Şurası
muhakkaktır ki, dünyanın en sevilen diktatörleri modacılardır!...
Ağızlarından çıkan bir kelime, modellerinin üzerindeki bir
çizgi değişikliği, yahut da küçük bir makas darbesi, dünyayı
yerinden oynatmaya kafi gelir. Sonra telefonlar, teleksler işler,
moda dergileri yeniden donanır ve dünya üstündeki milyonlarca
kadın, erkek, yaşlı, genç, aslanlara atılan Hıristiyan
sessizliği ile, yeni modayı kabullenir. Hemen terzilere koşulur,
sevgili diktatörlerin emrettikleri biçimde elbiseler, mantolar,
mayolar ve şortlar yaptırılır...
Maksi
miniyle, midi channelie mücadele ededursun, son aylarda moda
dünyasının başkenti Paris'ten, kadınların da, erkeklerin de
yüreklerini hoplatan bir ses yükseldi: «Hayır!... Ne maksi, ne
mini, ne midi, ne de channell... Bunların hepsi öldü! Yaşasın
mini-şort!»
Önce
derin bir sessizlik, sonra kafalarda şekillenen «acaba» lar ve
yine yüz binlerden yükselen çığlık: «Evet şimdi hepsi
öldü!... Yaşasın mini-şort!» Değişik değişik, renk renk,
desen desen mini - şortlar. Yıldızlar mini - şort giyiyor, kızlar
mini - şort giyiyor ve evet erkekler de mini - şort giyiyor.
Rahatlıkla söylenebilir ki, asrımızda hiç bir moda akımı,
dünyayı bu derece etkileyip egemenliği altına almamıştır.
Bütün moda evleri mini - şort üzerine son kreasyonlarını
sergilerken, dünyanın en parlak, renkli eğlence yerlerinde mini -
şortlu güzeller arz-ı endam eyliyor, dünya caddeleri mini -
şortlu güzellerden geçilmiyor... Şüphesiz mini - şort, moda
dünyasının ne ilk, ne de son yeniliği olacak. Fakat daha ilkbahar
gelmeden dünyayı hakimiyetine alan mini - şort modası, uzun süre
tahtından inmeyeceğe benzer.
Evet, mini, maksi,
midi, channel öldü Yaşasın mini – şort!
Müjde müjde!.. Mini -
şort rüzgarı, Avrupa’daki kadar sert esmemekle beraber, sonunda
Türkiye’ye de geldi. Bir aya yakın bir süreden beri,
gazetelerde, yıldızcıklanmızın kendi imalatları mini -
şortlarıyla resimleri çıkıyor. «Yıldızcıklardan» sonra
yıldızlar da benimsediler bu modayı. Ama henüz giyinip, halkın
araşma karışmaya pek cesaret edemiyorlar. Filiz Akın
Yunanistan’dan gelirken, geçen haftaki mecmuamızda gördüğünüz
mini - şortu bavuluna sıkıştırdı. Kulağımıza
fısıldadıklarına göre, Hülya Koçyiğit’le, Fatma Girik’in
de birer mini - şortu varmış. Ve nihayet geçtiğimiz günlerde,
modayı yakından izlemesi ile ün yapan Ajda Pekkan, Paris'ten
İstanbul'a gelirken beraberinde getirdiği biri siyah, diğeri beyaz
iki mini - şorttan siyah olanını giydi ve maksi ile midinin, mini
eteği öldürdüğü bir devrede ansızın ortaya çıkan mini -
şortu Türk sahnelerinde lanse etmeye başladı.
Türk
sahnelerinin mini şortlu ilk yıldızı ile, mini şort üzerine,
Başkent’te, çalışmakta olduğu kulübün kulisinde konuştuk.
İşte SES’e söyledikleri:
-
«Mini eteği ilk lanse edenlerden biri ben oldum. Çünkü
bacaklarımın güzel olduğuna inanıyordum ve artist olduğum için
değişik giyinmem, moda öncülüğü yapmam şarttı. Mini eteğin
en yaygın olduğu zamanlarda sahneye mikro - mini denilecek
eteklerle çıktım. Fakat özel hayatımda hiçbir zaman bu derece
kısa etek giymedim. Sonra zamanla mini etek eski havasım kaybedip,
ayağa düşmeye başladı! Kısa etekli sahne elbiselerimi bir
kenara kaldırıp, etekleri yerlere değen şahane tuvaletler
yaptırdım. Maksiyi de, mir.lyi de pek sevmedim desem, bilmem kızar
mısınız bana! Bunların yerine diz kapağının hemen ortasındaki
channel etekler daha çok hoşuma gitti.
«Mini
- şorta gelince... Ne yalan söyleyim, pek hoşlandım bu cazip
kıyafetten. Hoşlandığım için de onu Türk sahnelerinde lanse
etmek görevini üzerime aldım. Mini - şort bazı bakımlardan mini
etekten daha pratik. Bir kere bacaklar mini etekten daha rahat
hareket ediyor mini - şort içinde. Sonra insana küçük bir erkek
çocuğu havası veriyor.
Ajda
Pekkan'm Fransa’dan getirdiği mini - şortların ikisi de danteli
andıran incecik bir kumaştan yapılmış. Mini - şortların, önü
tamamiyle açık, gömlek biçiminde birer bluzu var. Avrupa’da bu
şeffaf bulüzler, öndeki düğmeleri iliklenmeden ve iç çamaşırsız
olarak giyiliyormuş. Ajda Pekkan, «Bu bulüzierden de iki tane
aldım,» diyor ve ilâve ediyor: «Ama henüz onları o şekilde
giymeye cesaretim yok!..»
Ayrıca
mini - şortu tamamlamak için maksi uzun çorap ve çizme de
giyiliyormuş Ajda Pekkan Paris'ten gelirken mini - şortların
maksilerini de, çizmelerini de, çoraplarını da getirmeyi
unutmamış tabii. «Bir kıyafeti tamamlayan aksesuardır,» diyor.
«Nasıl unuturum?»...(diğer haberler için aşağıdaki linke
tıklayın)
Yorumlar
Yorum Gönder