Bırakın
dikkatli bir okuyucu olmayı, gazete manşetleriyle aranızda şöyle
bir dostluk varsa bile şimdi vereceğimiz haber karşısında
şaşıracak, başınızı iki yana sallayıp, «Allah, Allah!»
diyeceksiniz. Haberimiz şu: AJDA PEKKAN CÖMERT BAYKENT’LE
YILDIRIM NİKÂHIYLA EVLENİYOR. Böylesine şimşekli bir aşkın
yıldırım nikahıyla sonuçlanması normal olmasına normaldir ama,
manşetlere çıkan bunca olaydan sonra böyle bir «sona»
ulaşılması anormaldir aslında. Neyse, biz şimdilik meselenin o
yanını bırakıp şu andaki duruma bakalım: Efendim, iki yıldan
beri adları beraber anılan Ajda Pekkan ile Cömert Baykent bu
satırların yazıldığı anda ağır aksak, fıstıki makam evlilik
hazırlıklarına başladılar. Bize söylediklerine göre siz bu
satırları okurken onlar evlenmiş ve Fransa’ya gitmiş olacaklar.
Ama bu yukarıda yazdıklarımızın gerçekleşme payı,
gerçekleşmeme payıyla aynı orandadır. Yani şu andaki durum
akşama sabaha değişebilir. Pazartesi kavga edip ayrılırlar, salı
günü Ajda «eyleme geçer», çarşamba günü Cömert «fiili
durum» yaratır, perşembe sulh aktedilip, cumaya evlenebilirler de.
Çünkü ne de olsa konumuz Ajda’dır ve «erenler» gibi Ajda
Pekkan’ın da sağı solu pek belli olmaz...
14
nisan 1971 çarşamba günü Günaydın gazetesi manşette bir haber
verdi. Manşet son derece net ve açıktı: «AJDA PEKKAN CÖMERT’İ
DÖVDÜ» Sayfada 3 resim vardı. Resimlerin ilkinde Ajda dişlerini
sıkmış, sille tokat eyleme geçmişti. İkinci resimde genç bir
adam Ajda’yla Cömert’i ayırmaya çalışıyordu. Üçüncü
resimde de kolları tutulan Ajda tekmeyle işi «idare» etmeye
çalışıyordu. Ertesi gün aynı gazete, Ajda’nın tırnaklarının
izlerini taşıyan Cömert Baykent’in bir resmini «Cömert bu hale
geldi» başlığı ile yayınlarken «İnci» de «695 günlük
romanın kahramanları Ajda ve Cömert Paris’e gidemeden ve
evlenemeden ayrıldılar» diye başlık atıyor, ama «Aşk
tefrikası bitti mi?» şeklinde bir soruyla ihtiyatı elden
bırakmıyordu. Aynı gün, bir başka gazetede, onlarla ilgili bir
başka haber daha vardı. Hürriyet, Ajda’dan ayrılan Cömert
Baykent’in şarkıcı Gökben’le ilişki kurduğunu yazıyordu.
Aradan bir 24 saat geçti ve «Günaydın» bu defa okur önüne
şaşırtıcı bir başlıkla çıktı: «Ajda Pekkan’la Cömert
Baykent barışmışlardı.» Gazete iki sevgilinin sarmaş dolaş
resimlerini yayınlıyordu.
Bugüne
kadar Ajda Pekkan’la Cömert Baykent’in kaç defa darılıp kaç
defa barıştıklarının hesabını çıkarmak için insanın hesap
uzmanı olması lazım. Biz şimdi bu açıdan kesin bir bilanço
veremiyeceğiz sizlere, ama hatırladığımız iki «ayrılığı»
da yazmadan edemiyeceğiz. Cömert Baykent bir ara Füsun Ünal’la
«hissi ve ulvi» bir ilişki kurmaya niyetlenmiş, Ajda Pekkan bunu
sezince kızılca kıyamet kopmuş, sonunda kabak Füsun Ünal’ın
başına patlamıştı. Ajda ile Füsun o gün bugün aynı kulüpte
çalışmazlar. İkincisinde başrolü diğer taraf — yani Ajda —
oynadı ve mimar Suat Selçuk’la ilişki kurdu. O zaman da ortalık
bir daha karıştı. Sonunda olaya esrarengiz bir şekilde «dahil
olan» Suat Selçuk aynı gizlilik içinde ortalıklardan çekildi ve
bizimkiler yine başbaşa kaldılar.
Bu,
üçüncüsünde olay daha firaklı. Bu defa da araya Gökben adlı
bir taze şarkıcı girdi. Yani Ajda’nın Cömert’in üstüne
saldırmasının sebebi Gökben, Cömert’in Gökben’le Hürriyet
gazetesinde yayınlanan resimleri... İşin gerçeği de şöyle:
Ajda ile Cömert ayrılmışlar. Bu arada Cömert’e gelip, «Bu
gizli kalsın şimdilik... Ajda halen İstanbul'da çalışıyor.
Böyle bir haberin duyulması durumunu sarsar,» demişler. Bu yüzden
ikisi de olayı gizlemiş. Aradan birkaç gün geçmiş. Bu arada
eski fulbolculardan Şeref Has, Cömert’e «Gökben adlı yeni bir
şarkıcı var. Onunla ilgilenir misin, menejeri olur musun?» demiş.
O da gidip çalıştığı yerde Gökben'i dinlemiş. Oturup
konuşmalar, anlaşmışlar (Galiba bu arada Cömert, Gökben’e
«Seni meşhur edeceğim. Bir numaralı şarkıcı olacaksın» falan
da demiş). Ertesi gün buluşmuşlar, berbere gitmişler, çeşitli
saç tuvaletlerini denemişler. O sırada Ajda telefon etmiş
Cömert’e. Cömert de, «Akşam 19.30'da gel, beni al,» demiş.
Ama işi daha erken bitince «O geleceğine ben gideyim» demiş ve
saat 17 civarında Ajda’nın Etiler’deki evine gitmiş. (Biraz
sonra kavga patlayacak) İçerde Durul Gence, ile birkaç kişi daha
varmış. Ama Cömert yoldayken biri telefonu açıp Ajda’ya
Cömert’le Gökben ilişkisini — belki aynen, belki bire bin
katarak — anlatınca kıskançlığı maksimumda olan Ajda’nın
tepesi atıvermiş. O parçalayacak adam ararken Cömert kapıyı
çalmaz mı? İşte o andan sonra Allah’ını seven tutmasın
Ajda’yı. «Dişi bir kaplan gibi» saldırmış yâr-ı
vefakârının üzerine... Tırnaklarını geçirmiş yüzüne.. Bir
maç ki, Clay - Frazier arasındaki bile böylesine firaklı olmadı.
Sonra... Hiiiç, sonra da barışmışlar işte, hatta evlenmeye
karar vermişler. Şaşmayın dostlar, fiyatların yüksekliğine,
zamlara falan aldırmayın. Geçim indeksi günden güne artıyor
ama, bu arada «aşk» ucuzluyor, gitgide sevda bayatlıyor, flört
kokuşuyor!...
«YILDIRIM
NİKÂHI» OLACAK MI?
Ajda
Pekkan ile Cömert Baykent’e bakarsanız olacak, ama işi öylesine
hafife alıyorlar ki, emin olmanıza imkan yok. Mesela Cömert bu
konuda epey düşündükten sonra eline verdiğimiz kalemi kağıda
yanaştırıyor ve şunları yazıyor: «İki yıllık beraberliğin
normal sonucu, evliliğimiz ve mutluluğumuzdur.» Hani «Hamama
giren terler,» gibi... Buna mukabil Ajda Pekkan alıyor eline kalemi
ve hayır, «başına geleni» değil, aklıa geleni SES okurlarına
şöyle açıklıyor: «Şayet son dakikada, nikah masasında «hayır»
demezsem, galiba evleniyorum. Herkese elveda». Hani biz pek emin
değiliz ama, Ajda’da öyle, o da pek emin değil ki «evleniyorum»
demiyor, «Galiba evleniyorum» diyor. Biz de ikinci el olarak size
olayı aktarıyoruz. Evet Ajda Pekkan’la Cömert Baykent galiba
evleniyorlarmış.
Ajda
bize bu kararı açıkladıktan sonra bir de espri yaptı:
«Gelinliğimin bir ucunu Gökben’e, bir ucunu Füsun Önal’a
tutturacağım,» dedi. Ama bize kalırsa Ajda ile Cömert’in
evleneceklerine dair haber üzerine en gerçekçi espriyi foto
muhabiri Erol Dernek yaptı. Konuşmaları dinledi, dinledi ve
dayanamayıp patladı:
-
«Sen Hatice’ye değil neticeye bak!..»
Ajda
Pekkan’la Cömert Baykent’in evleneceklerine dair haber çok
kişiyi sevindirmiştir muhakkak. Gerçekleşirse çok kişi onların
mutluluğunu paylaşacak, postacı eve mutluluk telgrafları
taşıyacaktır şüphesiz. Ama arada, bir üzgün kişi var. Genç
şarkıcı Gökben: «Benim bir menecere ihtiyacım vardı. Cömert
beyle bu konuyu görüştük sadece. Yaşça benden çok büyük,
babam olacak kadar... Bu görüşmenin başka şekilde
anlaşılmasından korkuyorum,» diyor.
20
mart 1971 tarihli mecmuamızda yayınlanan «Ajda bu, işine akıl
sır ermez» başlıklı röportajı okuyan okurlarımız sanıyoruz
bu durum karşısında bize bir defa daha hak vermişlerdir. Evet
durumu en iyi bu başlık anlatıyor: Ajda bu, işine gerçekten akıl
sır ermiyor. O kadar ermiyor ki, ikisi de yıldırım nikahıyla
evlenip çarşamba Fransa’ya «evli olarak» gideceğiz dedikleri
halde, nikah işlemleri için beraberce Şişli Evlendirme
Memurluğu’na gittikleri halde ve nihayet SES okurlarına kendi
elyazılarıyla evleneceklerini bildirdikleri halde, biz size şu
gün, şu saatte, şurada evlenecekler diyemiyoruz... «Onlar ermiş
muradına, biz çıkalım kerevetine» derler ya, kerevete çıkmak
kolay, iş ki onlar evlensinler!..(diğer haberler için aşağıdaki
linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder