Ana içeriğe atla

Ayhan Işık ve Sinemada 20 yıl

Tam 20 yıl süreyle adını afişlerin, sinema fenerlerinin (bak: Haftanın ansiklopedisi), filim jeneriklerinin başında yazdırmak gerçekten önemli bir iştir... Hele sinemaya Reşit Gürzap’ların, Suavi Tedü’lerin, Muzaffer Tema'ların, Kenan Artun’ların egemen olduğu devirde girmek; Göksel Arsoy’ların, Orhan Günşiray Göksel Arsoy’ların’ların devrinde durumunu koruyup, ününü Yılmaz Güney’lerin, Cüneyt Arkın’ların, Kartal Tibet’lerin devrinde sürdürmek çok daha önemlidir.
Ayhan Işık 5.5.1929'da İstanbul’da doğmuştur, ama ailesi Selanikli’dir. Selanik'te Atatürk' ün doğup büyüdüğü eve bitişik bir evde oturan aile mübadele ile İzmir'e gelir, oradan İstanbul'a göçer. Altı kardeşin en küçüğü olan Ayhan Işık (asıl soyadı Işıyan'dır) 13 yaşında çalışmaya başlar; Akademi’nin sonuna kadar bir taraftan çalışır, bir taraftan okur. Tezgahtarlık, seyyar satıcılık falan derken Bab-ı ali'ye gelir. Gazetelere başlıklar yapar, Hafta mecmuasına sayfası 7 liradan resimli romanlar çizer. 1951'de Yıldız dergisinin açtığı artist yarışmasında «birinci» olması hayatım değiştirir. İsterseniz sözü, Ayhan Işık’a bırakalım:
- «O yıllarda bütün arzum Amerika'ya gidip otomobil desinatörü olmaktı. Sinema konusunda, yarışmadan evvel bana yarı resmi birkaç teklif yapılmış, birkaç filimciyle konuşmuş fakat anlaşamamıştım. Yıldız dergisinin açtığı yarışmaya 'Artist olup üç beş kuruş kazanır, bu parayla da Amerika'ya giderim,' diye düşünerek girdiğimi itiraf ederim. Ama gelişmeler bu fikrimi ikinci plana itti, sinemayı bir meslek olarak benimsedim.»
Ayhan Işık'ın girdiği yıllarda sinema bir meslek değildir, tiyatrocuların elinde olan bir «ek iş» tir sadece. Kural, Ayhan'la değişir, sinema artistliği meslek olur, artist ücretleri yükselmeye başlar.
- «İlk filmim 'Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan'da 1500 lira almıştım. Şöhretimi sağlayan 'Kanun Namına'da 1800 lira aldım. 'Kanlı Para'yı da o fiatla çevirdim ama, 'İngiliz Kemal'dan 2500, 'Şimal Yıldızı'ndan 6000 lira aldım.»
1958 yılında Ayhan Işık filim başına 30 000 lira almaktadır. O sırada bir Amerika gezisine çıkar ve 11 ay sonra Türkiye'ye döner. Dönüşünü duyan filimciier ona teklif yapmaya geldiklerinde yeni bir rakamla karşılaşırlar. Fiatı 40 000 liradır. Bu fiatla birkaç mukavele imzalar, ama o günlerde bir şeyin farkına varır. 11 ayda köprülerin altından çok su akmıştır. Göksel Arsoy'lar, Orhan Günşiray'lar bomba gibi patlamışlardır sinemada. 59 sonlarında kararını verir. Piyasa rayicinin çok üstünde olan fiatını «makul bir seviyeye» indirir.
«Ayşecik Canımın İçi», «Sevimli Haydut», «Otobüs Yolcuları», «Küçük Hanımefendi» ile 1960'ta yeniden ve eskisinden daha güçlü olarak doğar Ayhan Işık...
1968 yılında, yani meslek hayatının 17'nci yılında bir bezginlik sarar Ayhan Işık’ı.. Her şeyi bırakıp uzaklara, çok uzaklara gitmek ister. Sinemayı, sessiz sedasız bırakıp Amerika'ya gider. Dönüşünde yeni tekliflerle karşılaşınca, «İşe sıfırdan başlamalı yine,» der ve yepyeni bir politikayla Yeşilçam'a döner. Bu, Ayhan lşık'ın sinemadaki üçüncü dönemi, daha doğrusu üçüncü doğuşudur.
Önümüzdeki hafta sinemadaki yirminci yılını dolduracak Ayhan Işık ne düşünmektedir 1971 için. Uzun uzun konuştuğumuz bir gün kendisine bunu sorduk ve şu cevabı aldık:
- «Benim sağlam prensiplerim vardır. Mesela her filme tam bir ay veririm. Prodüktör filmini ister 10 günde bitirsin, ister 28 günde o beni ilgilendirmez. Ben bir ay süreyle 'emre amade' olurum. İşime vaktinde gider, sette huzursuzluk yaratmamaya çalışırım. Bunlar 20 yıldır olduğu gibi devam edecek.»

1951 yılının yıldızıydı Ayhan Işık. 1961'de de öyle. Şimdi takvimler 1971'i gösteriyor ve Ayhan Işık hala adını zirvedekilerin arasında saydırıyor; adıyla filim satıyor, en yüksek ücretlerden birini alıyor. 1991 yılı ne gösterir, onu ama, herhalde 1981 yılında da onun hakkında aynı şeyleri söyliyeceğiz. Biz bunu ihtiyatlı davranmak istediğimiz için böyle yazdık. Oysa bugün 40 yaşında, evli, bir çocuk babası olan Ayhan Işık laf arasında, «Ben sinemada 70 yaşındaki bir adamın da başrol oynayabileceğini ispat etmek istiyorum!» demişti...(diğer haberler için aşağıdaki linke tıklayın)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konse

Türkan'ın Oyununa Geldim

TÜRKAN'IN OYUNUNA GELDİM Bir yanardağ...Aylardan beri için için kaynayan...Patlamaya pek niyeti olmadığı halde, koşullar sonucu büyük bir gürültüyle patlayan bir yanardağ... Ve şimdi ateş saçan bu yanardağ Cihan Ünal'dan başkası değil...Türkan Şoray'olan aşkı neredeyse şarkılara türkülere konu olacak duruma geldiği halde işin başından beri ortaya Şoray'la birlikte kesin çizgiler koymayan ve “bile bile lades”li sözler olan “belki”leri,”olabili”leri çok güzel bir şekilde vurgulayan Cihan Ünal,içnde yaşadığı koşulların birdenbire yön değiştirmesiyle artık dayanamadı ve patladı.Ve kanımızca tüm kamuoyunu ilgilendiren, kendisinin Türkan Şoray'la olan aşkının getirdiği,zihinlere çöreklenen bir çok soruya ışık tutan şaşırtıcı itiraflarda bulundu...Cihan Ünal'ı aylar sonra itiraflara zorlayan neden kuşkusuz herkesin evlnecekler gözü ile baktığı bir sırada Türkan Şoray, yeni bir oyunuyla Ruçhan Adlı gibi aşk yaşadığı Cihan Ünal'ı terkedilmiş pozisyonuna soku

Şey Dergisi’nin 1984 Tarihli 29. Sayısı

https://www.tozlumagazin.net

Nilüfer'in Kara Lekesi

Tüm çıplaklığıyla bilinmeyen bir olay hakkında konuşmak ve kişiler hakkında suçlamalarda bulunmak yanlış hir harekettir... 14 Nisan 1981 tarihinde resmen boşanmaya karar veren Nilüfer ve Yeşil Giresunlu arasındaki sürtüşmeler de, sonunda bu olayın kahramanlarına koca bir «Kara leke» sürüverdi. Yeşil Giresunlu'nun basına yaptığı açıklamalar oldukça ilginç ve bir o kadar da düşündürücü idi. Giresunlu aynen şöyle diyordu: «Nilüfer'in bir buçuk yıldan bu yana Mehmet Kölük adlı kişiyle ilişkisi vardır.» KADIN KADINA BİR SOHBET Bu olay hakkındaki gerçekleri bulmak için genç sanatçının evine giderek kadın kadına konuşmak istedim. Etiler'deki evinde beni annesi karşıladı... O da üzgün, o da çaresizdi. Bunca yıl büyütüp gözünün içine baktığı kızının «ihanet»le damgalanmasını hazmedemiyordu.. «Kızım sanatçı ama biz mazbut bir aileyiz. Ben dul kaldığım zaman Nilüfer henüz 9 yaşındaydı. Onu bugünlere getirene kadar neler çektim. Üç yaşında astıma yakalandı, yıllarca tedavi

Deniz Gökçer Tercihini Yaptı

TİYATROYLA pek fazla içli dışlı değilseniz bile muhakkak Deniz Gökçer adını duymuşluğunuz vardır. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’le, aynı tiyatronun sanatçılarından Mediha Gökçer'in kızlarıdır Deniz Gökçer. Ne yalan söylemeli, geçen gün Acar Filim platosunda karşı karşıya gelip tanıştırılıncaya kadar, benim de kendisi hakkındaki bilgim bundan fazla değildi. Pek onun «Genel müdürün kızı olmaktan öte» iyi bir tiyatro artisti, sözü edilir, hesaba katılır bir sanatçı olduğunu duymuşluğum: «Andromak» ta, «Damdaki Kemancı» da, «Bir Bardak Su» seyretmişliğim vardı. Platoda, iki plan arasında tanıştırıldık Deniz Gökçer'le. El sıkıştık, kenardaki iki sandalyeye oturup konuşmaya başladık. 1945 yılında, Ankara'da doğmuş Deniz Gökçer... Önce Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne gitmiş, orada 6 yıl okumuş. Sonra şiddetli bir «lumba go» onu Bale Bölümünden ayrılmaya mecbur etmiş. Bunun üzerine yeniden imtihanlara girmiş Deniz Gökçer, bölüm değiştirip Devlet Konser