Ana içeriğe atla

Sevişen Kazanıyor

Loş bir odada duyulan iniltiler ve çalışan kameranın tekdüze sesi. Kompozisyon, baş kadın oyuncuyla baş erkek oyuncunun sevişmesi. Oldukça ateşli ve gerçeğe en yakın biçimiyle ve nihayet stop... Diğer yanda ıssız bir orman, genç bir kıza saldıran üç gözü dönmüş erkek ve yine kameranın o tekdüze sesi. Kameralar stop deyip, bütün işlemler bittikten sonra koca koca afişler. "Bu filmi çocuklarınızla görünüz", "Yılın ibret verici film olayı..." İşte Yeşilçam’ın en son kozu Ahu Tuğba gibi, Banu Alkan, Müjde Ar gibi sinemanın soyunan kadınlarıyla yapılmış "eğitici" filmler. Evet. 1970'li yılların seks furyasından sonra filmcilerin tek dayanağı yine seks. Arzu Okay, Mine Mutlu, Zerrin Egeliler, Dilber Ay ve bunlar gibi birçoğuyla başlamıştı seks furyasının altın çağı. Sadece ticari amaç güdülerek, hiçbir eğitici, öğretici, verici yanı düşünülmeksizin yapılan filmlerdi, o tarihte yapılan filmler. Sonunda "dur" diyenlerin baskısı altında süksesi sona erdi bu tür filmlerin. Zira halk, değil çocuğunu alıp anında sinemaya götürmek, elinden tutup önünden bile geçemez olmuştu.Şu sıralarda ise "eğitici" adı altında gizlenen seks yine gündemde. İşte Serpil Çakmaklı'lı Oya Aydoğan'lı, işte SedaSayan'lı ve işte Bilun Nazlıhan'lı filmler. Hangisinde seks yok? Hepsinde var. Belki eğitici, ibret verici yanı da var ama, örtünün altı hep seks, yine seks, Türkan Şoray'ın yıllar sonra yatağa girip seviştiği ve onu da Hülya Koçyiğit'le Gülşen Bubikoğlu'nun izledikleri bu furyada... "Çocuklarınızla görün" dedikleri filmleri izlemeye gittiğinizde, bir gencin baş düşmanı olan uyuşturucuyu çocuklarınızla rahatlıkla seyredebilirsiniz, ama genelevde birkaç kişiyle birlikte yapılan seks âlemleri perdeye yansıdığı zaman, muhakkak ki onların gözlerini ellerinizle kapatmak zorunda kalırsınız. Bu mu eğiticilik, bu mu öğreticilik?... İşte bu yüzden daha işin başındayken uyarmak lâzım film yapımcılarını... Çünkü kazandıkları seyirciyi, seksi hortlatarak çok çabuk
kaybedecekler.
SİFTAHI SOYUNARAK YAPTI
Bugün sinemada adını duyurmak hatta zirveye göz dikme iddiasında bulunmak çok kolay. Eğer kamera önünde çekinmeden,sıkılmadan soyunabiliyorsan ve de güzelliği gizliliğinde olan sevişmeyi birkaç kişinin önünde yapabiliyorsan şöhret olmak üstelik, talep ettiğin parayı almamak işten değil. İşte bunun en son ve en somut örneği Vahdet Vural'la birlikte ilk filmini çeviren Beyhan Baysal'ın yaptığı siftah. Gazino sahnelerinde aradığını bulamayan ve magazin basınında soyunarak adından söz ettiren genç şarkıcı şimdi aynı sansasyonu sinemada yaratmak niyetinde. Yaratacakta. Çünkü Umut Film hesabına çekilen bu yeni filmde Beyhan Baysal ilk denemesi olmasına karşılık Vahdet Vural'la yatağa çırılçıplak girerek bol bol sevişiyor... Üstelik bu sevişme sahneleri öyle böyle değil... Seyredenin iştahını kabartacak kadar cüretli. Sonra Beyhan Baysal istediğini almasın da kim alsın? Arz talep meselesi ne de olsa...
YEŞİLÇAM'I SOYAN KADIN
Yeşilçam’da bundan altı yıl öncesi bir Müjde Ar olayı vardı. Televizyonda gösterilen “Aşk-ı Memnu” dizisiyle bir anda yıldızı parlayan Müjde Ar, film yapımcıları için öylesine geçer akçe oldu ki çok kısa zamanda âdeta firmalaştı. Bugün ayakları yere basan filmlerin en az bir tanesine imzasını atan Müjde Ar'ın yerini ise şimdi Ahu Tuğba aldı. Hem de öyle dönüş yaptı ki Ahu Tuğba; yıllar öncesi ikinci, üçüncü kadın rollerini vermeyi bile düşünen film yapımcılarından doyasıya intikam aldı... Çünkü rejisörün her istediğim yaptı. "Soyun" dediler soyundu. "Seviş" dediler sevişti, bir anda kapalı gişe oynayan eğitici aile filmlerinin "Gizli seks sembolü" oluverdi. Ahu Tuğba nın bu sinema politikasını benimseyen diğer genç yıldızlar da sevişme sahnesi olmayan veya mevsim farkı gözetmeksizin çıplak görünmedikleri bir film çeviremez oldular. Ve böylece Ahu Tuğba’nın adı artık “Yeşilçam'ı soyan kadın" olarak anılmaya başladı ..
Rejisörün yatağı mekân değiştirdi...

