DİLİMİZDE bir söz
vardır, "Beşikten mezara kadar ilim arayınız," diye,
işte hu deyime uyan Sapancalı Arif Hikmet Ersoy'da başlamış
okumaya bir defa, ilkokulu köyünde bitirmiş, 23 yaşındayken de
eşi Ayşe ile evlenmiş. Bir kundura dükkanı açımş kendine,
Allah ne verdiyse günlük nafakasını çıkarıyor geçinip gidi
yor muş. Ne olmuşsa o zaman olmuş, işi ters dönmüş birden. Çok
kez boş filelerle eve döndüğü olmuş.
Köyde borçlu gezmek
ağır gelmiş. Çıkmış diyarı gurbete, varmış İstanbul'a..
Dolmabahçe Sarayına
bekçi olmuş. Bu defa da kendini boş hissetmiş Sapancalı Arif
Hikmet Ersoy. Düşünüp taşınmış, okumaya karar vermiş. Bir
sene gibi kısa zamanda Emirgan ortaokulunu bitirmiş..
Arif
Hikmet şimdi de liseyi bitiyor. Okumanın tadını almış
bir defa. "Topu topu 46 yaşındayım" diyor..
Üsküdar'da küçük
bir evde kirayla oturan Hikmet ve çocukları için, hayat şimdi çok
tatlı. Onu çalıştığı yere levazım memuru yapmışlar. Maaşını
da arttırmışlar ve giil gibi geçinip gidiyormuş artık..
Arkadaşları
tarafından sevilen, Sapancalı Arif Hikmet Ersoy Vefa Akşam
Lisesinin ağabeyi haline gelmiş. Türkiye'nin en yaşlı lise
öğrencisi için okul müdürü de şöyle konuşuyor:
- "Arif çalışkan
bir öğrencimizdir, terbiyesi, inceliği ile kendisini sevdirmiş ve
arkadaşlarına örnek olmuştur." Öğretmenlerinin ve okul
müdürünün takdir edici konuşmalarından, cesaret alan lise
öğrencisi.
-
"Okuyacağın, şimdilik İktisadi ve Ticari İlimler
Akademisini düşünüyorum, sonuna kadar gideceğim.."
diyor. Yaşlı delikanlıyı düşündüren bir husus da çocukları.
Onları da okutmak istiyor, en kiiçiik oğlunu subay, iki kızından
birini doktor, diğerini de eczacı yapmak niyetinde..
Sapancalı Arif Hikmet
Ersoy eşi için:
-"En büyük
desteğim odur, bütün gücümü ondan alırını." derken
istikbale her hali ile hazırlıklı olduğunu, belli ediyor...(diğer
haberler için aşağıdaki linke tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder