GENÇ kadının saçları rüzgarda, ayakları sulardaydı. -«Erkekler mi?...» dedi. Ve, yüzünü buruşturdu. Bir an hareketsiz kaldı. Sonra acı acı güldü. Pervin Par eskimeye, ya da unutulmaya yüz tutmuş aşktan hatırlamak istemiyordu. Havuzun sularına gözlerini dikip, uzun uzun düşündü... Konuşup, konuşmamak arasında bocaladığı belliydi. Bir süre sonra söze başlıyan gene kendisi oldu. -«Erkeklere artık güvenim kalmadı. İnançlarımı son noktasına kadar harcadılar. Düşünün, beni harcıyanlar üstelik hep sevdiğim erkekler oldu. -«Hayatıma karışan erkeklerin yalnız üçü önem taşır. Bunlardan ilkini 13 yaşında tanıdım. Yirmi beş yaşlarında bir tüccardı. İlk aşkın getirdiği bir heyecanla sevişiyorduk. Derken nişanlandık. Sonra durum değişti. Beni başkalarıyle aldatmaya başlamıştı bile. Bunu hissediyor, fakat mutluluğumun akışını bozmamak için göz yumuyordum. Evlendik. Gene hiçbir şey değişmemişti. Kocam beni aldatmakta devam ediyordu. Buna rağmen seviyordum. Fakat bu durumda, beraber yaşam...