Ana içeriğe atla

Kayıtlar

sevda ferdağ ağır roman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sevda Ferdağ Bikinisiyle

Sevda Ferdağ 'ın Şişli'deki evindeyiz. Hava sıcak mı sıcak. Bırakın konuşmayı, nefes almak bile bir külfetmiş gibi geliyor insana. Hani temmuz, ağustos aylarında olsak, «Eh, malum sözdür. Ağaçtır kurur, insandır ölür, yazdır terletir,» deyip ağzımızı bile açmayacağız, ama mayıs başında bu sıcak neyin nesi? Kravatımı gevşetiyorum, mendilimle alnımda biriken terleri siliyorum. Tam o sırada oturduğu yerden kalkan Sevda iki elini yelpaze gibi sallayarak «oflaya puflaya» mutfağa gidiyor. İnsan ne tufah mahluk. İçerden gelen cam sesleri bir an için bile olsa, içimizi ferahlatıyor. O bunaltıcı sıcaktan kurtulmuş gibi hissediyoruz kendimizi... Biraz sonra Sevda içine iki iri buz parçası koyduğu bardağı önüme koyuyor. İçinde ne olduğunu merak bile etmeden buğulu bardağı elime alıp bir yudumda içiyorum. Ne yapsak, ne etsek nafile. İçtiğimiz iki dakika sonra ter olup dışarı fışkırıyor. Artık bon mi, Sevda mı yoksa foto muhabiri mi, orasını pek çıkartamıyacağım, ama içimizden biri «Çıksa...

Sevda Ferdağ Sereserpe

GÖKYÜZÜ pırıl pırıl, tatlı bir mavilik içindeydi. Sıcaklar da henüz yeni bastırmaya yüz tutmuştu. Sevda Ferdağ uzandığı kumlarda sırt üstü dönüp gözlerini kapadı. İçini çekerek: -«Çocukluğumu hatırladım,» dedi. «Kaç yaşımdaydım o sıralarda?... On dört mü, on beş miydi, pek bilemiyorum. Nerde kıyı, köşe, kumluk yerler, hep oralara koşardım. Sonrada çakıl taşlarını bütün gücümle denize fırlatır, suların üzerinde kaydırırdım. Kolum yoruluncaya kadar devam ederdi bu oyun. Yaşım büyüdükçe oyunlar değişti. Şimdi bütün oyuncaklarım filmcilerin bonoları oldu.» Sevda Ferdağ susup göz kapaklarını araladı. Gene gözlerinin üstünde pırıl pırıl bir gökyüzü... Koca deniz kıyısında Sevda'dan başka kimse yoktu. Böyle bir yalnızlığa ihtiyacı olduğunu da söylüyordu. Bir süredir, birkaç filmde üstüste çalışmış, yorulmuştu. Ara sıra, işi olmadığı zamanlar böyle kaçamaklar yapması, bir bakıma şart olmuştu. Eve kapanmakla da aradığı huzura kavuşmuş olmuyordu. Biraz canı müzik istese, radyonun...