’na doğru yola çıkılıyor. Biz de fırsat bu
fırsattır deyip Yumurcakla konuşmaya başlıyor, daha doğrusu
çalışıyoruz.
-
«Bu kaçıncı filmin İlker?»
Gülerek
iki parmağını gösteriyor bize.
-
«Kaç günden beri çalışıyorsun?» diye soruyoruz bu defa. Gene
konuşmuyor. Sanki dilini yutmuş... Gene parmaklarını gösteriyor.
Tam beş parmağını birden.
-
«Annen bugün gelmedi mi?»
Hayır
anlamında kafasını sallıyor.
Rejisör - prodüktör
babasının anlattığına göre, İlker, ikinci filmine AvrupalI
yıldızlar gibi hazırlanmış. Şişko amcası ve rol arkadaşı
Necdet Tosun ile çekilecek her sahnenin en az on defa provasını
yapmış, evde ayna karşısında mimilkerini kuvvetlendirmiş ve de
ahilerinin, ablalarının yapmadığı, yapamadığı bir işin
üstesinden gelerek 86 sayfalık senaryonun tamamını ufak tefek
atlamalar, yanlışlıklarla ezberlemiş. Sette çoğu zaman sufle
almadan rol yapıyormuş...(diğer haberler için aşağıdaki linke
tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder