Sinema
ve sosyete skandallarının İstanbul'dan başka yerlerde patladığı
pek görülmemiştir. İlk defa bu gelenek birkaç gün önce
Erzurum'da kopan bir skandalla bozulmuş oldu. Bu Doğu kentine dört
film çevirmek üzere giden sinema yıldızları arasında baş
gösteren olaylar, büyüyerek bir skandal halini aldılar...
Skandala adları karışan artistlerin bir kısmının Erzurum'dan
İstanbul’a dönmeleriyle duyulan ve bütün Yeşilçam'ı kaplıyan
olayları herkes kendisine göre yorumladı... Kimse suçu üzerine
almak istemedi. Kimi henüz perdede çok yeni olan sarışın bomba
Sevinç Pekin'in filmin jönü yine yenilerdenSalih Güney'le kaldığı
Şehir Palas Otelin'de başbaşa bir gece geçirdiklerini, kimi
karakter oyuncusu Necdet Çağlar'ın, Sevinç Pekin'in odasına
girmek, istediğini iddia etti... M. Ali Akpınar'ın da, bir başka
skandala sebep olduğu ileri sürüldü... Sevinç Pekin hiç
kimseyle bir odada kalmadığını, iftiraya uğradığını söyledi
... Çıkarılan söylentilerin acaba hangisi doğruydu ? Filmin
sahipleri ise olayların büyütüldüğünü, mübalağaya
kaçıldığını belirttiler... PAZAR bu sayfalarda, olayın
kahramanlarının neler söylediklerini, hiç bir yorumda bulunmadan
okuyucularına sunmaktadır...
SEVİNÇ
BEN KİMSEYLE SABAHLAMADIM DİYOR
Son
günlerin en büyük skandal bombası Yeşilçamda değil de,
İstanbul'dan binlerce kilometre uzaktaki Erzurum'da patladı... Sesi
de Erzurum'dan daha çok İstanbul'da işitildi bombanın. Skandalin
ardından öyle çeşitli söylentiler çıktı,öyle birbirini
yalanlıyan olaylar anlatıldı ki, duyanlar hangisine inanacaklarım
şaşırdılar.
Bombanın
menşei, son zamanlardaki hadiseli filmlerin yapımcısı Dadaş
Film'di. Ayfer Feray'ın yandığı, Yılmaz Güney'in Urfa'da tevkif
edildiği filmleri yapan Dadaş'lar, Erzurum'da skandala sahne olan,
filimlerin de sahibiydi.
Sahipleri
Erzurum'lu olan Dadaş Film'inbu şehirde sinemaları, plâto olarak
kullanılmıya elverişli yerleri vardı. Bir çok kahramanlık ve
köy filmlerinin, tabii dekorlar arasmda, mağaralarda çekilmesi
gerekiyordu. Bu çeşit yerler Erzurum'da fazlasiyle vardı. Üstelik
plato masraflarından da kurtulacaklardı. Bunu düşünen Dadaş
Film, programında bulunan 4 filmi çekmek üzere 30 kişiyi aşan
kalabalık bir film ekibini Erzurum'a yolladı... Rejisör Nuri
Akıncı yönetimin de çalışacak ekibin içinde Salih Güney,TijenPar, Nuran Aksoy. Necdet Çağlar, Tuncer Kurtiz. M. Ali Akpınar,
Sevinç Pekin gibi sanatçılar vardı... Çevrilecek filmler "Kır
Atlı Efe'', "Karacaoğlan", "Kanunsuz Dağlar",
"Toprak Kavgası" idi...
Ekip
Erzurum'da "Kır Atlı Efe"yi bitirip "Karacaoğlan"a
başlayınca skandal da patlak verdi. Ekipten bazı artistler
İstanbul'a dönüyor, onların dönüşüyle birlikte çeşitli
söylentiler, dedikodular ve etrafa yayılıyor,'kulaktan kulağa
manasını değiştirerek etrafa yayılıyordu...
Önce
M. Ali Akpınar dönmüştü Erzurum'dan. Ardından Necdet Çağlar...
Sonra da Sevinç Pekin... Dedikodular daha çok bu son dönenlerin
üzerinde toplanıyordu. İki yıldan beri ünlü jönprömiyelerin
bulunmadığı yerlerde başrollerde oynatılan Salih Güney ile
şöhretin yolunu skandallarda ariyan ve bir iki başrolde oynamış
Sevinç Pekin skandalin kahramanı gösteriliyordu...
Erzurum'dan
İstanbul'a dönen film ekibinden Necdet Çağlar'a göre Salih
Güney'le Sevinç Pekin, Şehir Palas Otelinde bir gece ayni odada
kalmışlar ve otel idaresinin ikazıyla erkek kendi odasına
geçmişti. Mutaassıp bir şehir olan Erzurum'da Sevinç Pekin'in
daracık bir pantolonla sokaklarda gezinmesi zaten dedikodulara sebep
olmuş, bu yüzden film amilinin sık sık ihtarlarına maruz
kalmıştı. İki artistin bir odaya kapanmaları dedikoduları
büsbütün alevlendirmiş ve bu yüzden Sevinç Pekin'le Salih Güney
Dadaş Film tarafından İstanbul'a geri çağırılmışlardı...
İkinci
olay M. Ali Akpınar tarafından çıkarılmıştı.Bir gece saat 2-3
sıralarında Nusret Camgöz ve Enver Dönmez'le beraber yattıkları
odaya gelen M. Ali Akpınar içkinin tesiriyle, arkadaşlar mı
çalman bir miktar parasından dolayı suçlamış ve bunlarla kavga
etmişti. Rakip bir firmanın sinemasında gösterilen bir filminin
galasına giden M. Ali Akpmar'm bu hareketi, Dadaş Film tarafından
iyi karşılanmamıştı. Sette nazı huzursuzluklara daha sebep
olduğu iddia edilen M. Ali Akpmar da, daha çevrilecek 3 filmde
oynıyacağı halde İstanbul'a geri yollanmıştı...
İstanbul'a
gelen artistlerden biri de perdenin "Kötü Adam"ı Necdet
Çağlar'dı... İki filmde oynayan Necdet Çağlar, Salih Güney'in
ayrılmasından sonra çevrilecek filmlerde yapılan rol
değişikliğinden sonra Tuncel Kurtiz'in emrine girmeyi kabul
etmemiş ve geri dönmüştü.
SEVİNÇ
PEKİN'İN ANLATTIKLARI
İşte,
olayın yankıları bütün şiddeti ile Yeşilçamda devam ederken,
skandal olarak vasıflandırılan hadisenin bir numaralı kahramanı
Sevinç Pekin de, evinde bütün dedikodulardan uzak günlerini
geçirmekteydi. Bu konuda Pekin'le konuşan PAZAR yazarına,
sinemanın iddialı olan ikinci derecedeki kadın artisti:
-
Bütün bunlar, istediğini elde edemiyen bir karakter aktörünün
çıkatttığı, dedikodular, diyordu. Erzurum'da kaldığımız
sürece hiç yanımdan ayrılmıyan bu uzun bıyıklı aktör, bütün
didinmelerine, hatta gizlice odama girmeye çalışmasına rağmen,
hiç bir şey elde edemediği için fazlası ile sinirlendi ve bunu
bir gurur meselesi yaparak, İstanbul'a dönüşünde bazı
gazetelere yalan beyanatlar verdi. Oysa onun Erzurum'dan esas ayrılış
sebebi, oynıyacağı rolün Tuncel Kurtiz'e verilmesiydi. İşte bu
bardağı taşıran son damla oldu ve bu sözde arkadaşımız,
aleyhimizde türlü dedikodular çıkarttı...
Sevinç
Pekin, Erzurum'da kaldıkları 10 gün boyunca, hemen herkesin onu
kıskandığını, hatta yarısını kendi cebinden ödediği,
banyolu otel odasının bile söz konusu edildiğini, sıkıntı dolu
bir ifade ile anlatıyordu. Nihayet Salih Güney'le aynı odada
yakalanmaları meselesine değinerek :
-
Hayatımda böylesine iğrenç bir dedikodu duymadım, dedi. O gece
Salih, içkinin dozunu biraz fazla kaçırmıştı. Tam yatmaya
hazırlandığım sırada odamın kapısı çalmdı. Açtığım
zaman bir de ne göreyim? Salih zorla ayakta durmuyor mu? Onu hemen
içeri aldım ve sızacağmı bildiğim için yatağıma
yatırdım.Sonra da kapıyı dışarıdan kilitliyerek yandaki odaya
geçtim. Bir süre sonra, prodüksiyon amiri olan Abdullah Ataç,
benimle konuşmak istediğini ve odama gitmemiz gerektiğini söyledi.
Oysaki bizim odaya girmemize imkan yoktu. Çünkü Salih hala içeride
yatıyordu. Bin bir güçlükle, Abdullahı bir başka odada
konuşmaya ikna ederek, hemen benim odamın yanındaki odaya geçirdim
Konuşmamız bittikten sonra da, bir ışıkçıya anahtarı, verdim
ve Salihi benim odamdan çıkartmasını söyledim. İşte bütün
olup biten bundan ibaret...
Böylece
sıralıyordu, Erzurum skandalini Sevinç Pekin. Olan biten herşey
bir karakter aktörünün hayalinde yarattığı dedikodudan
çıkmıştı. Gerçekle de en ufak bir ilgisi yoktu. Bu arada
İstanbul'a dönüşünü, Dadaş filmin kendisi ve Nuran Aksoy ile
aynı film için başrol mukavelesi yaptığı, neticede de "Kanunsuz
Dağlar" filminde Nuran Aksoy'un oynaması ile dönmek zorunda
kaldığı şeklinde anlatıyordu, Pekin... Ancak bütün bunlara
rağmen, gerçeğinme olduğu kimin basıldığı veya kimlerin hangi
menfaatler için yalan söylediği Erzurum'daki ekip İstanbul'a
döndükten sonra anlaşılaçaktır...
PRODÜKTÖR
NE DİYOR
"Olayların
mahiyetini tam olarak bilmiyorum... Anlatanlar bunları kendi
çıkarlarına göre değerlendirdiklerinden ortaya birbirini
tutmayan söylentiler çıkıyor.
Bu
çeşit olaylar her yerde, her zaman çıkabilir. Bizimkinde muhakkak
ki, mübalaa payı büyük olsa gerek... Olaylardan dolayı şu veya
bu artisti işten attığımz, İstanbul'a geri getirttiğimiz doğru
değildir. Nitekim olayın kahramanı diye gösterilmek istenen Salih
Güney halen Erzurum'dadır. Kendisiyle iki film anlaşması
yapmıştık, ikinci filmi yeni bitirdiği için bugünlerde geri
dönecektir. Sevinç Pekin'e gelince. Bununla da iki anlaşma
yapmıştık. Nuran Aksoy'la müşterek durumları vardı . Fakat
ikisi de baş oynamak istediklerinden anlaşamadılar. Sevinç döndü,
Nuran kaldı. Sevinçin dönüşü, onu işten aldığımız anlamına
gelmemeli Bugünlerde çevireceğimiz bir filmde onu yine
oynatacağız. M. Ali Akpınar olayı ise maalesef doğrudur ve
bundan büyük üzüntü duyduk...(diğer haberler için aşağıdaki
linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder