Ana içeriğe atla

Brian Epstein İntihar Etti

Beatles topluluğunun 32 yaşındaki milyoner meneceri Brian Epstein'ın ölümündeki esrar aydınlandı. Pop müziği dünyasının bu genç kralını — anlaşıldığına göre — yalnızlık ve aşk öldürmüştür.
Ölümünden önce bir gazeteci ile yapmış olduğu mülakat ve yazmış olduğu bir kitap şimdi her şeyi gün ışığına çıkarıyor.
Epstein, mülakatında büyük bir itirafta bulunuyor: «Hayatta evlenmek istediğim tek kadını bir başkasına kaptırdım» diyor. Epstein, Rolling Stones topluluğun solisti Mick Jagger'in sevgilisi Marian Faithfull'u sevdiğini söylemiştir. Ayrıca kendisini intihara kadar sürükleyen diğer sebep sonsuz bir yalnızlık içinde bulunuşu olmuştur.
Hayatta hiç evlenmemiş olan Epstein aynen şöyle demiştir: «Hayatımda evlenmeyi çok istedim. Fakat evlenmek arzusunu duyduğum tek kadını, bugün arkadaşım Mick Jagger kapmıştır. Marian Faithfull'u çok seviyorum. Onun gibi bir insan hayatımı baştan başa değiştirebilirdi. Ama ne yazık ki geç kaldım. Bu konuda talihsizim.»
1967 ağustosunun 27'nci günü, Londra'daki evinde uşağı tarafından ölü bulunmasından sonra meydana çıkan kitabında Brian Epstein, hayatının ve mesleğinin başka sırlarım anlatmaktadır: «Utanılacak bir şey de olsa, eğer doğru ise, hayatımın herhangi bir safhası hakkında yazılanlardan gocunmam. Doğruluğu bu kadar severim.» diyor.
Epstein bu doğruluktan yalnız bir kere ayrılmıştı. Beatles topluluğu ile bir LSD partisine katıldığı hakkmda bir gazetede yazılanları inkâr etmişti. Oysa bu iddiayı ileri süren gazete, kendisinin kaçakçılarla temasını tespit etmiş ve 100 sterlinlik bir LSD pazarlığında konuşulanları teype almıştı. Epstein bunu bilmeksizin, avukatları vasıtasıyle gazeteye tekzip göndermiş ve bir daha bu konuya değinmemelerini istemişti.
Bununla beraber vicdanımn sesini susturamamış ve çok sevdiği Beatle'lardan Paul McCartney'in, LSD kullandığını itiraf etmesi üzerine birkaç gün geçince, o da «Beş defa LSD kullandığını» açığa vurmuştu.
Epstein, Beatle'lardan kazandığı 22 milyon sterlin gibi muazzam bir serveti bankalarda yatıp dururken, erişmiş olduğu başarıdan âdeta sıkılmaya başlamış ve topluluğu başkasına devretmeyi bile düşünmüş. Bakın Epstein daha neler yazmış:
«Bilmiyorum Shakespeare mi, yoksa Ringo Starr mı söylemiş? 'Bu iş bir gün eğlence olmaktan çıkarsa ben de bırakırım' demiş. Kim söylemiş olursa olsun, ne demek istediğini anlıyordum. Ben de Beatles topluluğunu bırakmak derecelerine gelmiştim. Fikrimi arkadaşlara açtığım zaman başta Paul McCartney olmak üzere 'Sen bizi satıyorsun. Biz de tası, tarağı toplar ve yarından tezi yok, bu işten vaz geçeriz,' dediler.»
Brian Epstein, onların bu tepkisinden duygulanmış ve eskisi gibi iş birliğine devam etmeye karar vermişse de, bir türlü rahat edememiş, içine düştüğü yalnızlıktan kurtulamamıştır.
«Yorucu çalışmalar sürüp gidiyor, gittikçe çoğalıyor, korkunç bir hastalık gibi ilerliyordu. Benden daha çok çalışan ve yıpranan bir insan düşünemiyordum... Bir plağın satışı iyi gitmese, ya da bir teşebbüs aksayacak olsa, acısını en çok ben duyuyordum. Büyük sorumlu kendimi sayıyordum. Beni ilgilendiren artık para değil, herhangi bir başarısızlığa uğramaktı.»

