Ana içeriğe atla

Özlem Onursal'a Teklif Yağıyor

HERKES, «Türk Sineması’nda kısır döngü sürüyor» diye feryat ederken, kimse bunun altında yatan gerçekleri düşünmüyor. Yerli film oynatan sinemalara asılan afişlerde, hep bildiğimiz, hep gözlerimizin aşina olduğu oyuncuların dışında yeni bir çehreye, yeni bir isme rastladınız mı hiç? Tabii ki, «Hayır»...
Türk Sineması'nın en önemli sorunu, yeni yeteneklere imkan tanınmaması ve bu yeteneklerin ortaya çıkması için gerekli çabanın harcanmamasıdır... İşte bunu bilen ve yıllardır sürdürdüğü «Sinema Artisti Yarışması» ile Türk Sineması’na yeni yeni genç oyuncular kazandıran SES Dergisi, bu yıl da sinemaya yeni bir isim armağan ediyor:
Özlem Onursal...
1.68 boyunda, 55 kilo ağırlığında cıvıl cıvıl bir genç kız... Güzel mi güzel, çekici mi çekici... Üstelik sinemayı ölesiye seviyor... Sinemaya tutkun. Uzun saçlarını ve büyüleyici bakışlarını görenlerin söyledikleri hep aynı:
«Artist gibi kız...»
Gerçek şu ki, «gibisi fazla».. Çünkü Özlem Onursal'ın bir ay içinde aldığı film tekliflerinin sayısını kendisi bile hatırlamıyor. Ancak o, her şeyden önce sinemaya atacağı ilk adımda, çok güzel bir yapıtla sinemaseverlerin karşısına ğeçmek istiyor. Bunun için de şimdilik bekliyor ve gelen film tekliflerini büyük bir dikkatle ve özenle inceliyor.
1958 yılının Ağustos’unda İstanbul'da dünyaya gelen Özlem Onursal, üc çocuklu Onursal ailesinin en çalışkan kişisi... Fransız Okulu ve Özel Selen Koleji mezunu. Geçen yıl üniversite sınavlarında başarılı olamayınca, o güne kadar hep düşlerini kurduğu foto-modeliik mesleğine ilk adımını attı. Bu arada yalnız podyumlarda yürümekle kalmadı, kendisine yapılan 15 reklam filmi teklifini değerlendirerek reklam dünyasına da adım attı. Televizyonda gösterilen bu reklam filmlerinden sonra, kameraya karşı duyduğu ilgi ve sevgi Özlem Onursan giderek sinemaya bağladı...
Sonra? Sonrasını hepiniz biliyorsunuz... Özlem, büyük bir heyecan ve umutla, SES’in açtığı geleneksel «Sinema Artisti Yarışmasına girdi ve kazandı... Aslında yarışmayı kazanan Özlem'den cok, Yeşilçam karlı bu işte... Çünkü. Yeşilçam, özlenen ve beklenen bir yeteneği kazanıyordu...
İşte SES, sinema prodüktörlerinin ve yönetmenlerinin, «Kısır döngü» diyerek, yaptıkları filmlerde hep aynı isimlere yer verirken, sinemaya yeni bir soluk, yeni bir ses getirecek pırıl pırıl bir genç kızı elinden tutup, Yeşilçam'a sokuyor.
Şimdi Özlem Onursal'ın kalbi sinema için çarpıyor... Üzerinde düşündüğü bir de proje var. Bundan tam 30 yıl önce İstanbul sinemalarında gişe rekoru kıran, «Mezarımı Taştan Oyun» adlı filmi ve onun başrol oyuncuları olan Hüseyin Peyda ile Sabiha İzer'i hepiniz hatırlarsınız... O yıllarda Sabiha İzer, «Türkiye Güzellik Kraliçesi» seçilmiştir ve hemen ardından Hüseyin Peyda ile birlikte kamera önüne geçerek, «Mezarımı Taştan Oyun» adlı filmi yapmıştı.
İşte 30 yıllık bir aradan sonra Özlem Onursal'ın «Mezarımı Taştan Oyun» adlı filmde oynaması isteniliyor. Hüseyin Peyda, 30 yıl önce başrolünü oynadığı bu filmde, bu kez yönetmen olarak görev alacak. Özlem, kesin olarak «evet» derse, o zamanın «Türkiye güzeli» olan Sabiha İzer'in oynadığı rolü, SES Geleneksel Sinema Artisti Yarışması'nı kazanan Özlem Onursal canlandıracak. Bu konuyla ilgili olarak Özlem Onursal şöyle konuşuyor: «Henüz kesin kararımı veremedim ama, sinemaya ilk adımımı atacağım film, 'Mezarımı Taştan Oyun' filminden daha güzel bir yapıt olamaz.»...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Rıza Silahlıpoda'nın Büyük Aşkı

RIZA Silahlıpoda ile Serap Taşdemiroğlu, ilk kez dört yıl önce İzmir’de tanışmışlardı. Dört yıl sonra yine bir nisan akşamı da aşkları ortaya çıktı. Serap Taşdemiroğlu «Rıza ile bir arkadaş toplantısında tanıştık. Son ra arkadaşlığımız hiç eksilmeden bugüne kadar geldi» derken, Rıza Silahlıpoda da sevgilisinin gözlerinin içine bakarak şunları söylüyor: «Başımdan iki nikah, bir de nişan geçti. Ancak hiçbir zaman aradığım mutluluğu bulamadım. Ve dört yıl önce tanıştığım Serap’ta buldum gerçek dostluğu... Arkadaşlığımız gün geçtikçe sevgiye ve aşka dönüştü. Ama bir süre evlenmeyi düşünmüyoruz.» İstanbul’da tekrar sahneye çıkacak olan Rıza Silahlıpoda bu arada bir longplay dolduracak... Sanatçı İstanbul’da sevgilisi ile dinleniyor ve longplayının hazırlıklarını sürdürüyor. Rıza Silahlıpoda daha önce Sevda Karaca ile evlenmiş, şiddetli geçimsizlik yüzünden ayrılmış, şarkıcı Nilüfer ile de nişanlanıp kavgalı gürültülü bir şekilde nikah masasına gitmeden yollarını ayırmıştı. Rız

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Nilüfer'in Kara Lekesi

Tüm çıplaklığıyla bilinmeyen bir olay hakkında konuşmak ve kişiler hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış hir harekettir... 14 Nisan 1981 tarihinde resmen boşanmaya karar veren Nilüfer ve Yeşil Giresunlu arasındaki sürtüşmeler de, sonunda bu olayın kahramanlarına koca bir «Kara leke» sürüverdi. Yeşil Giresunlu'nun basına yaptığı açıklamalar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü idi. Giresunlu aynen şöyle diyordu: «Nilüfer'in bir buçuk yıldan bu yana Mehmet Kölük adlı kişiyle ilişkisi vardır.» KADIN KADINA BİR SOHBET Bu olay hakkındaki gerçekleri bulmak için genç sanatçının evine giderek kadın kadına konuşmak istedim. Etiler'deki evinde beni annesi karşıladı... O da üzgün, o da çaresizdi. Bunca yıl büyütüp gözünün içine baktığı kızının «ihanet»le damgalanmasını hazmedemiyordu.. «Kızım sanatçı ama biz mazbut bir aileyiz. Ben dul kaldığım zaman Nilüfer henüz 9 yaşındaydı. Onu bugünlere getirene kadar neler çektim. Üç yaşında astıma yakalandı, yıllarca tedavi

Mine Mutlu Evleniyor

«MİNE MUTLU, rejisör Semih Evinle evlenme hazırlığında.. 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz' derler ya, inanmayın. Yeşilçam burası. Dumansız ateş de yakılır burada, ateşsiz duman da çıkarılır. Bu bakımdan söylentilerdeki gerçek payı üzerinde şimdilik bir tahminde bulunamıyor ve okuyucularımıza sadece bu 'evlilik haberini' vermekle yetini yoruz.» Geçen hafta, mecmuanız SES baskıya girerken duyduğumuz bu haberi tahkik edememiş ve «olayı,» haberler sayhamızda yukarıdaki cümlelerle vermiştik. SES, baskıya girdikten sonra işin gerçeğini öğrendik: Mine Mutlu evlenmesine evleniyordu, ama rejisör Semih Evin’Ie değil. AntalyalI tanınmış bir ailenin milyoner oğlu Cengiz Konuk'la. Geçen haftaki mecmua piyasaya çıkmadan işin gerçeğini öğrenmiş, hatta Cengiz Konuk'la Mine Mutlu'nun birlikte resimlerini çekmiştik, ama ne çare! Haftalık bir mecmua oluşumuz, sizlere olayın gerçek yönünü bir hafta gecikmeyle vermeye bizi mecbur ediyordu.. Mine Mutlu'yla Cengiz Ko