Ana içeriğe atla

İzzet Günay "Red Kit" Oldu

Hemen hemen her insanın hayatında «resimli romanlar» bir çağın yutulurcasına okunan kitaplarıdır. Yaşı 30'a varmayanların «favori kahramnı» Pekos Bill’dir. Otuzu biraz veya bir hayli geçmişler ise Mandrake derler, Tarzan derler, X-9 derler, Baytekin derler de başka birşey demezler. Şu yıllarda henüz gençlik yıllarını yaşayanlarla, çocukluklarının son dönemini sürenlerin favorisi ise «Tom Mix», «Tom Braks», Texsas»tır.
Bazı resimli romanlar vardır belirli yaştaki çocuklara, gençlere hitap eder. Bazıları vardır, yaşı değil, resimli roman seven herkese hitap eder. Bu «çağlara sığmayan» resimli roman kahramanlarından biri de Red Kit'tir... Red Kit'in havası bile diğerlerinden farklıdır. Konuları genellikle sosyal temeller üzerine kurulmuştur, esprileri incedir, çizgilerinden diyaloglarına kadar bir hiciv havası eser. Bu özellikleriyle Red Kit'in serüvenlerini saklayan ciltler belli bir yaşın esiri olmaktan çıkıp, daha geniş yığınlara malolmuştur. Red Kit, «dünyanın en aptal köpeği» Rin-Tin -Tin, «Düldül» adındaki atı ve can düşmanı Dalton kardeşlerle, yediden yetmişe hemen herkesin sevdiği, ilgi duyduğu, okuduğu bir resimli romandır.
Bugüne kadar «Cicican», «Karaoğlan», «Malkoçoğlu», «Mandrake», «Kiling», «Tom Mix», «Tarkan» gibi resimli roman kahramanlarına el atılan Yeşilçam' da şimdi de Red Kit'in serüvenleri renkli olarak filme alınıyor. İzzet Günay Red Kit rolünde, sevgilisi ise Gülgün Erdem.. Ama filmin bundan da enteresan tarafı şu: Kamuran Akkor’un da filimde rolü var Bundan önce «Sevgili Babam» adlı filimde birkaç planlık rol oynayan Akkor, «Tatlı Günler»de sadece şarkı söylüyor hem de üç-dört planda oyuncu olarak gözüküyor. Red Kit'in ünlü «Dalton kardeşlerini» de Necdet Türkeş, Şahin, Hakkı ve Refik Üfler oynuyorlar.
Kamuran Akkor filim hakkında şunları söylüyor:
- «Bundan üç-beş yıl önce biri gelip de 'Kamuran sen Red Kit'te oynayacaksın' deseydi gülerdim. Ama kaderde, en sevdiğim resimli roman kahramanının filminde oynamak da varmış. Bundan önce iki defa kamera karşısına çıktığım için pek yabancılık çekmiyorum.»
Filimde Red Kit’in «sevgilisi» rolünde oynayan Gülgün Erdem de kendisine verilen bu «başrol» fırsatını iyi değerlendirmek amacında. «Rolüme çok iyi hazırlandım. Beni bu role seçenleri utandırmamaya çalışacağım,» diyor.

Red Kit'te, Red Kit'i canlandıran İzzet Günay ise bu filim için piyasadaki bütün Ret Kit ciltlerini okuduğunu, söylüyor ve ilave ediyor: «Eğer resimli roman kahramanı Ret Kit kadar sempati toplayabilirsem yaşadım.. Kimse sırtımı yere getiremez..»...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zafir Seba Bir Yuvarlakla Ayıbını Kapatacak

“ Bugüne değin hep çıplaktım, zaten şöhretimi de soyunmama borçluyum. Ama bu ne zamana kadar sürer, orası meçhul. İşte ben de bu meçhulün kurbanı olmamak ve sahnelerde kalıcı olabilmek için yepyeni bir karar aldım. Yapacağım uzunçalarla sadece çıplak olmadığımı, sanatçılık yönümün de bulunduğunu kanıtlayacağım. Tüm şöhretimin yarattığı çıplaklık imajını bu uzunçalarla başka yönlere çekeceğim gibi ayıbımı da böylece bir yuvarlak plakla kapatmış olacağım.” Evet, yakında dolduracağı bir uzunçalarla geçmişine bir anlamda set çekeceğini açıklayan Zafir Seba söylüyor bu sözleri. Hani şu gerek sahnede, gerekse fotoğraflarında daima çıplak olarak görülen ve bu nedenle de normal bir giysi ile görsek “Aaa bu o mu acaba?” diyeceğimiz çıplak şarkıcı. Çünkü kendisi şimdiye kadar dikkatleri üstüne vücudunu hiç çekinmeksizin sereserpe gözler önüne sererek çekmiş, halen de öyle sürdürmekte. Ama bundan böyle çıplaklığın uzun ömürlü olamayacağını, bir yandan yaşının geçtiğini, bir yandan da soyunma...

Hülya Avşar Dostluğu Anlattı

Nükhet kalabalık sinema salonundan çıkarken iki saattir kapalı bir yerde kalmanın sıkıntısını hissetti içinde. Ama sonra güzel bir film seyretmenin mutluluğu her şeyi aldı götürdü. Dışarıda hafiften yağmur yağıyordu. Kıştan kalan bir gün bu bahar havasını alıp götürmüş, yerini serin, yağmurlu, kapalı bir güne bırakmıştı. Caddenin kalabalığına, otomobillerin oradan oraya koşuşturmalarına baktı. İçinde milyonlarca insanı barındıran bir şehirde yaşamdan bir kesit diye düşündü. Sonra düşünceleri o insanların üzerinde yoğunlaştı... Sevgiyle baktı herbirinin yüzüne ayrı ayrı. Yaşam, insanlar, içinde bulunduğu ortam, her şey güzeldi aslında. Ama bu bir bakış açısı değil miydi? İnsan nasıl bakarsa öyle görmez miydi çevresini, öyle algılamaz mıydı çevresindeki olayları? Başını kaydırdı, gökyüzüne baktı. Serin yağmur damlaları yüzüne damladı, üşüdü, başını eğdi. Sonra bu hareketi caddenin tam ortasında yaptığını farketti. Kendi kendine güldü. Önündeki yol uzundu. Hızlanan yağmurla bi...

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Bu Gacıya Bir Baro

Çingeneler.. Kendilerine özgü konuşmalarıyla rahat yaşantılarıyla ve özgürlüklerine düşkünlükleriyle yüzyıllardan bu yana gelen toplumunuzun küçük bir parçası, sanatçı ruhlarıyla önlü kompozitörlere ilham kaynağı, yazarlara roman konusu olacak kadar bambaşka bir insan topluluğu olan bu insanların önemi son bir yıldır ülkemizde de hissedilmeye başlandı... Şüphesiz bu önem dünün pavyön şarkıcısı bugünün ünlü assolistl ve çingeneliğini inkar etmeyen Kibariye ile başlayıp başka ''iye'' takısı ile gazino sahnelerinde boy gösteren çingene veya çingene olduğunu iddia eden ses yıldızlarıyla güncelleşti... Ancak düne kadar olduğu halde ''Çingene''liğini inkar eden, aslını söylemekten utanan kişilerin bugün çingene olduğunu iftihar ederek söylemesi toplumun bu özellik sahibi kişilere gösterdiği ilgiyle gelen maddi manevi kazançtı. Ünlü şarkıcıların bile sahnelerde çingene oyun havalarıyla göbek atmaları, sahne gösterilerine özel olarak ''Çingene gö...

Emel Sayın'ı Yeliz Mi Ayırdı?

Güneşli ve sıcak bir mayıs sabahı Suadiye'nin Şendurak Sokağında bulunan 16 numaralı apartmanın 8'nci dairesinin zilini çaldık... Basında çıkan yazılar ve ortalıkta dolaşan söylentilere göre Emel Sayın ile Selçuk Aslan'ın ayrılmaları an meselesiydi... Gerekçe olarak da Yeliz gösteriliyor ve deniliyordu ki: «Selçuk'la Yeliz arasında büyük bir aşk var»... SES Dergisi her olayda olduğu gibi, bu olayda da meselenin gerçek yüzünü verebilmek için bir süre bekledi ve sonunda Emel Sayın’ın kapısını çaldı... Zil sesinden kısa bir süre sonra, kapı açıldı. Pek çok kişinin «Emel Sayın çok perişan... Evinden dışarı adım atmıyor...» dediği Emel Sayın karşımızda duruyordu: «Hoşgeldiniz... Buyurun, içeri girin lütfen...» Henüz sabahın erken saatleri olmasına rağmen farklı görünüyordu Emel Sayın... Gülüyordu... Sabah kahvaltısını çoktan yapmış, erken kalkan kişilere öz bir rahatlıkla çivin içinde dolaşıyordu. Pek çok sanatçının yataklarından ancak öğleden sonra kalktıklarını ...