Ana içeriğe atla

Hülyalaşın

Önce sözümüz hanımlarını uzun saçlarıyla seven ve saçlarını kestirmemek için aile kavgası bile kopartan beylere.. Çünkü ünlülerin kuaförü Muammer Yaprakgül 1984 yazında hanımların saşlarının erkek gibi kısalacağını ama kadının dişiliğini kaybetmeyeceğini ünlü müşterisi Hülya Koçyiğit'e uyguladığı modellerde göstererek anlattı...
Garbo'lar ölmez...
Saçlarınızı ıslak ıslak tarayarak isterseniz piyasada kolaylıkla bulunan jelle karıştırarak jöleli saç modellerini uygulayabileceğinizi söyleyen kuaför Muammer’in Hülya Koçyiğit’in kendi saçlarına yaptığı “Vaklı” saç modeli 1930'lu yılların “Romantik küçük kadını”nı anımsatmıyor mu? Muammer Yaprakgül'e göre saçlarını kısacık kestiren hanımlarımızın ne dişiliğinden ne de abiyeliğinden bir kaybı olmayacak. Çünkü mizamplisiz fonsüz taranan saçlar bu yaz çok moda... Bu yüzden saçlarını kestirdikten sonra “abiye” olmama korkusu yok artık...
GELİN ÇİÇEĞİNDEN BİR TOPUZ...
Son yıllarda gelin çiçeği olarak bilinen “İberi”den hazırladığı bir topuzu Hülya Koçyiğit’in kısa saçlarına uygulayan kuaför Muammer hanımların “ahiye” olamayacaklarına dair bir korku duymayacaklarını bir kez daha gösterdi bu modelle. Hem yılın modası olan vaklı saçları kullanan, hem de küçük bir topuzu gelin çiçekleriyle süsleyerek romantik bir hava yaratan Yaprakgül’ün en çok bu modelim sevdi Hülya Koçyiğit...
KIZIL SAÇLAR SARI SAÇLARA GALİP...
1984 yılının ilkbahar ve yazında saç rengi olarak en çok kızıl ve sarı tonları moda Avrupa'dan esen kızıl rüzgarından etkilenen Türk hanımlarından bir ünlü sima da Hülya Koçyiğit saçlarını kızıla boyattıktan sonra dalgalı şekilde kestiren Koçyiğit’e kuaför Muammer in uyguladığı son saç modeli yine kısa saçlara yapılabilecek fiyonglu bir topuz. Topuzun içinden geçen kordelayı alında toplayan ünlü kuaför saç renkleri konusunda kızıl rengin sarı renge göre daha çok rağbet gördüğünü vurguluyor. Bu arada saçların uçlarına röflelerin de büyük ilgi gördüğünü belirten Muammer Yaprakgül bu modelleri hanımların kolaylıkla yapabileceğini söylüyor...
AŞK MERDİVENİ...

Yaz gelince akla gelen öncelikle deniz oluyor. Denizden çıkan kadınların artık saç yapma korkusu olmayacağını müjdeleyen ünlülerin kuaförü Muammer Yaprakgül modayı takip eden hanımların hiç düşünmeden saçlarını kısacık kestirmelerini tavsiye ediyor. Tabii kocalarından, sevgililerinden gelen uzun saç isteğini yenebilirlerse. Çünkü Muammer Yaprakgül kısa saçlara uygulanabilecek postijler ve örgülerle pratik modeller klasik topuzlar yaratabileceğini belirtiyor, örneğin bunlardan biri bir süre önce saçlarını yılın modasına göre kısacık kestiren Hülya Koçyiğit’e uygulanan beyaz fiyonglu örgü modeli... Bir yaz akşamı için beyaz romantizmi vurgulayan bu saç modeline Hülya Koçyiğit ''Aşk Merdiveni" adını taktı...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Fatma Girik'in Çıplaklıktaki Cömertliği

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi sinemaya da muhtelif yollardan gelinir; gelenlerin çoğu şöhret olup bol paraya kavuşma hayalini içlerinde bir virüs olarak taşıyarak silinip kaybolurlar, bir kısmı daha ilk edimini attığında önündeki bütün kapıları ardına kadar açık bulup zahmetsizce merdivenleri tırmanır; kimi dert çeker, çile çeker ama, direnir, şansını bekar. Şans günün birinde ona gülünce her şey birden ışıldar, şan, şöhret, para, hayranlar onun olur... Fatma Girik’i hangi sınıfa sokabilirsiniz. Bize kalırsa bu klasik sınıflamanın dışındadır Yeşilçam’ın mavi gözlü, açık sözlü Fato’su... Dışındadır, çünkü o şöhret olmak için çile çekmemiştir. Evet, sinemaya figüranlıkla başlamış, «Günahkar Baba» da, «Beş Hasta Var» da figüranlık yapmıştır, ama birden başrole fırlamış ve bir daha oradan aşağıya inmemiştir. Ama ne var, biliyor musunuz? Fatma Girik 'in asıl çilesi o zaman başlamıştır. Yeşilçam'da kadın yıldız öpüşmez, soyunmaz, makyajsız kamera karşısına geçmez, İstanb...

Olimpiyat Modası Türkiye'de

Modanın ne zaman, nereden, nasıl çıkacağı hiç belli olmuyor. Bir bakıyorsunuz Arap çöllerinin kızgın kumu etkiliyor stilistleri, bir bakıyorsunuz Anadolu'nun eşsiz uygarlığı. Uzakdoğu'dan esen Japon rüzgarını Amerika, yenisini üstlendiği dünya olimpiyatının ilgisiyle göğüslemeye çalışıyor. Maskotundan şapkasına, tişörtlerinden mayolarına, hatta ve hatta günlük giysilere kadar benimsenen olimpiyat modasında Amerika bu kez mayoya yani yüzme sporuna ağırlık verdi. Amerika'nın ünlü yüzücülerinin lanse ettiği mayoları, ülkemizde ilk kez uygulayan TEN mayolarının zengin koleksiyonunu da bir sporcu kadar, jimnastik çalışan balerin, film yıldızı Çiğdem Tunç lanse etmeye başladı. Dansı bıraktığını açıklayan, ancak başrollerden birini aldığı bir müzikalde dans edebileceğini dile getiren Çiğdem Tunç, bundan böyle yeniliklerin öncüsü olmak için çaba harcayacağını belirtiyor. -''Gencim, güzelim ve yetenekliyim. Bugüne kadar hep karşılık beklemeden yaptım her işimi. Ama bu...

Ceyhan Cem'den Büyük İddia

Selçuk Ural'la beraberliğimiz 1966 Aralık ayında başladı. Daha önce de arkadaştık ama, sadece gezip tozuyorduk. Ne o bana, ne ben ona karışırdık. Bir gün bana Bütün erkek arkadaşlarla ilgini keseceksin. Filmleri bırakacaksın... Gazetecilere, artistlere selam vermiyeceksin dedi. Beni apayrı bir insan yapmak istiyordu. "Bunu zaman gösterir" diye teklifini kabul ettim. Bir arkadaşın evinde kalıyorduk. O Batı Kulüp'te çalışıyordu. Maddi vaziyetimiz iyi değildi. Arabasını satması o sıraya rastlar. Sonradan benim yüzümden sattığını söylemiştir ki, bu doğru değildir. Borcunu ödiyemediği ve şıklığa fazla düşkün olduğu için satmıştır. Bir süre sonra çalışmağa Ankara'ya gitti. Para yollıyacağını söylediği halde sözünü tutmadı... Kavgalarımız bir türlü bitmedi. Günün birinde bana evlenme teklif etti. "Birbirimizi tanımıyoruz... Daha ileride" dedim. Kurtuluş’ta bir ev tuttuk.Bütün istediklerimi almağa başladı. Israrla benden çocuk istiyordu."Gözü, duda...

Olay Kadın Christine Haydar

Milli gelinimiz Christine Haydar , uzunca bir süredir ilgileri üzerinde topluyor. Christine Haydar denildiğinde herkes farklı şeyler düşünüyor haliyle... Tarihe düşkün olanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun son zamanlarını hatırlayıp, çöküşün neden bu kadar şiddetli olduğunu keşfediyorlar. Tarihle arası hoş olmayıp da, gazino sahnelerinde kadın vücudunun inceliklerini araştırmayı tercih edenlerin aklına ise, güzel ve düzgün vücutlu bir kadın düşüyor. Beş parmağın beşinin de bir olmayacağına göre, değişik renk ve zevklerden hoşlanan insanların Christine Haydar adını duyduklarında değişik şeyler düşünmeleri, hatta bazı düşüncelerini çok ileri noktalara götürmeleri de olağan bir durum. Milletin hayal dünyası torba değil ki büzesin! TARİHİ KÖKEN Aslında Christine Haydar'ın şöhret yolu tarihi kökeni sayesinde açıldı... Türkiye'de herkes Christine Haydar'ın hangi «Haydar Paşasnın gelini olduğunu bilimsel metodlarla araştırırken, Avrupa dergileri paşaları atlayıp Christine...