Ana içeriğe atla

Müjde Ar Adını Satıyor

MÜJDE AR ADINI SATIYOR
Hayır, hayır Müjde Ar ne Turgut Özal’ın Köprüyü satmasından esinlendi ne bir başka
büyük tüccardan etkilendi. Yıllardır zirvede kalıcı olabilmek için verdiği mücadeleden zafer kazanarak çıkınca bundan böyle adını satarak ticaret yapmaya karar verdi. Ama bol parası olan film yapımcısıyla ama bir başka tüketim kuruluşuyla... Tabii ki herkesin gönlünde yatan aslan gibi Müjde Ar'ın gönlünde bir sinema tutkunluğu var. Varını
yoğunu "Batıyor dediği Türk sinemasına harcamaktan kaçınmıyor. Hatta çok kaliteli bir yapım için aldığı paradan bilsrredakarlık eden Müjde Ar bundan böyle sinemayı bir ticaret aracı olarak görecek. Daha açıkçası adını satacak. Müjde Ar'ı filminde oynatmak isteyen de bütün parasını ortaya dökecek. Ve ondan sonra karışmayacak. Çünkü senaryosundan film ekibine, kostümlerinden en küçük detaylara kadar Müjde Ar tek başına imza atmak istiyor yeni filmlerine. Ama yanlış anlamayın güzel yıldızın ne rejisör, ne de prodüktör olma sevdası ver.
O sadece dört dörtlük bir ekibi çalıştırarak ve kendini de ortaya koyarak adının ticaretini yapacak... Dahası mı? Evet dahası da var. Ama Müjde Ar şu sıralarda projelerini pek ortaya çıkarmak istemese de biz haber verelim. İsteyen bir parfüm de çıkartabilir Müjde Ar adına bir sabunda... Yani parası olan beri gelsin... Sonramı, ister koklar İster saklar...
YAKIŞIKLI ERKEK ÇOK OYUNCU YOK
Müjde Ar'ın sanat uygulamalarının bir yönü de filmde başrolü paylaşacağı aktör olmaması sorunu.
Dikkatinizi çektiyse Müjde Ar son filmlerinde hep kadın oyuncu üzerine kurulmuş hikayeleri çekti. Ve dolayısıyla Kadir İnanır, Tarık Akan, Cihan Ünal gibi aktörlerin hiçbiri ikinci plana düşmeyi kabul etmedi ve Müjde Ar’la film çevirmeyi reddetti. Son filmlerinde sürekli yeni yüzleri yani genç jönleri deneyen Müjde Ar sonuçtan hiç memnun değil. Çünkü ona göre iyi bir aktör olmak İçin sadece yakışıklı olmak yetmiyor. Oyun yeteneğinin ön planda olması gerektiğini belirten Ar yakışıklı erkeğin çok ama aktör olabileceklerinin yok denecek sayıda olduğunu vurguluyor. Önümüzdeki günlerde çekeceği filmler İçin “Kartallar Yüksekten Uçar” adlı televizyon dizisiyle film piyasasında adını duyuran manken Faruk Dilaver ve yine mankenken 1983 Sinema Kralı olan Ahmet Ulaş’ı seçen Müjde Ar çekinmeden bu sıkıntısının daha uzun bir müddet süreceğini de söylüyor.
ÖPÜŞMEYEN MÜJDE AR'LA OYNAYAMAZ
Evet, yanlış anlamadınız. Her ne kadar sinema sadece öpüşmek değilse de son yıllarda Yeşilçam, Türk filmlerini bol öpüşmeli, sevişmeli sahnelerle ailelere kabul ettirdiği için Müjde Ar da kuralları bozmuyor. Ama hangi aktör Müjde Ar'la en ateşli sevişme sahnelerini çekecek? Kadir İnanır mı? Cihan Ünal mı? Orhan Gencebay mı? Yoksa Tarık Akan mı? Hepsi de eleştiri almalarından ailelerin değilde ailelerinin tepkisinden korktukları için Müjde
Ar'a ‘‘Hayır” diyor. Güzel yıldızın ise bu olumsuzluklara hiç aldırdığı yok. Seçilen film senaryolarında özellikle fantezi aşk sahnelerinin olmasını isteyen Müjde Ar ‘‘Öpüşmeyen aktörü ben istemem. Millet sevgilisi laf edecek diye tirtir titriyor. Sanat neyi gerektiriyorsa yapılmalı bence. Ama hepsinin bir güzellik sınırı var. Bu sınır aşıldı mı yapılan sanat sanattan çıkıyor* diyor. Çağdaş oyunculuğun kurallarıyla oynamayı fazlaca benimseyen Ar'ın bundan böyle ünlü aktörlerle bir filmde yanyana gelmesi de şüpheli. Çünkü bir yandan firma olmanın öte yandan koyduğu. özel şartlatın ağırlığıyla basıyor adımını artık Yeşilçam sokağına güzel sanatçı... Ne denir; hayırlısı olsun...
BEN BİR FİRMAYIM
Sinema geçmişi çok eski mamasına rağmen akılcı bir politika ile istikrarlı sanat çizgisine sahip olan Müjde Ar oyunculuğunu bir ticaret unsuru, kendisini de bir firma olarak görüyor. Bundan böyle yapacağı filmlerde oyuncu kadrocundan kostümlerine, çekim mekanlarından set ekibine kadar bir yapımcı gibi ilgileneceğini söyleyen Müjde Ar film yönetmek için ise henüz yeterli tecrübeyi kazanmadığım itiraf etmekten kaçınmıyor. Önüne çok proje gelmesine rağmen hepsine kolay “Evet" demeyen Müjde Ar kendisini kâr getiren bir firma olarak gördüğü gibi, gireceği işlerin de para kazandıracak cinsten olmasına dikkat ediyor. Bugüne kadar sinemadan kazandıklarıyla büyük servet yapmadığını ancak ticarete yatırdığım belirten Müjde Ar’a ortak olmayı sanırız herkes ister değil mi? Hele bir hisse senetlerini satışa çıkarmaya görsün...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zafir Seba Bir Yuvarlakla Ayıbını Kapatacak

“ Bugüne değin hep çıplaktım, zaten şöhretimi de soyunmama borçluyum. Ama bu ne zamana kadar sürer, orası meçhul. İşte ben de bu meçhulün kurbanı olmamak ve sahnelerde kalıcı olabilmek için yepyeni bir karar aldım. Yapacağım uzunçalarla sadece çıplak olmadığımı, sanatçılık yönümün de bulunduğunu kanıtlayacağım. Tüm şöhretimin yarattığı çıplaklık imajını bu uzunçalarla başka yönlere çekeceğim gibi ayıbımı da böylece bir yuvarlak plakla kapatmış olacağım.” Evet, yakında dolduracağı bir uzunçalarla geçmişine bir anlamda set çekeceğini açıklayan Zafir Seba söylüyor bu sözleri. Hani şu gerek sahnede, gerekse fotoğraflarında daima çıplak olarak görülen ve bu nedenle de normal bir giysi ile görsek “Aaa bu o mu acaba?” diyeceğimiz çıplak şarkıcı. Çünkü kendisi şimdiye kadar dikkatleri üstüne vücudunu hiç çekinmeksizin sereserpe gözler önüne sererek çekmiş, halen de öyle sürdürmekte. Ama bundan böyle çıplaklığın uzun ömürlü olamayacağını, bir yandan yaşının geçtiğini, bir yandan da soyunma...

Hülya Avşar Dostluğu Anlattı

Nükhet kalabalık sinema salonundan çıkarken iki saattir kapalı bir yerde kalmanın sıkıntısını hissetti içinde. Ama sonra güzel bir film seyretmenin mutluluğu her şeyi aldı götürdü. Dışarıda hafiften yağmur yağıyordu. Kıştan kalan bir gün bu bahar havasını alıp götürmüş, yerini serin, yağmurlu, kapalı bir güne bırakmıştı. Caddenin kalabalığına, otomobillerin oradan oraya koşuşturmalarına baktı. İçinde milyonlarca insanı barındıran bir şehirde yaşamdan bir kesit diye düşündü. Sonra düşünceleri o insanların üzerinde yoğunlaştı... Sevgiyle baktı herbirinin yüzüne ayrı ayrı. Yaşam, insanlar, içinde bulunduğu ortam, her şey güzeldi aslında. Ama bu bir bakış açısı değil miydi? İnsan nasıl bakarsa öyle görmez miydi çevresini, öyle algılamaz mıydı çevresindeki olayları? Başını kaydırdı, gökyüzüne baktı. Serin yağmur damlaları yüzüne damladı, üşüdü, başını eğdi. Sonra bu hareketi caddenin tam ortasında yaptığını farketti. Kendi kendine güldü. Önündeki yol uzundu. Hızlanan yağmurla bi...

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Bu Gacıya Bir Baro

Çingeneler.. Kendilerine özgü konuşmalarıyla rahat yaşantılarıyla ve özgürlüklerine düşkünlükleriyle yüzyıllardan bu yana gelen toplumunuzun küçük bir parçası, sanatçı ruhlarıyla önlü kompozitörlere ilham kaynağı, yazarlara roman konusu olacak kadar bambaşka bir insan topluluğu olan bu insanların önemi son bir yıldır ülkemizde de hissedilmeye başlandı... Şüphesiz bu önem dünün pavyön şarkıcısı bugünün ünlü assolistl ve çingeneliğini inkar etmeyen Kibariye ile başlayıp başka ''iye'' takısı ile gazino sahnelerinde boy gösteren çingene veya çingene olduğunu iddia eden ses yıldızlarıyla güncelleşti... Ancak düne kadar olduğu halde ''Çingene''liğini inkar eden, aslını söylemekten utanan kişilerin bugün çingene olduğunu iftihar ederek söylemesi toplumun bu özellik sahibi kişilere gösterdiği ilgiyle gelen maddi manevi kazançtı. Ünlü şarkıcıların bile sahnelerde çingene oyun havalarıyla göbek atmaları, sahne gösterilerine özel olarak ''Çingene gö...

Emel Sayın'ı Yeliz Mi Ayırdı?

Güneşli ve sıcak bir mayıs sabahı Suadiye'nin Şendurak Sokağında bulunan 16 numaralı apartmanın 8'nci dairesinin zilini çaldık... Basında çıkan yazılar ve ortalıkta dolaşan söylentilere göre Emel Sayın ile Selçuk Aslan'ın ayrılmaları an meselesiydi... Gerekçe olarak da Yeliz gösteriliyor ve deniliyordu ki: «Selçuk'la Yeliz arasında büyük bir aşk var»... SES Dergisi her olayda olduğu gibi, bu olayda da meselenin gerçek yüzünü verebilmek için bir süre bekledi ve sonunda Emel Sayın’ın kapısını çaldı... Zil sesinden kısa bir süre sonra, kapı açıldı. Pek çok kişinin «Emel Sayın çok perişan... Evinden dışarı adım atmıyor...» dediği Emel Sayın karşımızda duruyordu: «Hoşgeldiniz... Buyurun, içeri girin lütfen...» Henüz sabahın erken saatleri olmasına rağmen farklı görünüyordu Emel Sayın... Gülüyordu... Sabah kahvaltısını çoktan yapmış, erken kalkan kişilere öz bir rahatlıkla çivin içinde dolaşıyordu. Pek çok sanatçının yataklarından ancak öğleden sonra kalktıklarını ...