Aşk, yalnızlık, başarısızlık korkusu, kendisine yük olmaya başlayan bir servet ve hayatındaki büyük boşlukları doldurabilmek için uyuşturucu zehirlere baş vurduran müthiş bir ruh çöküntüsü, Epstein'ı kendi yarattığı müzik dünyasından silip götürdü...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Rol Yapmayı Unutmuşlar

İki yıla yakın süredir gazino sahnelerinden ve film setlerinden uzak kalan Meral Zeren kendisine, çalışma izni vermeyen parasal aşkından koptuktan sonra fiziki bir değişimle ortaya çıktı. Önce assolist olarak sahnelere döneceğinden ardından plak çalışmalarını hızlandıracağından söz eden güzel yıldız birde baktık ki geçtiğimiz günlerde söylediklerinin tersine önce film, setlerine dönüş yapıvermiş. Başrol de olsa pek öyle iddialı bir yapım olamayan filmin setinde Zeren'i gördüğümüzde yanında kendisi gibi setlerden uzak kalan eski bir film yıldızı daha vardı. Fazla kilolarını attığını söylemesine rağmen yine de hayli tombiş sayılan Ayşen Cansev 'den başkası değildi bu yıldız. Filmin erkek oyuncuları ise Yusuf Sezgin ile Salih Kırmızı idi. Yani filmcilerin tabiri ile dördünü biraraya getirseniz ancak işi kurtarır dedirtecek cinsten bir kadro ile çekime başlanmıştı.. Yavuz Film adına çekilen ve yönetmenliğini Yavuz Özışıklar'ın üstlendiği filmin çekim programı her yönüyle güze...

Kartal Tibet'in Hayranlarının Sevgisi

Sinema yıldızlarının oturduğu semtlerin posta müvezzilerine Allah sabırlar versin. Öyle ya, onlar muhakkak ki meslekdaşlarından hem daha çok çalışmakta, hem de daha çok yorulmaktalar. Üstelik sadece her Allahın günü o yıldızın» evine 50 ile 100 arasında değişen mektup taşısalar gene iyi, arada «hayranlardan gelen hediyeler» de var.. Geçenlerde Bebek’e gitmiştik. «Hazır gelmişken bir de Kartal Tibet'e uğrayalım,» deyip Arif Paşa yokuşuna saptık. Ayağımız uğurlu mudur, nedir? Biz girdikten sonra kapı kısa aralarla çalınmaya başladı. Önce Gündüz hanımın ahbapları geldi, peşinden Kanat için ısmarlanan oyuncakları getiren adam ve peşinden mahallenin emektar müvezzii... Kartal Tibet kucağında büyük bir mektup tomarıyla yanımıza geldiği zaman dikatimizi hemen zarfların arasında göze çarpan bir paket çekti. Bir «Kartal Tibet» hayranı tutmuş, okuyup çok beğendiği «Kopuk Takımı» adlı kitaptan bir tane daha alıp hayranı olduğu yıldıza göndermişti. Bu, bizim aklımıza bir konu getirdi: A...

Sema Yardımcı İntikam İçin Assolist Oldu

Gazino sahneleri genç bir assolist daha kazanıyor... Üstelik bu assolist nikah masasından gazino sahnelerine transfer olan 21 yaşında taptaze bir bakire... ŞEY, genç kızlara ibret olacak bir evlilik dramını gün ışığına çıkartırken, adı önümüzdeki günlerde gazino neonlarının tepesine yazılacak Sema Yardımcı’yı da bir filmlik ve fotoromanlık deneyimine rağmen ilk kez tanıyacaksınız... Günlük gazetelerde çok okuduk “Bahtsız gelin” haberlerini. Ama böylesine ilk kez rastladık. Adını fotomodel - manken olarak duyurmaya çalışan bir kız gazino çevrelerinde “Assolist” olarak konuşulurken duyulmamış bir sosyete skandalı ortaya çıktı. Ünlü bir armatör ailesinin denizci oğlu Feyzi Oskay’ın nikah masasında bırakıp kaçtığı Sema Yardımcı’nın intikam uğruna assolist olmaya karar verdiği gazino çevrelerinde günün konusu şimdi. İlk sınavını Maksim Gazinoları’nda vereceği söylenen Sema Yardımcı’yı sahne tuvaletlerini diken ünlü modacı Gürna Çapa’nın yanında bulduk. Önceleri hiç konuşmak istemeyen “...

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu ...