Ana içeriğe atla

O Artık Zilli Nigar

Kendi evinde özel provalar yapıyor Nigar Uluerer... İlk seyircileri de yeğeni Filiz ile sanatçı arkadaşı Emel Efekan... Tıpkı bir müşteri gibi Nigar'ı izliyorlar. Sanatçı göbek atarken kimi zaman alkış alıyor, kimi zaman da provayı yeniden tekrarlıyor.
Bugüne değin gazino dünyasında çok yenilik gördük. Sanatsal açıdan kendisini aşabilmek için yapılanı da oldu, adından söz ettirip sansasyon yaratmak için yapılanı da... İri göğüsleriyle yıllardan beri adından söz ettiren Nigar Uluerer ise her iki açıdan taarruza geçmek için bir yenilik sergilemeye hazırlanıyor şu sıralarda...
Dillere destan iri göğüsleriyle yıllardır sansasyonel sanatını sürdüren Nigar Uluerer'de bir yenilik sergilemeye hazırlanıyor şu sıralarda... Hem de öyle her benim diyenin yapabileceği cinsten değil hani... Amacı gazino sahnelerine olanından daha değişik bir renk getirebilmek ve kendisini seyreden müşterilere ''Helal olsun Nigoş’a ne cesaretli kadınmış" dedirtebilmek... Yalnız şunu hemen belirtmek gerek. Nigar Uluerer'in yaptığı yenilik cesaret gösterisi değil biraz da çılgınlığın ta kendisi...
Yeni yılda gazino programına eklediği mini gösteride Nigar Uluerer seyircilerin karşısına bir dansöz olarak çıkacak. Evet yanlış anlamadınız. Bugüne değin gazino müşterilerine iri göğüslerini biraz ısrar görünce adeta meze tabağında tavukgöğüsü gibi sunan ve büyük gürültüler kopartan Nigar Uluerer yeni sahne programında dansöz giysileriyle elinde zilleriyle çıkıp dans edecek. Her assolist gibi konserinin sonunda oryantal oynamayı adet edinen Nigar Uluerer'in hazırladığı bu süprizli programın başlangıç tarihi henüz belli değil. Çünkü şimdilik evinde bir kostümcüden emaneten aldığı dansöz kıyafetiyle sürekli prova yapıyor. İşte bu provalarından birini izlemeye gittiğimizde objektifimize poz veren sanatçı yeniliğine şöyle bir izah getirdi:
Amacım sahnelere değişik bir renk değişik bir hareket getirmek. Bugüne değin sahneye dansöz çıkartıp oynattıran çok assolist oldu. Bazı meslektaşlanm özel günlerinde dansöz kostümü giyip göbek attılar, önemli olan özel değil genel gösteridir... Biraz güven meselesidir bu. Sanırım çok değişik bir gösteri olacak. Yalnız şimdiden uyarayım. Kalbi olanlar gelmesin...”
Bir yandan konuşurken öte yandan çalan oryantal müziğin kıvraklığıyla göbek atan Nigar Uluerer söylediği gibi ilginç bir gösteri hazırlıyor anlayacağınız. Kanlı Nigar oyunu sahnelere geldiği zaman büyük gürültü koparmıştı. Şimdi ise sahnelere başka bir Nigar geliyor. Kanlı Nigar'a rakip “Zilli Nigar” olarak... Öyle zannediyoruz ki bu işten de en çok müşteriler memnun olacak...
Cesaret işi...
Nigar Uluerer renkli kadındır... Ne yapsa kendine yakıştırır... Sesinin yanısıra yıllarca göğüsleriyle sansasyon yarattı. Şimdi ise kolay kolay bir Türk sanat müziği sanatçısının cesaret edemeyeceği bir işi deneyecek ve programın finalinde dansöz elbisesi ila görünecek...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik 'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İstanb...

Olimpiyat Modası Türkiye'de

Modanın ne zaman, nereden, nasıl çıkacağı hiç belli olmuyor. Bir bakıyorsunuz Arap çöllerinin kızgın kumu etkiliyor stilistleri, bir bakıyorsunuz Anadolu'nun eşsiz uygarlığı. Uzakdoğu'dan esen Japon rüzgarını Amerika, yenisini üstlendiği dünya olimpiyatının ilgisiyle göğüslemeye çalışıyor. Maskotundan şapkasına, tişörtlerinden mayolarına, hatta ve hatta günlük giysilere kadar benimsenen olimpiyat modasında Amerika bu kez mayoya yani yüzme sporuna ağırlık verdi. Amerika'nın ünlü yüzücülerinin lanse ettiği mayoları, ülkemizde ilk kez uygulayan TEN mayolarının zengin koleksiyonunu da bir sporcu kadar, jimnastik çalışan balerin, film yıldızı Çiğdem Tunç lanse etmeye başladı. Dansı bıraktığını açıklayan, ancak başrollerden birini aldığı bir müzikalde dans edebileceğini dile getiren Çiğdem Tunç, bundan böyle yeniliklerin öncüsü olmak için çaba harcayacağını belirtiyor. -''Gencim, güzelim ve yetenekliyim. Bugüne kadar hep karşılık beklemeden yaptım her işimi. Ama bu...

Ceyhan Cem'den Büyük İddia

Selçuk Ural'la beraberliğimiz 1966 Aralık ayında başladı. Daha önce de arkadaştık ama, sadece gezip tozuyorduk. Ne o bana, ne ben ona karışırdık. Bir gün bana Bütün erkek arkadaşlarla ilgini keseceksin. Filmleri bırakacaksın... Gazetecilere, artistlere selam vermiyeceksin dedi. Beni apayrı bir insan yapmak istiyordu. "Bunu zaman gösterir" diye teklifini kabul ettim. Bir arkadaşın evinde kalıyorduk. O Batı Kulüp'te çalışıyordu. Maddi vaziyetimiz iyi değildi. Arabasını satması o sıraya rastlar. Sonradan benim yüzümden sattığını söylemiştir ki, bu doğru değildir. Borcunu ödiyemediği ve şıklığa fazla düşkün olduğu için satmıştır. Bir süre sonra çalışmağa Ankara'ya gitti. Para yollıyacağını söylediği halde sözünü tutmadı... Kavgalarımız bir türlü bitmedi. Günün birinde bana evlenme teklif etti. "Birbirimizi tanımıyoruz... Daha ileride" dedim. Kurtuluş’ta bir ev tuttuk.Bütün istediklerimi almağa başladı. Israrla benden çocuk istiyordu."Gözü, duda...

Olay Kadın Christine Haydar

Milli gelinimiz Christine Haydar , uzunca bir süredir ilgileri üzerinde topluyor. Christine Haydar denildiğinde herkes farklı şeyler düşünüyor haliyle... Tarihe düşkün olanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun son zamanlarını hatırlayıp, çöküşün neden bu kadar şiddetli olduğunu keşfediyorlar. Tarihle arası hoş olmayıp da, gazino sahnelerinde kadın vücudunun inceliklerini araştırmayı tercih edenlerin aklına ise, güzel ve düzgün vücutlu bir kadın düşüyor. Beş parmağın beşinin de bir olmayacağına göre, değişik renk ve zevklerden hoşlanan insanların Christine Haydar adını duyduklarında değişik şeyler düşünmeleri, hatta bazı düşüncelerini çok ileri noktalara götürmeleri de olağan bir durum. Milletin hayal dünyası torba değil ki büzesin! TARİHİ KÖKEN Aslında Christine Haydar'ın şöhret yolu tarihi kökeni sayesinde açıldı... Türkiye'de herkes Christine Haydar'ın hangi «Haydar Paşasnın gelini olduğunu bilimsel metodlarla araştırırken, Avrupa dergileri paşaları atlayıp Christine...