1960'lı yıllarda Yeşilçam'da şöhret olmak için önce kulaktan kulağa yayılan sonra da, alenen söylenen bir kural vardı. "Star olmak istiyorsan rejisörün yatağından geçeceksin.” O yıllarda star olarak şöhretin zirvesine çıkanlar bugün sanat röportajlarında Rejisörün yatağından geçmediklerini ifadelemeye çalışa dursunlar yeni yıldızların hiç de böyle bir derdi yok. İşte sinemaya sahneden transfer olan bir genç yıldız Seda Sayan. Bir yıl içinde önce Gökhan Güney'le, sonra da Kadir İnanır’la iki film yaptı ve Allah vergisi güzelliğini Yeşilçam kamerasının önünde gönül rahatlığıyla sergileyip erotizme bir parmak bal çalınca aranılan yıldız oluverdi. Çünkü artık günümüzde rejisörün yatağı film setlerinin ortasına kuruldu. Üstelik de eğitici, öğretici aile filmlerinin platolarına...(Diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Turgut Özatay Evlendi

1964 yılını 1965'e bağlayan günlerdeyiz... İstanbul rıhtımına güzel bir Italyan gemisi yanaştı: «San Marco»... Gemiden çıkan turistler Istanbul'ın tarihi anıtlarını, tabiat güzellikleri görmek istiyorlar. Geminin merdivenlerinden iki İtalyan kızı iniyor. Tam o sırada Türk sinema dünyasının ünlü karakter oyuncusu Turgut Özatay da orada bir arkadaşını ziyarete gelmiş. Kızlardan İngilizce bileni Turgut'a, «Ayasofya'ya ne taraftan gidebiliriz?» dîye sordu. Turgut da bu iki turist kıza, «İsterseniz otomobilimle sizi oraya götürebilirim,» cevabını verdi. Biraz sonra üç kişi Ayasofya'nın 1500 yıllık kubbesi altında geziyordu. Genç kızlardan Cinzia Morigi adında olanı Fransızca biliyordu ve Urbino üniversitesinde felsefe doktorası yapıyordu. Cinzia, İtalya'ya gittikten sonra, pek beğendiği Turgut Özatay'a bir teşekkür mektubu yazdı. Turgut bu mektubu arkadaşı Vladimir Krasovsky'ye tercüme ettirdi. Mektuplaşma aylarca, hatta yıllarca devam etti. 1965 geçmi...

Rol Yapmayı Unutmuşlar

İki yıla yakın süredir gazino sahnelerinden ve film setlerinden uzak kalan Meral Zeren kendisine, çalışma izni vermeyen parasal aşkından koptuktan sonra fiziki bir değişimle ortaya çıktı. Önce assolist olarak sahnelere döneceğinden ardından plak çalışmalarını hızlandıracağından söz eden güzel yıldız birde baktık ki geçtiğimiz günlerde söylediklerinin tersine önce film, setlerine dönüş yapıvermiş. Başrol de olsa pek öyle iddialı bir yapım olamayan filmin setinde Zeren'i gördüğümüzde yanında kendisi gibi setlerden uzak kalan eski bir film yıldızı daha vardı. Fazla kilolarını attığını söylemesine rağmen yine de hayli tombiş sayılan Ayşen Cansev 'den başkası değildi bu yıldız. Filmin erkek oyuncuları ise Yusuf Sezgin ile Salih Kırmızı idi. Yani filmcilerin tabiri ile dördünü biraraya getirseniz ancak işi kurtarır dedirtecek cinsten bir kadro ile çekime başlanmıştı.. Yavuz Film adına çekilen ve yönetmenliğini Yavuz Özışıklar'ın üstlendiği filmin çekim programı her yönüyle güze...

Kartal Tibet'in Hayranlarının Sevgisi

Sinema yıldızlarının oturduğu semtlerin posta müvezzilerine Allah sabırlar versin. Öyle ya, onlar muhakkak ki meslekdaşlarından hem daha çok çalışmakta, hem de daha çok yorulmaktalar. Üstelik sadece her Allahın günü o yıldızın» evine 50 ile 100 arasında değişen mektup taşısalar gene iyi, arada «hayranlardan gelen hediyeler» de var.. Geçenlerde Bebek’e gitmiştik. «Hazır gelmişken bir de Kartal Tibet'e uğrayalım,» deyip Arif Paşa yokuşuna saptık. Ayağımız uğurlu mudur, nedir? Biz girdikten sonra kapı kısa aralarla çalınmaya başladı. Önce Gündüz hanımın ahbapları geldi, peşinden Kanat için ısmarlanan oyuncakları getiren adam ve peşinden mahallenin emektar müvezzii... Kartal Tibet kucağında büyük bir mektup tomarıyla yanımıza geldiği zaman dikatimizi hemen zarfların arasında göze çarpan bir paket çekti. Bir «Kartal Tibet» hayranı tutmuş, okuyup çok beğendiği «Kopuk Takımı» adlı kitaptan bir tane daha alıp hayranı olduğu yıldıza göndermişti. Bu, bizim aklımıza bir konu getirdi: A...

Sema Yardımcı İntikam İçin Assolist Oldu

Gazino sahneleri genç bir assolist daha kazanıyor... Üstelik bu assolist nikah masasından gazino sahnelerine transfer olan 21 yaşında taptaze bir bakire... ŞEY, genç kızlara ibret olacak bir evlilik dramını gün ışığına çıkartırken, adı önümüzdeki günlerde gazino neonlarının tepesine yazılacak Sema Yardımcı’yı da bir filmlik ve fotoromanlık deneyimine rağmen ilk kez tanıyacaksınız... Günlük gazetelerde çok okuduk “Bahtsız gelin” haberlerini. Ama böylesine ilk kez rastladık. Adını fotomodel - manken olarak duyurmaya çalışan bir kız gazino çevrelerinde “Assolist” olarak konuşulurken duyulmamış bir sosyete skandalı ortaya çıktı. Ünlü bir armatör ailesinin denizci oğlu Feyzi Oskay’ın nikah masasında bırakıp kaçtığı Sema Yardımcı’nın intikam uğruna assolist olmaya karar verdiği gazino çevrelerinde günün konusu şimdi. İlk sınavını Maksim Gazinoları’nda vereceği söylenen Sema Yardımcı’yı sahne tuvaletlerini diken ünlü modacı Gürna Çapa’nın yanında bulduk. Önceleri hiç konuşmak istemeyen “...

Zavallı Oya Hep Yatakta

Oya Aydoğan 'ın sinemadaki çizgisi bellidir... Çevirdiği her filmde mutlaka dişiliğini şöyle ya da böyle gösterir ya da göstertirler... İşte, Berhan Şimşek’le birlikte oynadığı son filmi olan “Zavallılar”da da, Oya Aydoğan bir türlü yataktan çıkamadı. Çeşil çeşit zavallılık vardır... İnsan, açlıktan zavallıdır, çaresizlikten zavallıdır, işsizlikten, parasızlıktan, kimsesizlikten zavallıdır... Fakat bizim bilmediğimiz bir başka zavallılık türü daha varmış... Aşk zavallısı... Bunu nerede mi teşhis ettik? Hemen söyleyelim, Oya Aydoğan'ın son çevirdiği filmin setinde... Yapımcı Kemal Dilbaz adına, yönetmen Ümit Efekan tarafından çekilen ve “Zavallılar” ismini taşıyan filmde, Oya Aydoğan, köyden şehre gelip, büyük kentin çarkları arasında kaybolan ve kaderin acımasızlığına karşı koyamayıp, hayalleri yok olan ve sonunda da onun bunun elinde oyuncak olan bir genç kızı canlandırıyor. Bu filmde Oya Aydoğan, yukarıda söylediğimiz gibi tam bir aşk zavallısı... Mekanı ise çoğu ...