İstanbul
sosyetesinin en şık ve kibar hanımlarının doldurduğu
Beyoğlu'ndaki Vili Kuvaför salonuna, uzun boylu, herkül yapılı
genç bir adam girip, kırıta kırıta yürümeğe başlayınca,
kadınlar arasında önce bir fısıldaşma, sonra gülüşme oldu.
Yakışıklı
adam, başını iki yana çevire çevire etrafına gülümsemeyle
kıskandırma arası bir bakışla bakıp, kadınlan süze süze
gidip onların aralarına kurulunca, şesuvarın altından başım
uzatan şık bir hanım:
-
Aaaa!.... Adnan Pekak'a bak... Kadın gibi saçını yaptırmağa
geldi. Deyince gülüşmeler büsbütün arttı. Kadınlar
birbirlerine eğildiler. Kaşlariyle gözleriyle, çeneleriyle
kırıtan adamı birbirlerine işaret ederek yine fısıldaştılar,
gülüştüler. Gıdıklanmış gibi sesler çıkardılar.
1.87
boyundaki 77 kilo ağırlığındaki yakışıklı adam, bu sözlere
oralı bile olmadı. Boş bulduğu bir koltuğa, hiç istifmi bile
bozmadan kuruldu. Bu işlere alışık olduğu o kadar belliydi ki...
Başucuna üşüşen kızlı erkekli berber kalfalarına, kırk
yıllık aşinaymış gibi iltifatlar yağdırdı. Kalfalar,
birbirleriyle yarışırcasına, kadın berberinin erkek müşterisinin
başım masaj yaptılar, saçma forma verdiler. Sonra o Koskoca
şesuvarın tasının altına soktular başını...
Herkül
yapılı yakışıklı adam, kadınlar m arasında, bir yeni gelin
gibi sessiz sedasız süzülürken, manikürcü kızlardan biri,
hemen maniküre başlamıştı bile... Bu manzaraya gülmekten
kırılan hamlalardan biri:
-
Aaaa!... Adnan Pekak'a bak! Kadın gibi manikür yaptırıyor...
Dedi. Bu sözlere kadınlar yine fısıldaştılar, gülüştüler.
Herkül yapılı adam yine oralı bile olmadı... Sigarasını
tellendirdi, kadınları süzdü.
Manikür
bitince sıra pediküre geldi... Genç adamın yüksek ölçeli
ayakkabıları, ince simli siyah çorapları çıkarıldı. Bir ayağı
pedikür leğenine,öbür ayağı pedikürcü kızın kucağına
kondu... Manikür takımının bütün aletleri, şarkıcının 43
numara ayağının parmakları üzerinde gezindi durdu...Tırnaklar
temizlendi, düzeltildi, törpülendi, cilalandı, kurulandı. Kuaför
salonundaki bütün kadın müşteriler, dedikoduyu bırakıp, bu
manzarayı film seyreder gibi zevkle, merakla seyrettiler. Sonra
bunlardan biri dayanamadı:
-
Aaaa!.. Adnan Pekak'a bak. Kadın gibi pedikür yaptırıyor...
Deyiverdi. Genç adam yine istifini bozmadı. Bir süre sonra
pedikürcü kıza dönüp:
-
Ne var bunda acayip kaçan Gülserenciğim? Şu kadınlar da amma
egoist oluyorlar. Herşeyi kendileri yapsınlar istiyorlar... Biz
erkeklere hiç bir şey bırakmıyorlar. Hem pedikür gayet sıhhf
bir şey... Mümkün olsa da bütün erkekler pedikür yaptırsalar.
Diye mırıldandı.
Hanımlar
bu sözleri duydular, yine fısıldaştılar, yine gülüştüler.
Kendilerine aylarca sürecek bir dedikodu çıktığı için de gayet
mutlu göründüler.
