Tozlu Magazin

Sinemada kendine yer etmeye çalışan Leyla Somer cazibesiyle erkekleri kendine aşık ederken, o da bir başka güzele aşık... Yüzyıllardır güzelliği sembolleşen birine... Leonardo da Vinci, sanat şaheserlerinden biri olan ünlü tablosu Mona Lisa’nın bugünkü kuşağı bile hayran bıraktıran ölçülü, sıcak ve anlamlı tebessümünü yakalamak için üç yılını vermişti. Düşünebiliyor musunuz? Bir tebessüme üç yıl... Kuşkusuz devrinin ünlü kişileri de Mona Lisa’ya hayrandı. Ama ünlü Leonardo’nun gönlündeki hayranlık, çağlar boyu canlılığını korudu eseriyle... Eğer Leonardo da Vinci bugün yaşasaydı, bir tebessüme üç yılını verir miydi acaba?.. Yoksa günümüz kadınının belirli özelliklerinden olan frapanlığı onun da ötesinde çıplaklığı mı işlerdi? Bu sorular nerden aklımıza geldi biliyor musunuz? Bakın yukarıdaki Leyla Somer’in fotoğrafına... Duruşu, poz verişi, bakışı, tebessümü ile Mona Lisa’ya benzeme özentisine... Tabii Leyla Somer sarışın... Mona Lisa’nın aksine biraz da iç gıcıklayıcı.....

Cüretkâr davranışları ve vücudunu gözler önüne sermesiyle bir anda film yapımcılannın dikkatini çeken Leyla Somer yasak nedir bilmiyor... Senaryo gereği kendisinden ne isteniyorsa fazlasını veren sanşın sanatçı Yeşilçam’daki kurallara baş kaldınnca sözü edilen kadın haline geldi... B ir zamanlar Türk sinemasında oyuncuların koydukları kurallar, daha sonra gelen oyuncular tarafından bir bir yıkıldı, özellikle de Müjde Ar ve Ahu Tuğba çevirdikleri filmlerde kural ve yasak tanımadılar... Şimdi bunlara tiyatrodan gelme bir üçüncü isim ekleniyor... Leyla Somer... öyle ki, muntazam vücudu, uzun sarı saçları ve sınır tanımayan cüretkar davranışlarıyla bir yıl içinde film yapımcıları için ikinci kadın rollerine aranır oldu... Sinemadan önce esas zor olanı halkın önünde gerçekleştiren Leyla Somer oyun gereği soyunması gereken yerde soyundu, öpüşmesi gereken anda on ateşli biçimde öpüştü tiyatro sahnesinde... Bu davranışlarıyla dikkati çekip filmcilerden teklif alınca da sinemaya...