SEVDA KARACA gözyaşları içinde çırpınıyordu... Ağzından dökülen sözler hep aynıydı, «Ahh canım annem!..» Yakın dostları, sanatçı arkadaşları onu teselli edemiyordu. Acısı höyüktü Sevda Karaca’nın. Annesini hiç beklenmedik bir anda kaybetmişti... İnanmıyordu, inanamıyordu.. Daha on gün önce oturup dertleşmiştik. Güldük, konuştuk. Bir gün önce de, ona kendi ellerimle yemek yedirmiştim» diyordu Sevda Karaca. Üzüntüsü büyüktü. Hıçkırarak konuşuyordu: «Ölüm ondan o kadar uzaktı ki... Şekeri vardı, tansiyonu ikide bir yükseliyordu, midesi de rahatsızdı, ama hayata öyle bağlıydı ki... O gece yatağa girerken, 'Sevda, ben ölmem ama, eğer bir gün ecel beni de bulursa, arkamdan fazla gözyaşı dökme kızım' demişti. Gülmüştüm... Ertesi gün anneciğimi uyandırmak için yanına gittiğim zaman, o gelmez dediği ecel, çoktan onu bu dünyadan ayırmıştı. Bayılmıştım... Kendime geldiğim zaman, dostlarım, arkadaşlarım gerekeni yapmışlardı zaten...» Necla Karaca’nın en büyük isteği, torunlarını ...