Adnan
Pekak'ın, saç, manikür, pedikür fasla tam iki saat 20 dakika
sürdü.. Manikürcü kız, öğle yemeği bile yemeğe vakit
bulamadan şarkıcıyı güzelleştirdi, dinleyicilerinin karşısına
gayet güzel ve şık çıkmasını sağladı. Sonra 2,5 liradan
ibaret bahşişini alıp teşekkür etti...
Şarkıcı
pür tuvalet, kuvaför salonunun girişindeki parfümeri kısmından,
süs eşyası, krem ve pudra ayırmağa başladı. Kremleri,
pudraları elinin üstüne süre süre güç bela kendi tenine uyan
rengi seçebildi. 33.75 liralık Helena Rubinstein Coverfluid, güneş
yanığı renginde 25 liralık Max Factor Creme Puff, 14 liralık
Aqua Velva, iki Reksona aldı. Manikür, pedikür, saç parası
olarak vezneye tam 107.75 lira ödedi.
Haftada
iki defa berbere giden şarkıcının yedi günlük tuvalet ve süs
masrafı 250, aylık 1000 lira tutuyor. Adnan Pekak her türlü
tuvalet maddesi kullandığı halde yalnız parfüm sürünmüyor,
Üzerinde losyon olarak taşıdığı tek koku limon kolonyasıymış,
Ahbapları dostları ve hayranları ona Avrupa'dan çeşit çeşit en
pahalı cinsinden esans ve parfüm getirmişler ama, bunlar
kullanılamamaktan evde ekşimişler. En sevdiği koku (Femme), Evde
en az 12.000 liralık parfümü var. Bütün kadınların rüyalarına
süsleyen, iç geçirmelerine sebep olan Avrupa'nın bütün
gıcıklayım, arzu açıcı kokulan Adnan Pekak'ın evinde
kolleksiyon olmuş...
Adnan
Pekak'ın berberi kadın ya, terzisi de kadın... Elbiselerini,
kostümlerini Adana'nın ünlü sosyete terzisi Makbule Hanım
dikiyor. Şarkıcı, provaya uçakla geliyor. Bu kış yaptırdığı
7 kat payet elbiselerin her biri 3500-1000 lira arasında. Hepsine
30.000 lira ödemiş. İstanbul, Ankara ve İzmir sahnelerinde
giyeceği yaz sezonu için ısmarladığı elbiseleri ise 50.000 lira
tutuyor. Yani şarkıcının bir yılda ödediği elbise parası
80.000 lira civarında...
Bu
yaz Adnan Pekak'ın giyeceği elbiseler broşlarla süslü 1 ceket, 2
İspanyol, 2 ceketatay, 1 oryantal. Hepsinin toplamı 6.. Yazlık
olarak açık renkleri, düz beyaz, leylak, soluk sarı, grup
renklerini, yeşil beyaz karışımını tercih etmiş. Elbiselerin
dikimi beş ay sürüyor. Ramazanda ısmarlamış. Haziranda bitmiş
olacak. Üzerindeki işlemelerin, pulların, süslerin bolluğu,
dikimi geciktiriyor.
Adnan
Pekak, 50 bin lira ödediği bu elbiseleri 150-180 gün arasında
giyiyor. Sonra bu elbiseler ne oluyor dersiniz? Satsa, eskisi para
etmez. Bunun da kolayım bulmuş şarkıcı.Terzisine geri veriyor.
Terzi de bu allı pullu elbiseleri bozup dansözlere elbise yapıyor.
Dansözler Adnan Pekak'ın artığını giyiyorlar sahnede...
Bu
yaz Adana'da "Şarkınılık Geceleri" adlı bir revü
hazırlayacak olan Adnan Pekak, Beyrut'tan Abdülvehab'ın yeni bir
müziğini getirtmiş. Revünün bir özelliği, ayni vücut
ölçülerine sahip altı genç kadının sahnede, Adnan Pekak şarkı
okurken oryantal figürler yapması olacakmış. Pekak da sahneye 28
metre portakal rengi bir maşlahla çıkıp öyle şarkı
söyliyecekmiş...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder